Kadınlar mutfakta sebze doğramamdan etkileniyor!

Rafet El Roman'ın keşfi olarak hayatımıza giren ve kısa sürede müzik dünyasında rüştünü ispatlayan Yusuf Güney'in 10 parmağında 10 marifet var! Güney'in çok iyi bir İtalyan mutfağı şefi olduğunu öğrenince "Hadi bize bir şeyler pişir" dedik ve soluğu Mövenpick Hotel'de aldık. Oteldeki Azzur Restaurant'da önlüğü takıp mutfağa giren şarkıcı, yarım saatte harika bir Penne Arrabbiata ve salata yaptı. Güney'in yaptığı yemekleri yerken, mutfaktaki becerilerini ve yeni single'ı 'Hazin'i konuştuk...
İtalyan yemeklerine merakınız nereden geliyor?
Yurt dışında yaşadığım zamanlarda birçok iş yaptım. Babam zaten 40 yıllık şeftir; İngiltere'de ödülleri var. Her memleketten yemek bilir. Ama işin komik tarafı; babam şu zamana kadar bana hiçbir şey öğretmemiştir. Çeşit çeşit yemek yapmayı bilirim ve hepsini kendi başıma öğrendim.
TARİFİ BABAMA VERMEDİM
Demek ki babanıza çekmişsiniz...
Kesinlikle! En azından el yatkınlığım ondan geliyor. 'Elleri küçük olan insanlar güzel yemek yapar' derler ya, benimki de o hesap. Babam, kendi yarattığım mercimek çorbasını içtiği zaman "40 yıllık şefim ama böyle çorba içmedim, tarifini versene" demişti. Vermedim ama! O da bana zamanında hiçbir şey öğretmiyordu. (Gülüyor)
Boynuz kulağı geçmiş...
Estağfurullah, o kadar değil. Kendi buluşlarım gerçekten güzeldir. Yemek yaparken ölçek kullanmam, hep göz kararı.
Anneniz de becerikli midir mutfakta?
Tabii ki ama annem mutfağa fazla girmez çünkü babamdan sıra gelmez ona. Yarım saatte pat pat bütün yemekleri yapar.
Londra'da restoranlarda çalışmaya nasıl başladınız?
Pazarlama müdürlüğü yapıyordum ama sıkılmıştım. Bir gün Londra'nın en ünlü İtalyan restoranlarından birine gidip yemek yedim ama makarnasını hiç beğenmedim. Sonra evde makarna çeşitleri denemeye başladım. Baktım güzel oluyor, arkadaşlarım da beğeniyor; "Ben İtalyan şefi olacağım" dedim ve işe çıraklıktan başladım. Güzel bir İtalyan restoranında bulaşıkçı olarak işe başladım. Sürekli şefleri gözlemledim, yemeklerin nasıl yapıldığını öğrendim.
Türk filmlerindeki gibi bir keşfedilme hikayeniz var mı?
Bir gün şefime, "İzin verirseniz size yemek yapmak istiyorum" deyip güzel bir Penne Arrabbiata yaptım ama içine kendimden de soslar, baharatlar kattım. Şef makarnamı yiyip inanılmaz beğendi, sonra da yanına yardımcı olarak aldı beni ve işi iyice öğretti. Ama müziğe başladıktan sonra o serüven bitti.
Hamur işlerinde de çok iyisiniz diye duydum...
İngiltere'de şeflik yaparken geceleri de baklava ustası olan dayımın yanında çalışmaya başladım. İki sene sonra bir baktım, baklava ustası olmuşum. Şimdi su böreğini, kekleri, çikolatalı pastayı, soslu pastaları, şekerpareyi falan çok iyi yapıyorum.
Mutfakta bu kadar yetenekli olmanız, kız arkadaşınız için de zor olmalı...
Mutlu olan da oluyor, mutsuz olan da... Mutsuz oluyorlar çünkü kilo alıyorlar! (Gülüyor) Gecenin 2'sinde arkadaşlarla otururken kalkıp su böreği yapıyorum. "Seninle ne zaman görüşsek kilo alıyoruz" deyip benimle görüşmeyi kesenler oldu! (Gülüyor)
'Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer' derler ama sizde durum farklı galiba...
Evet, ben tam tersini yapıyorum. Kadınımı etkilemek için mutfakta bütün hünerlerimi gösteriyorum. (Gülüyor) Özellikle sebzeleri tak tak tak doğrarken acayip etkileniyorlar!