Levent Özdilek: ‘Eşkıya’, Türkiye’nin önemli sorunlarına parmak basıyor

Yılmaz Güney'in "Sen benim gibi zor ve dolambaçlı yollardan geçme; sende yetenek var, oyunculuk yap ama bunun akademik eğitimini al, ondan sonra gel birlikte yürüyelim" diyerek Ankara Devlet Konservatuvarı'na başlattığı Levent Özdilek, atv'nin sevilen dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da sevenleriyle buluşmaya devam ediyor. Meslek hayatında 40 yılı geri bırakan usta sanatçı ile Cihangirli olmayı, sanat hayatını, projelerini ve Türkiye'nin içinden geçtiği süreçleri konuştuk...
Devlet Tiyatroları'ndan emekli olduktan sonra özel bir tiyatro kurmuştunuz. İşler nasıl gidiyor?
Cihangir'de Bo Sahne adında bir tiyatro kurmuştum ama 5.5 yıllık Don Kişot'luk serüveninden sonra kapattık.
Görünmeyen o kadar masraf varmış ki...
Büyük zarara uğradım ama sanatsal açıdan değdi; çok iyi işler yaptım.

ÜNLÜ OLMAK İÇİN CİHANGİR'DELER
Siz de bir Cihangir sakinisiniz. Bütün entelektüeller burada mı yaşıyor?
O biraz tartışılır. Bir insanın entelektüel ya da kültürel anlamda gelişmesi; yaşadığı bölgeyle değil, beyniyle ilgilidir.
Cihangir'de biraz farklı bir kitle var; mahalleye gelen de, giden de çoktur.
Orada ne bulmayı umuyorlar?
Daha popüler olmayı umuyorlar.
Çünkü burada pek çok yazan, çizen ve oyuncu yaşıyor. Bunun fark edilmesi üzerine daha genç kitleler; 'Cihangir'e yerleşirsem, ben de ünlü olurum' diye düşünüyor.
Halbuki sanatta ve sporda torpil olmaz. Tek şart çok çalışmaktır.
Sanat hayatınızdaki 40 yıl nasıl geçti?
Zor ama müthiş keyifliydi. Bunca yıllık geçmişe farklı bir meslekte sahip olsaydım bambaşka şeylerin sahibi olabilirdim ama şu anki durumumdan memnunum.
Çünkü çok daha kalıcı şeyler yapabildiğimi görüyorum. Son 10-15 yıldır bir şeyler yazmaya başladım. Kendi hayatımla ilgili bir üçleme yazıyorum. Birinci kitabın adı 'Hayatım Benim' olacak; açıkçası ana karnından konservatuvara kadarki kısmı anlatıyorum. İkincisinin adı da 'Hayatım Sanat'; okul günlerimi ve meslek hayatımı kaleme alıyorum.
Üçüncüsünde de emeklilik hayatınızı mı yazacaksınız?
Ona bakacağız. Çocukluğumdan beri hep büyük hayallerin peşinden koştum ama bunlara da ulaştım. Çünkü keçiyimdir, inat ve sabır bende müthiştir. Birkaç ay içinde ilk kitap çıkacak. Bunun dışında uluslararası bir müzikal üzerine çalışıyoruz.
Bir de Adana'da bir oyunculuk okulu ve plato açmak gibi kalıcı şeyler yapmaya da niyetim var. Sektör daha çok Adanalı görecek.
Oyuncusu olmanızdan ziyade, bir izleyici olarak 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisiyle ilgili düşünceleriniz neler?
EDHO'nun günümüzdeki aksiyon dizileri arasından sıyrılıp zirveye oturmasının nedeni; kadrosunun tiyatro kökenli oyunculardan oluşması.
Bu tarzı Türkiye'de oturtan insanların elinden çıkan bir proje olması işe kalite katıyor. Yapımcımız Raci Şaşmaz'ın başarısı da unutmamak lazım.
Dizide, toplumun önemli damarlarına giren bir yapı var. Coğrafyamızın aile yapısındaki bağlılığı vurguluyor ama mafya durumu da olduğu için sert tarafları da var. Son dönemde ABD ve Ortadoğu meseleleri de işlenmeye başlandı. Yani ülkenin önemli sorunlarına parmak basan bir iş.
DÜNYANIN GÖZÜ ÜZERİMİZDE
Bir sanatçının aldığı en büyük darbe, iş alamaması ya da sunduğu işin takdir görmemesi midir?
Darbe dedin ya, mesela darbeler bizi çok etkiliyor. Yaşım itibariyle; 1960, 1971, 1980 askeri müdahalelerinin ardından 15 Temmuz'daki darbe girişimine de tanıklık ettim. Sadece sanatsal anlamda değil; toplumu sosyal anlamda en çok gerileten darbeler olmuştur.
Türkiye niye bunları yaşıyor?
Dünyada belli güç odakları var; iyi gelişen, güzel toplumların olduğu ülkelerde gözleri oluyor. Stratejik konuma sahip, dört mevsimi yaşayan, verimli toprakları olan bir ülkeyiz. İnsanımız hümanist, misafirperver ve merhametli. Bu yüzden darbelere kalkışarak bizi aşağıya çekip bölmeye çalışıyorlar ama bunu başaramazlar.
Son yaşadığımız darbe girişimine bakacak olursak; sadece sağ-sol mevzuu değildi, toplumun her kesimine nüfus etmeye çalıştıkları için herkes tepki gösterdi.
Her kesime girmeye çalıştılar ama koyduğumuz tavır çok önemliydi. bana niye yanaşamadılar? Menfaat için onların yanındaydılar; bu omurga meselesidir.
Gönlüm istiyor ki, bir an önce onlardan temizlensin bu ülke...
SINIRA DAYANMIŞLAR, TABİİ Kİ ÜLKEMİZİ KORUYACAĞIZ
Zeytin Dalı Operasyonu'yla ilgili neler düşünüyorsunuz?
Bu ülke 30-40 yıldır bu sorunla yaşıyor. Türkiye üzerinde dış güçlerin büyük bir tezgahı var. Sınırımıza dayanmışlar, tabii ki gidip ülkemizi koruyacağız ama şehitlere çok üzülüyorum. Ben, bu ülkeyi her şeyiyle çok seviyorum. Hatalarımız yok mu, var ama bunlardan ders çıkarıp geleceği çocuklarımız için daha iyi planlamamız gerekiyor.