Radyoların her gün defalarca Halil Sezai çalmasının, herkesin dilinde onun adının olmasının sırrı ne?
Acaba, bütün enstrümanlardan sıyrılıp bize dokunan sesi ve o sesteki sahicilik mi? Aynı şarkı sözleri, aynı yorumlarla kalabalıktan sıyrılmak mümkün değil artık. Rock müziğin yükselişi bile dinleyicinin bu yeni arayışına bağlanabilir mi?
Bence evet.
***
'O Ses Türkiye' yarışmasını da fırsat buldukça sırf bu nedenle izliyorum.
Müziğe gönül vermiş gençlerin yorumları farklı geliyor ve bu da onları ilginç kılıyor. Oradan bir şöhret çıkar mı, bilemem. Evet, şöhret olmak için pek çok şey gerekiyor ama her şöhretin de 'şahane bir sesi var' demek değil bu.
***
Ne zaman bir uyuşturucu operasyonu yapılsa, ünlüler deşifre ediliyor.
Sorgularının ardından serbest bırakılsalar da o sicili unutturmaları mümkün değil.
Yasemin Kozanoğlu, günlerdir medyada.
Niçin diğerleri değil de o? Çünkü güzel kadın kontenjanından, haberin görsel unsurunu oluşturuyor.
Ama yazık değil mi?
***
Azer Bülbül'ün cenaze törenindeki izdihamı görünce, "Meraklı kalabalık mı yoksa sahiden hayranları-tutkunları mı?" diye düşünüyor insan.
Eğer ilk şık doğruysa ve insanlar ünlülerin cenazelerine ünlü görmek, fotoğraf çekmek için katılıyorsa; duyarlılıklarımızı tümden kaybettik demektir. Yok, ikinci şık doğruysa Azer Bülbül'ün diğerlerinden neyi eksikti? Niye bir türlü yırtamadı?