Kahramanımızı nasıl koruduk?(!)

Geçen hafta haber bültenlerine konu olan olay, bana göre tam bir kahramanlık destanıydı.
Iğdır'da PKK'lı bir terörist, LPG yüklü tankeri gasp ediyor. Şoförü silahla tehdit edip karakola sürmesini istiyor.
Aynı zamanda üzerindeki bombalı düzeneği de şoför mahalline yerleştiriyor.
Kahraman şoför, karakola metreler kala hareket halindeki araçtan atlayıp askerlerimizi 'Tankerde bomba var, dikkat!' diye bağırarak uyarıyor.
O sırada terörist bombayı patlatıyor.
Tanker henüz karakola ulaşamadığı için muhtemel bir facia, o şoförün kahramanlığı sayesinde önleniyor.
Haberi bazı televizyon kanalları, tanınmaması için şoförün yüzünü mozaikleyerek verdiler. Zaten doğru olan da buydu. Kahramanımızı gözü dönmüş teröristlerin gazabından korumak için bu özeni göstermeliydik. Ama bazı kanallarda şoförün ismini açık olarak okudular. Hatta yüzünü 'tabak gibi' ekrana getirdiler. (Örnek: Pazar akşamı Kanal 7 Ana Haber) Aynı günlerde Amsterdam-
Lyon arasında sefer yapan bir yolcu treninde eli silahlı bir terörist dehşet saçıp iki kişiyi öldürdü.
O sırada trende bulunan iki ABD askeri müdahale edip saldırganı etkisiz hale getirmese, trende canlı kimse kalmayacaktı.
Peki o iki 'kahramanın' fotoğrafını, görüntüsünü, ismini, cismini herhangi bir kanalda, gazetede görebildiniz mi?
Terörle mücadele sadece askeri birliklerin operasyonuyla çözülmez. Öncelikle 'milli bir şuur' gerektirir. İşte Batı ile aramızdaki en büyük fark da burada...