Mehmetçiğimize ‘80 milyon sizin arkanızda!’ dedik

Geçtiğimiz hafta 'Sanatçı ve Mehmetçik el ele' diyerek Zeytin Dalı Operasyonu'na destek için Suriye sınırına giden sanatçılarımız arasında oyuncu Emre Kızılırmak da vardı. Kızılırmak'ın; yakında hem oyunculuk, hem de müzik üzerine sürpriz projeleri olacakmış ama bu sefer işin dışına çıktık, memleket meseleleri ve harekat bölgesine yaptıkları ziyaret üzerine konuştuk.

Sanat dünyasındaki bazı isimler siyasi olduğunu düşünerek vatanperver duygularını gizlemeye başladı. Milli duyguları desteklemek siyasi midir?
Asla değildir ve milli duyguların siyasetle alakası yoktur. Ben ilk dizimi Mardin'de, Şırnak'ta, Batman'da, Harran Ovası'nda çekerken halkla iç içeydim ve oradaki insanların başına gelen olayları yakından görme fırsatım oldu. Şırnak sınırında bir köy muhtarıyla tanıştım; bir bacağını bir mayında, diğer bacağını başka bir mayında kaybetmişti. Onlarla oturup sohbet ettiğiniz zaman işin ciddiyetini anlayabiliyorsunuz.

Kimi oyuncuların da dizi setlerindeki karavanlarından inip gerçek dünyayla yüzleşmeye cesaretleri yok...
Evet, maalesef öyle meslektaşlarımız da var. Gabar Dağı'na çıktım, o dar geçitten geçtim ama bunu tatil günümüze denk getiriyordum. Bir albay tanıdığım vardı, sağ olsun beni dağların tepesindeki karakollara da götürdü.

KALBİMDEN GELDİĞİ İÇİN GİTTİM

Reyhanlı'ya gitme fikri nasıl ortaya çıktı?
Erhan Güleryüz'ün stüdyosunda müzik çalışmaları yapıyordum. Ben kendi bestelerimle uğraşırken, kendisi de Afrin için marş hazırlıyordu. Sonra, "Hadi stüdyoya gir, koroda sese ihtiyaç var" dedi, ben de seve seve eşlik ettim. Yani marşta benim de sesim var. Bu çalışmadan sonra Reyhanlı'ya gitme fikri ortaya çıktı. Tabii bu fikrin gerçekleşmesini sağlayan da tamamen Cumhurbaşkanlığımız. Davutpaşa tepesine çıktık. Afrin'e 2-3 km. uzaklıktaki tepe temizlenmiş bölge olarak geçse de, top tüfek seslerini işitebiliyorduk. Canlarını hiçe sayarak biz rahat hayatımızı yaşayalım ve rahat uyuyalım diye görevden göreve koşan Mehmetçik'le dertleştik, birbirimize sarıldık. Bugün yurdumuzun en işlek çatışma bölgelerindeki okullara, köylere, her şeye rağmen işlerini yapmaya çalışan esnafa ziyaretlerde bulunduk. Oradaki köylülerimizle tanıştık, ellerimizde bayraklarla gücümüzü kutladık. Bu vazife sadece polis ve askerin değil; tüm vatandaşmızın vazifesidir. Ben de elimden geldiğince görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. İyi ki de gitmişiz. Halk olarak birbirimizle ilgili dolduruşlara gelmeden, en çok beraber olmamız gereken bu zor günlerde Reyhanlı'ya ve Afrin sınırına olan ziyaretimizin önünü açıp gerekli imkanı sağlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederim.
Belki kimilerine göre film gibi geliyor ama sizler olayların merkezine gittiniz. Orada durumlar nasıldı?
Reyhanlı Jandarma Komutanlığı'na gittik ve oradaki askerlerle tanıştık. Çok temiz kalpli oldukları yüzlerinden öyle okunuyor ki; onlarla yan yana oturduk, konuştuk ve körü körüne bir davaya alet olmadıklarını; Türkiye Cumhuriyeti'nin, 80 milyonun arkalarında olduğunu onlara sarılarak söyledik. Bu içtenliğe çok ihtiyaçları varmış. Çünkü özel harekatçı bana sarılırken kalp atışını hissediyordum.

Sanki bir çıkar ilişkisi olduğu için gittiğiniz konusunda eleştiriler de oldu...
Hayır, herhangi bir strateji kurmadım ve kalbimden geldiği için gittim. Bizi eleştirenler bu eleştirileri bir kenara bıraksın. Çünkü bizim oraya gitme isteğimiz tamamen refleks olarak gelişti. Evet, belki yakın zamanda bir darbe girişimi oldu ve askerin imajını zedelemeye çalıştılar ama o zedelemeye çalışan asker bozuntuları şu an görev başında değiller. O yüzden ülkemize sırtımızı dönemeyiz, eğer dönersek düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Eğer bizler 80 milyon vatandaş olarak birbirimize aynı sevgiyi beslersek, kimseyi kimseden ayırt etmezsek, birbirimizi suçlamazsak, ağız birliğinde olursak ve ülkemizi savunmak için tek yumruk olursak bizi yıkamazlar.

TÜRKİYE DÜNYANIN EN GÜZEL ÜLKESİ
Türkiye'nin üzerinde neden hep kara bulutlar var?
Türkiye sadece şu yaşadığımız zaman diliminde değil, tarihin ilk kayıtlara geçen Kadeş Savaşı'nda bile bölüşülemiyordu. Pek çok ülkeyi gezmiş birisi olarak söyleyebilirim ki, Türkiye dünyanın en güzel ülkesi ve iyi niyetli bir toplum olduğumuz için paylaşılamıyoruz.

Peki, bu iyi niyetler yeterince suistimal edilmedi mi?
İyi niyet hep suistimal edilir ama bu suistimaller karşısında kötü olma kararı alırsanız o zaman sizin iyi niyetiniz saman alevi demektir. Bense, benim gibi insanlarla beraber büyük bir çoğunluk olduğumuzu düşünüyorum. Biz pes etmeyiz, bize yapılanı biz başkasına yapmayız.

YALNIZ OLMADIKLARINI HİSSETTİLER
Afrin'e Zeytin Dalı Operasyonu kararı alındığında siz ne düşündünüz?
Ben bir düşünceye sahip olurken sosyal medyayı açıp kim ne demiş, o yönde mi bir düşünceye sahip olsam acaba diyen birisi değilim. Hiçbir yeri açmadım, zaten gündemi takip ediyordum. Sıfır noktasındaki askerlerimize sınır birliğimizi korumak adına bir emir veriliyor ve o emir de memleketimizin çıkarınadır. 17 yaşındaki lise öğrencisi Fatma Avlar'ın Reyhanlı'daki evinde, terör örgütü PYD/PKK üyelerinin füze saldırısı sonucu öldürüldüğünü duyduğum zaman tüylerim diken diken oldu. Çünkü bunun savaşla alakası yok, bu caniliktir. Savaş göğüs göğüse yapılan bir mücadeledir, davadır ama bu cinayetten başka bir şey değil. Fatma Avlar'ın okuluna ve sınıfına ziyarette bulunduk. Boş kalmış sırasına çiçekler bıraktık, dualar ettik. Öğrenciler bizimle beraber yalnız olmadıklarını hissettiler ve çok mutlu oldular.

MÜLTECİLERİ ELEŞTİRENLER BAŞKA ÜLKEYE SIĞINMAYI DÜŞÜNÜYOR

Abiniz havacı askerlerimizdenmiş. Bu durum askerlere sempati duymanıza ve milli değerlerle daha ilgili olmanıza sebep olmuş olabilir mi?
Kesinlikle... Abim Maltepe Askeri Lisesi'nde okumuştu, daha sonra Hava Harp Okulu'na geçmişti ve F5 pilotuydu. Sonuçta abimin arkadaşları, benim de abilerim oldu. Onların arasında, onların muhabbetleriyle büyüdüm ama bu olmasa da, ben yine aynı şekilde düşünmeye devam ederdim. Babam da askerliğini komando olarak yapmış. Eğer abim asker olmasaydı bile babamın askerlik resimlerine bakmak benim için yeterli olurdu.

ŞUURSUZ İNSANLAR

Gerek iş dünyasında, gerek sanat dünyasındaki tuzu kuru bazı kişilerin, hafiften yurt dışına yerleşme planlarını duyar olduk...
Bu düşünceye sahip olanlar, bizim ülkemizdeki Suriyeli sığınmacılardan en çok yakınan kişilerdir. Bize misafir gelenleri eleştirenler, başka ülkeye sığınmayı düşünüyorlar. Gitsinler de oradaki bir takım şuursuz insanlar tarafından dışlanmak nasıl bir duyguymuş anlasınlar.