Fashion Week nedeniyle İstanbul yaz günlerindeki rehavetini attı, şehir canlandı. Her işin ardından olduğu gibi IFW'nin ardından da kimi eleştiriler geldi. Eleştiri iyi bir şey. Kimi hataların önümüzdeki yıllarda tekrarlanmamasını sağlayabilir. Ki onlar da organizasyonla ilgilidir. İstanbul'un Türkiye'nin en güzel yüzü olarak dünya tarafından tanınmasını çok istediğim ve bu konudaki her türlü çabayı sonuna kadar desteklediğim için, işin moda kısmıyla olduğu kadar tanıtım kısmıyla da ilgilendim... 21 defileyi 20 bin civarında kişi izlemiş. Moda Haftası ile aynı günlerde gerçekleşen Moda Fuarı'nı da binlerce kişi ziyaret etmiş.
İSTANBUL'DA FIRTINA VAR
Şehirdeki bu insan trafiğinin içinde kaç yabancı konuk vardı bilemiyorum ama pekçok yabancı meslektaşımızın ve konuyla ilgili insanların burada olduğunu; İstanbul'u moda etkinliğinin ötesinde de yaşadıklarını biliyorum. Fransız internet sitelerinde dolaşırken, bir İstanbul güzellemesi ile karşılaştım. Yazıda Elisa Lavabre imzası vardı. "Hafta sonu İstanbul büyük bir fırtına içindeydi" diye yazan Lavabre, 2010 Kültür Başkenti İstanbul'un sürprizlere dolu olduğunu da belirtmiş. Ve Eminönü, Kapalıçarşı, Hamdi Restoran, Ayasofya, Galata Köprüsü, Tünel, İstanbul Modern Sanat Müzesi, W Otel, Public ve Four Seasons Hotel'den söz etmiş. Ve tabii yazısını fotoğraflarla da süslemiş. İşte IFW'nin etkilerinin, bir şehrin hem ekonomisine hem de turizmine yaptığı katkılar... İstanbul'u gören, yaşayan bir daha unutamıyor.