Lewis Caroll'ın yazdığı edebiyatın en unutulmaz eserlerinden biri olan 'Alice Harikalar Diyarında'; BKM, Id İletişim ve Zorlu PSM işbirliğiyle çağdaş bir müzikal olarak sahneye taşındı. Başladığı günden beri kapalı gişe olarak yoluna devam eden 'Alice'in yıldızı ise Serenay Sarıkaya. Sarıkaya ve müzikalin diğer kadın rolleri Ezgi Mola ve Merve Dizdar, GÜNAYDIN'a konuştu. İşte Sarıkaya'nın anlattıkları...
'SANAL DÜNYAYA KAPILMADIM'
'Alice' ilk sahne tecrübem olduğu için başta gözüm korktu ama müzikalde rol almak çocukluk hayalimdi. İçinde sevdiğim her şey var; müzik, dans, oyunculuk, eğlence... Biz uyarlamada teknoloji çılgınlığı eleştirisinden yola çıktık. 'Alice', o sanal dünya çukuruna düştükten sonra öyle bir dünyaya gidiyor ki, orası gerçekten güzel olamayacak kadar güzel bir yer. O dünyada doğru, yanlış yok, alıştığımız sınırlamalar yok. Herkes o dünyanın bir parçası olmak isteyecek.
'Tavşan'ı takip edip yeni bir dünyaya gitmek konusunda 'Alice' kadar cesur olabilir miydim bilmiyorum çünkü ben burada olmayı seviyorum. Ait olduğum yere ve değerlerine bağlı biriyim. Var olan şeyin kıymetini bilmek, ona sahip çıkmak, şu anki dünyamızı sevmek bana daha çok uyuyor. Mesela Mars'ta hayat kurma hayalleri var, ben yapabilir miydim bilmiyorum? Ben kendimi buraya ait hissediyorum.
Teknoloji tabii ki herkese lazım
. Tıpta, bilim teknik anlamında teknoloji çokça hayatımızı kurtarıyor. Ben sanal dünyaya kendimi kaptırmıyorum. İnsanlarla göz göze ilişki kurmayı, dinlemeyi seven biriyim. Son dönemde bunları kaybettiğimizi düşünüyorum. Bizi oyalayan bütün bu teknoloji bulutu olmasaydı, bu yalancı dünya olmasaydı gerçekten neleri severdik? O zaman gerçekte kim olurduk diye sorguluyoruz biraz.
'Alice'te anlatmaya çalıştığımız şey çok hoşuma gidiyor. Etrafımızda yarattığımız tüm korkuların ve ön yargıların tamamen bizimle ilgili olduğunu, bu korkuları kaldırdığımızda ve sadece deneyime izin verdiğimizde, aslında hiç de korkulacak bir şey olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Benim için de öyle. O yüzden belki de korkularımın üzerine gidip cesur kararlar alabilen bir insanım. Ne olacağını, başıma neler geleceğini merak ediyorum ve bunları tecrübe etmek istiyorum.
'ZİRVEDEYIM DERSEN GERİ SAYARSIN'
Kendimi zirvede görmüyorum çünkü benim için şu an ulaştığım bir yer ya da 'Tamam şimdi oldum' diyebileceğim bir yer hiçbir zaman yok. Gelişim her zaman devam ediyor. Zirvedeyim dediğin an geri saymaya başlarsın.
Hayatımda yaptığım seçimlerden memnunum. Doğrularımla, yanlışlarımla bunlar benim seçimlerim. Hata yapmamak için uğraşmadım. Hatalarıma da sahip çıktım, ondan öğrenecek bir şey vardı, cebime tecrübe olarak koyup yoluma devam ettim. Hayatta her şey bir öğreti.
OYNAMASAYDIM ÇATIR ÇATIR ÇATLARDIM
'Alice'le ne zaman tanıştınız?
EZGİ MOLA: Çocukken okuduğun
kitabı yetişkinken okuduğunda çok
farklı oluyor. Benim VHS kasetim
vardı. 6-7 yaşındayım. Sürekli o kaseti
izlerdim. 'Alice'le beraber her defasında
ben de giriyordum o dünyaya.
Çocuk aklımla kurduğum dünyamla
'Alice'in dünyası o kadar örtüşüyor
ki... Mutluluktan ağlayasım geliyor.
MERVE DİZDAR: Ben küçüklüğümden
beri hep süper kahraman
olayım derdim. DC, Marvel; hepsinin
hayranıyımdır. Oz Büyücüsü'ne de
bayılırdım. 'Alice'i izlerken de hep
'Keşke ben de' diyordum.
Size cazip gelen şey ne oldu?
M.D.: Alice'in dünyası. Mesela bir
şarkımızda 'Bir sonraki durağımız
Harikalar Diyarı' diyoruz. Orada tüylerim
diken diken oluyor.
E.M.: Gerçekten benim de. O
dünyada olmayı istiyorsun. Burada
prodüksiyon olarak da o dünya öyle
güzel yaratıldı ki. Sahne gerisinde
izlerken, Enis'e tam şu
cümleyi kurdum: "Biz bu işi
yapmayıp seyirci koltuğunda otursak
çatır çatır çatlardık."
HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI
Dans dersleri zorlu geçmiş sanırım; yorulmuşsunuz.
E.M.: Nasıl yorulmayayım.
Hayatımda dans mı ettim?
Dans tecrübem düğünlerden
ibaret. Biz Ferdi Özbeğen'in
'Dilek Taşı'yla dans ediyorduk.
Şimdi çok sürprizli bir
projedeyiz. Dansın yanında
orkestrayla birlikte canlı
şarkı da söylüyoruz sahnede.
Bizim için büyük sınavdı.
Bu müzikal için hayatınızın dönüm noktalarından biri desek yanlış olmaz değil mi?
M.D.: Kesinlikle. İlk defa 2 bin
kişinin karşısında oynuyorum.
E.M.: Evet benim için de
öyle.