Kadına şiddet zıplayarak biter mi?

Oktay-Melek Kaynarca çiftinin boşanma davasını, Melek Hanım'ın "Eşim beni yumrukladı" diye şikayetçi olmasıyla öğrendik. 'Yahşi Cazibe' dizisinin sempatik oyuncusu Gökçe Özyol ise, oyuncu eşi Gökçe Aytaç Özyol'un yüz kemiğini kırmış.
Sebep; eşinin kahvaltıya arkadaşını çağırmasıymış.
Kadına şiddete karşı bir sürü kampanya düzenleniyor ya...
ADEM İLE HAVVA...
Ünlülere, dayak yemiş makyajı yapılıp fotoğrafları çekiliyor, binlerce insan şiddet uygulayanları protesto etmek için dans ediyor ya da aynı anda 1 milyar insan zıplıyor falan filan...
Bu kampanyaların ne kadar faydası var, çok merak ediyorum.
Kadına şiddet sorunu, sadece eğitimsizlikten kaynaklanmıyor. Atıyorum, Ümraniye'de varoşlarda yaşayan ilkokul mezunu asgari ücretli kocanın, karısını yumruklamasıyla; konservatuvar mezunu Gökçe Özyol'un karısının yüz kemiğini kırması arasında hiçbir fark yok.
Emin olun, bu tarz şiddet kaynaklı boşanma davalarına bakan erkek hakimler de "Kim bilir kadın adamı nasıl çıldırttı; dırdırıyla beynini yemiştir" diye içlerinden geçiriyordur.
Kadın hakimler de "Öküz adam, kim bilir hangi hayvanlıkları yapıp kadının hayatını zindana çevirdi" diyordur.
Dahi felsefeciler, yazarlar bile kesin çözüme ulaşamadılar.
Kadınla erkek arasındaki aşk ve şiddetle yoğrulmuş bu mücadele hiç bitmez.
Dünyada hiçbir sorun; kadın ve erkek arasındaki sorunlar kadar eski olamaz.
Adem ile Havva'ya kadar uzar bu tartışma.
Bu sorunu çözmek için bari hiç olmazsa aynı anda zıplayıp dans etmeyelim.
Bu, ölümsüz mücadelenin şanına hiç yakışmıyor!