Tuba Coşkun ile Önder Fırat'ın Küba'da çekilmiş fotoğrafları haftanın magazin gündemini belirledi. Sürpriz, Sinan Özedincik'ten geldi. Sinan, Önder Fırat ile Tuba Coşkun'un Havana'da olduğunu söylediğinde "Mutlaka fotoğraf bulmamız gerekiyor. Bu haberi fotoğrafsız kullandığımızda dedikodudan öte bir anlam taşımaz" dedim. Bunu söylediğiniz insan Sinan olunca o fotoğrafa ulaşabilmek hiç de şaşırtıcı değil. Yıllar önce, magazin muhabirlerinin sürü halinde dolaşmadığı günlerde Sinan tek kişilik paparazzi ordusuydu. Bilenler bilir; kimleri kimleri yakaladı. Nitekim, konuşmamızın üzerinden bir gün bile geçmeden Sinan o fotoğrafın çekileceğini söyledi. (Ayrıntılar meslek sırrı.) Ve fotoğraf cumartesi bize ulaştı...
KİŞİSEL PAPARAZZİLİK
Yani burada büyük bir heyecan yaşandı... Gazeteciler haber atlatma heyecanının ne olduğunu çok iyi bilir. Ünlüler kaçamak yapamaz Tuba Coşkun ile Önder Fırat, Küba'ya giderken büyük ihtimal kafa dinleyeceklerini, rahat rahat tatil yapacaklarını düşündüler. Ama öyle olmuyor. Çünkü Türkler her yerde. Bayram tatilinde Mısır'a 25 bin Türk gittiyse Küba'ya da en az 100 kişi gitmiştir herhalde. Artık iletişim çağındayız. Herkes kişisel paparazzilik yapabilir-yapıyor... Hatta bundan büyük bir zevk aldıkları söylenebilir. Yani, dünyanın öbür ucuna da gitseniz, birileri sizi tanıyor, fotoğrafınızı çekiyor ve medyaya ulaştırıyor. Hatırlarsanız Orhan Pamuk ile sevgilisi Kiran Desai, Hindistan'da, Goa plajında görüntülenmişti. Goa'nın adını o güne kadar bilmezdik bile. Ama orada yaşayan bir Türk fotoğrafçı objektifini ikiliye çevirerek denklanşöre bastı ve bir anda Goa'yı meşhur etti. Eminim Orhan Pamuk kendini gazetede görünce şoke olmuştur. Tıpkı Tuba Coşkun ile Önder Fırat gibi. Yani; ne kadar uzağa giderseniz gidin bir Türk'le karşılaşmayacağınız bir yere asla gidemezsiniz.
