Yılmaz Morgül olmasa, Türk Sanat Müziği'nin ustalarının hangi durumda olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Abartmıyorum; adam kim bakıma muhtaç, kimin neye ihtiyacı var, kim nasıl geçiniyor, her şeyi biliyor. Aylar önce Semahat Özdenses'in bir bakımevinde olduğunu da ondan öğrenmiştim. Son günlerinde hocası için elinden geleni yapmıştı.
Geçen gün konuşurken, 'hocaların hocası' olarak bilinen Feriha Tunceli'nin çok zor durumda olduğunu öğrendim. Tunceli, uzak bir akrabası tarafından Şişli Etfal'e kaldırılmış. Yılmaz, daha iyi bakılır diyerek Avcılar'da özel bir hastaneye götürülmesini sağlamış. İlk kadın şef olarak bilinen Tunceli, düşmüş ve bu sırada beyninde ödem oluşmuş. Algılama, tanıma ve konuşma zorluğu çekiyormuş.
'Devlet Sanatçısı' olan Tunceli'nin öğrencileri arasında Bülent Ersoy, Yılmaz Morgül, Adnan Şenses, Hüner Coşkuner, Aslı Hünel gibi isimler var. Nitekim Yılmaz Morgül, Açıkhava'daki konserinde Bülent Ersoy'a bu durumu söyledi. O da "Beni hastaneye götür" dedi ama gittiğini sanmıyorum. Konser atmosferi nedeniyle hatırlamıyordur bile olayı. Feriha Tunceli'yi Vedat Çetinkaya ve Aslı Hünel ziyaret etmiş sadece. Yılmaz ise kırık bacağına rağmen hastaneye gidiyor ve hocasının durumu ile yakından ilgileniyor.
Bugün Feriha Tunceli ismini bilenler çok azdır ama onunki gibi hayatlara bakıp ders çıkarmalı insan. O da bir zamanlar popülerdi, gençti ve tanınıyordu. Tıpkı bugünkü şöhretler gibi. Ama hayat acımasız işte ve kimin ne olacağı belli değil. Bu arada Yılmaz Morgül'e dedim ki; "Yıllardır 150 civarında vakıf için çalışıyor, oradan oraya koşturuyorsun. Sen şu yardıma muhtaç sanatçılar için bir vakıf kursan, kim bilir neler yaparsın, kimlere yardım eli uzatırsın..." "Aaaa" dedi, "Çok doğru. Devletin sanatçılarına bu yaşananlar reva değil."
Öyleyse Yılmaz, haydi ne duruyorsun?
