Kahvenin Avrupa yolculuğu
Günümüzün en çok sevilen içeceklerinden kahve, 18’inci yüzyıl İstanbul’unda sıkça tüketiliyordu. O dönem çikolata ve çay içen Avrupalılar, İstanbul’daki kahve tüketimini örnek alarak kendi kahve ve kafe kültürlerini geliştirmeye başladılar
Sabah Gazetesi yazarı Ahmet Örs, bugün hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan kahvenin tarihsel yolculuğunu yazdı...
"Hammaddesi bu topraklarda üretilmediği halde, kahve İstanbul'dan çıkarak Avrupa'yı kısa sürede nasıl fethetti? Eski dünyada kahvenin en geç uğradığı başkent Londra olmuştu. Çünkü burada halk, o dönemde sadece çay içmekle meşguldü. Yeni Dünya keşfedildikten sonra Aztek hazinelerinin parçası olarak Avrupa'ya tanıtılan çikolata ise önceleri kahvenin rakibiydi; İspanya gibi birçok ülkenin soylu saraylarında yudumlanıyor, yıldızı daha da parlayacak gibi görünüyordu.
'KAPKARA BİR BEBEK...'
Sevigne Markizi'nin bir arkadaşına yazdığı mektup ağızdan ağza aktarılınca, çikolata hayranlığı da kısa sürede sona erdi. '...Kızcağız geçen yıl çok fazla çikolata içmiş olacak ki, bu yıl şeytan gibi kapkara bir bebek doğurdu!' diye yazıyordu Markiz... Çikolata devre dışı kalınca, 18'inci yüzyıl İstanbul'undan cezve ve fincan eşliğinde yola çıkan kahve, kıtayı yıldırım hızıyla fethetti.
Gerçi 1585 yılında İstanbul'daki Venedik Elçisi Morosini'nin, kendi devletinin yöneticilerine gönderdiği mektupta Türklerin 'kahve adlı bir takım tohumlardan siyah bir sıvı elde edip bunu içtiklerini' yazmasıyla Avrupalılar kahveyle ilgili ilk bilgileri edinmişlerdi.
Ama 18'inci yüzyıl başlarına gelindiğinde yalnız kahve değil, Osmanlı ile ilgili her şey Avrupa'nın çok ilgisini çekmekteydi. Viyana'da açılan kahve içilen ilk mekan, başlangıçta fazla ilgi görmedi.
Hekimler kahvenin tıbbi açıdan yararlarını övseler de, o acı tadı yutabilmek için Türk olmak gerekiyordu. Öyle ki, çağın ünlü Toskanalı hekimi Frencesco Redi bir şiirinde, 'Bir bardak acı, buruk kahve yudumlamaktansa, seve seve zehir içebilirim' diyordu. Ama Avrupalılar, sade kahvenin üstesinden gelmeyi başardı.
Viyanalılar kahveyi biraz süt ya da bugün olduğu gibi bol kremşanti ilave ederek içmeye başladılar. Pastacılar da boş durmadı ve kahvenin yanına hilal şeklinde bir çörek yarattılar.
Haşhaş tohumu ile doldurulan ayçöreğiydi bu. Fransa'da ise katmerli hamurdan kruvasan yapıldı.
ESERLERE KONU OLDU
Avrupa, artık kendi kahve kültürünü geliştiriyordu.
Büyük besteci Johann Sebastian Bach yine o yıllarda kahve için yazılmış ilk müzik eseri olan 'Kahve Kantatı'nı besteledi.
Sonuçta o yıllarda dedelerimizin kahvehanede içtikleri kahveyi, üç asır sonra bizler bu kez kafelerde yudumlar olduk. 1737'de Viyana'da 37 kafe vardı. 1790'da sayı 80'i buldu. 1789 ihtilali öncesi Paris'te 800 kafe olduğu söylenir. Carlo Goldoni gibi yazarlar, kahvehaneleri işleyen komedi eserleri yazdı.
Mozart'ın 'Cosi Fan Tutti' adlı operasında ise kahvehanenin önemli yeri vardır. Kahve ile bir müzik akımını, Viyana valsini bir asır süreyle buluşturan ise Strauss Ailesi oldu."
Dostluk ve lezzetin adresi
Altın Tepsi, kendine has Karadeniz yemekleriyle tanınan bir mekan. Dikilitaş'ta hizmet veren Altın Tepsi, Rizeli Mehmet- Ersin Kardeşler tarafından kuruldu. Kaliteli yemekleri uygun fiyatlarla sunmayı ilke edinen mekan, dostluk ve muhabbet ortamıyla da çok seviliyor. Her gün yaklaşık bin kişinin uğradığı mekanda; yöresel Karadeniz yemeklerinin yanı sıra taze kahvaltılıklar da bulunuyor. Etlerin 10 yıldır aynı kasaptan alındığı mekanda en kaliteli yağlar ve taze sebzeler kullanılıyor.
Günün her saati uğrayabilirsiniz
1976'dan beri hizmet veren Bulvar Pastanesi, son altı yıldır Balmumcu'daki yerinde konuklarını ağırlıyor.
Hijyenik, güvenilir ve kaliteli ürünleriyle ön plana çıkan Bulvar, İstanbul'un marka adreslerinden biri. Günlük pastaları, tartları, kurabiyeleri, nefis açmapoğaçalarının yanı sıra mönüsündeki makarna, salata ve ızgara seçenekleriyle günün her saati uğranabilecek bir mekan.
EN SON HABERLER
- 1 Hayat Bilgisi'nin Barbie'si İpek Erdem, yurt dışından Türkiye’ye dönüşünü anlattı: Dünyanın en değerli yeri Türkiye!
- 2 Tek bir şarkıyla hafızalara kazınmıştı! 48 yaşındaki Zeynep Türkeş şimdi bambaşka bir hayat yaşıyor!
- 3 Sıla Türkoğlu'nun estetiksiz ve kilolu hali şoke etti! Kızılcık Şerbeti'nin Doğa'sı Sıla Türkoğlu bu fotoğrafları yakmak istiyor!
- 4 Songül Karlı’nın göz bebeği oğlu Efe Furkan mankenlere taş çıkarttı! Görenler bakın kime benzetti!
- 5 'Çağla Şıkel'in ayakları' görüntüsü sosyal medyada viral oldu! Ünlü modelden yanıt gecikmedi!
- 6 Gönülleri fethetti! Ünlü şarkıcı Berdan Mardini köyüne fabrika kurdu! Müzikten kazandığını oraya yatırıyor…
- 7 Bu tatlı kız şimdi 44 yaşında! Bahar dizinde fırtınalar estiriyor! "Bu fotoğrafımı ben de ilk defa gördüm"
- 8 Tamer Karadağlı'nın kızı Zeyno güzelliği ve yeteneğiyle büyüledi! 17 yaşındaki Zeyno Karadağlı'nın annesi güzel oyuncu...
- 9 Azeri kızı Günel’in yeni işi şaşkınlık yarattı! 38 yaşındaki Günel Zeynalova'nın değişimi ağızları açık bırakmıştı…
- 10 Yeşilçam oyuncusunun son hali üzdü! Hababam Sınıfı'nın Kıvırcık Ömer'i şimdi tahta sandalye satıyor!