Melda Kamhi Kosif: Pamuklara sarılmış bir hayatımız yok
Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden Melda Kamhi Kosif, “Dışarıdan öyle gözükse de her şeye tozpembe bakmıyoruz. Yani öyle pamuklara sarılmış bir hayatımız yok. İnsanlar görmek istediği gibi görüyor”diyor


Aile şirketimiz Profilo'da yönetimdeki işlerime devam ediyorum. Atelier Do Be Mine seramik atölyemiz de faaliyetlerine devam ediyor. Mum markam Tılsım'ı seramiklerle birleştirme çalışmalarım olacak. Daha önce 2 felsefe kitabı çıkarmıştım. Şimdi de şiir kitabı çıkarmayı çok istiyorum.

Hayatı kabullenme dönemindeyim, isyan yaşımı geçtim.

Herkes gibi benim de hayata isyan ettiğim, üzüldüğüm durumlar ya da yapmak isteyip yapamadıklarım oldu. Dışarıdan görüldüğü gibi bulutların üzerinde bir hayatımız yok.

Kendimi hep yaşlı ruh olarak tanımlarım. Her zaman yaşımdan daha sakin ve olgunumdur. Deli bir tarafım vardır ama ruhen derine inebilen bir insanım. Bilge bir ruha sahibim.

Olayların ana döngüsünü kavramaya çalışan bir ruha sahibim diyebilirim. Küçükken de içe dönük ve duygusaldım.

Hâlâ öyleyim, kontrollüyüm. Sözel ifadem tutuktur.

Yanlış anlaşılmaya sebebiyet verebiliyor.

ŞANSLI BİR AİLEDE DOĞDUM
Hiçbir zaman birinin çocuğu olarak ya da tanınmış bir soyadın altında var olmak istemedim. Kendimi çok fazla göz önüne koymama gibi bir isteğim oldu.
Ünlü soyadın getirisi olduğu gibi götürüsü de olur. Biz her şeye tozpembe bakmıyoruz. Yani öyle pamuklara sarılmış bir hayat mevzu bahis değil, dışarıdan öyle gözükse de... Herkesin kendi içinde yaşadığı sıkıntılar, zorluklar var. Dışarıdan insanlar görmek istediği gibi görüyor.
Çok şanslıyım. Herkesin kendi şansını yarattığına inanıyorum. Mutsuzluklarla, acabalarla, keşkelerle kendimi boğmaktansa iyikilerimi daha çok kullanıyorum. Bu beni mutlu bir insan yapıyor. Şanslı bir ailede doğdum. Ama ne insanlar vardır, çok şanslı ailelerde doğup, çok büyük şansızlıklarla yüzleşiyorlar, bazıları da tam tersi, kendi şanslarını yaratıyor.
ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ DUA EDERİM
Anne tarafımdan dedem Şeyh Sinan Erdebili'dir. Yani o taraftan şeyh torunuyum. Babamın babası rahmetli Jak Kamhi ise Musevi cemaatinde çok tanınan önemli bir isimdi. Dedemin ikinci eşi de Müslümandı. Bizim evde hiçbir zaman din konuları sorgulanmadı, baskımız olmadı, inançlara saygı vardı. 'Herkesin inancı kendine' denirdi. Peygamberlerin bizlere iyi insan olma yolunda birer öğretmen oldukları öğretildi. İnsan olmak önemlidir bizim ailemizde. Benim de eşim Müslüman. Allah inancımız çoktur ve bize insan olmanın çok önemli ve saf sevgiden geçtiği öğretildi.
İnançlıyım, hem de çok... Çocukluğumdan beridir dua ederim, sözün sihrine inanırım. Bir sözün kalpten çıkınca var edebilme gücüne inanırım, Allah'ın yardımıyla tabii ki. Bugüne kadar, kalben dilediğim her şey, Allah'a şükür hep gerçekleşti. Niyet çok önemli hayatta. Kalbimizi iyi ile aydınlattığımız zaman, niyetimiz de öyle olur. 'Her şerde bir hayır vardır' sözüne çok inanırım.
EŞİMLE YİN-YANG GİBİYİZ
Evliliğim çok güzel gidiyor. Her şeyden önce eşim Sinan, en yakın dostumdur. 2003'ten beri beraberiz, 15 yıldır evliyiz. Aile yapısı olarak özelimizi özelimizde yaşamayı severiz.
Hayatı her anıyla paylaşıyoruz. Aşk ve sevgi, ilk günden farklı boyutlarda devam ediyor. İlk günkü çocuksu duygudan ziyade şu an daha olgun bir birlikteliğimiz var.
Hayır, çok farklı karakterleriz. O akıl gözüyle, ben duyguyla bakarım. Eşim çok sosyal bir insandır ama iç dünyası kendine aittir. Duygusaldır ama mantığı daha kuvvetlidir. Birbirimizi dengeliyoruz. Yin-yang gibiyiz.
ÇOCUKKEN DİSLEKSİ OLDUĞUMU YENİ FARK ETTİM
Liseyi İsviçre'de yatılı okumak benim için dönüm noktasıydı. İçe dönük bir karakter olduğum için orada kendimi deneyimleme şansını yakaladım. Çünkü burada Melda Kamhi idim. Orada özgüvenim arttı. Burada çok kötü bir öğrenciydim.
Ortaokulda St. Michelle'de Fransız Okulu'ndaydım ve dersler, öğretmenler çok katıydı. Fransız okulunda okumak, aile baskısıydı diyebilirim. Bu arada 2 yıl önce kendi kendime tanı koydum; ben çocukken disleksiymişim. Bunu fark etmem, yaşadığım bazı acabaların cevabı oldu.
Hayal dünyasına dalıyordum, harfler karışabiliyordu, matematik anlamda diskalsis dedikleri gibi kafamın almadığı oluyordu. İsviçre'de ise herkesin bir öğrenme sistemi olduğunu keşfettim ve kötü bir öğrenciden takdir alan bir öğrenciye dönüştüm.
İngiltere'de iç mimarlık okudum. Ardından İtalya'da ve New York'ta 1 yıl resim eğitimi aldım.
İstanbul her zaman çok sevdiğim, beni çok besleyen, her şeyi içinde barındıran bir şehirdir. Burada yaşamaktan çok zevk alırım. Gezmeyi seven bir dünya insanıyım ama İstanbul'daki yaşantımdan da vazgeçmem.
EN SON HABERLER
- 1 Kim Milyoner Olmak İster’de Guinees sorusunda adı geçmişti! Yarışmaya katılan yarışmacı o kritik soruda risk aldı
- 2 Engin Çağlar’ın cenaze töreninde ünlülerle fotoğraf çekilmek için birbirleriyle yarıştılar!
- 3 Kızının kendisinin kopyası olduğunu böyle kanıtladı! İşte ünlü oyununun o ilgi çeken paylaşımı!
- 4 Fotoğraftaki bu küçük çocuk babasının kopyası! Dünyaca ünlü futbolcunun kim olduğunu tahmin edebildiniz mi?
- 5 Rap şarkıcısı Cardi B’den şaşırtan açıklama: 3 aydır saçımı yıkamadım!
- 6 Uzaklaştırma kararı çıkmıştı! İbrahim Tatlıses’in oğlu Ahmet’ten açıklama: Bize kalacak malları korumaya çalışıyorum!
- 7 Nuri Alço Yeşilçam'ın jönü Engin Çağlar hakkındaki o gerçekleri anlattı: "Bugüne kadar hiç..."
- 8 Kenan Işık sayesinde kadroya alınmıştı! 'Dadı' dizisinin yakışıklı 'Tolga'sı Yaşar Abravaya'nın son hali görenleri hayrete düşürdü: "Yıllar ona acımamış..."
- 9 Hepimiz onu Alişan olarak tanıyorduk! Meğer yıllardır hakkındaki o gerçeği saklıyormuş...
- 10 30 yıldır sırt sırtalar! Seda Sayan'dan dostu Safiye Soyman hakkında olay sözler: "Ben onu dinlemem"


