Mülteci kampındaki kadınların hüzünlü hikayesi

Geçen yıl 'Özel Kadınlar Listesi' adlı oyunu sahneye koyan Mam'art Tiyatro, bu sezon da yine kadınların dünyasına eğiliyor. Feri Baycu Güler'in kurduğu Mam'art'ın yeni oyunu 'Nereye Gitti Bütün Çiçekler?' geçtiğimiz salı günü Garajistanbul'da seyirciyle buluştu. Eve Ensler tarafından 1996'da, Bosna Savaşı'nın ardından kaleme alınan oyun; mülteci kampında yaşanan hayatı, kadınların gözünden anlatıyor. Tuğrul Tülek'in yönettiği oyun; Şenay Gürler, Hale Akınlı, Goncagül Sunar, Feri Baycu Güler, Gözde Kansu, Melisa Doğu ve Ece Yüksel'den oluşan kadrosuyla dikkat çekiyor.

'ACININ COĞRAFYASI YOK'
Oyun, savaş mağduru kadınlara mülteci kampında yardımcı olmak için devlet tarafından görevlendirilen Amerikalı bir psikolog ve travma danışmanı ile kampta yaşam mücadelesi veren kadınlar arasında geçiyor. Kadın mülteciler hikayelerini anlatırken, seyirci bir yandan savaşın ve mülteci olmanın korku ve çaresizliğine tanık oluyor, diğer yandan da kadınların kendi aralarındaki ilişkilerin nasıl güçlendiğini görüyor. Tuğrul Tülek, "Acının coğrafyası yoktur, gözyaşı her yerde aynıdır" diyerek hikayeyi belirli bir coğrafyadan ve zamandan çıkarıp zamansız ve mekansız hale getirmeyi seçmiş. Sahne yedi farklı kadınla açılıyor ve oyun bitene kadar yedi kadın da sahnede kalıyor. Normal şartlarda bir araya gelmesi zor yedi kadın, birbirlerine umut oluyor, her biri diğerinden güç alıyor.

'BAŞIMIZA GELEBİLİR'
Şenay Gürler oyunda, savaşı yaşayan kadınların dışında bir karakteri, Amerikalı psikoloğu canlandırıyor. Psikolog, savaştan etkilenip mülteci durumuna düşen kadınlara yardımcı olmak isterken kadınların hikayelerinden çok etkileniyor. Kadınlarla tanıştıktan sonra kendisini tanıyor. Gördüğü, duyduğu ve yaşadığı gerçekler onu başka biri yapıyor. Gürler, "Günümüzde bunları birebir yaşıyoruz. Sokakta karşılaşıyoruz artık. Belki acıyor, belki kızıyoruz ama günün birinde böyle bir durumun bizim başımıza gelmeyeceği ne malum? Empati kurma noktasında çok etkileyici bir oyun. Bu konuya bir yerinden değdiğim için mutluyum" diye konuşuyor. Mültecilerin anlattıkları hikayelerden kitap oluşturmak için kamp kamp dolaşan yazar ve travma danışmanı 'Melissa'yı Gözde Kansu oynuyor. Oyun boyunca boynundaki fotoğraf makinası ve şapkasıyla dolaşan 'Melissa'nın amacı; kadınlara yardımcı olmaktan çok kendi kitabına hikaye yaratmak. Anlatacağı hikayelerle, kadınlar için farkındalık oluşturacağına inanıyor. Oyundaki en acıklı hikaye Ece Yüksel'in oynadığı 'Seada' karakterine ait. Genç oyuncu, dramatik olarak oldukça ağır bir rolün altından başarıyla kalkıyor ve seyirciyi duygulandırıp bazılarını ağlatmayı başarıyor. Modern zaman insanı, metropol kadını 'Nuna'yı Melisa Doğu oynuyor. 'Nuna' yabancı olduğu ortama adapte olmaya çalışıyor. Savaşta ailesini kaybetmiş çiftçi kadın 'Azra'yı ise Hale Akınlı canlandırıyor. 'Azra'; tam bir toprak kadını, en değerli varlığı hayvanları. Kadınların en yaşlısı, o yüzden hazmedemiyor durumu. Feri Baycu Güler'in canlandırdığı 'Zlata' da, savaştan önce çok iyi konumda olan bir doktor. Diğer kadınlara oranla durumu daha iyi. 'Zlata' konuşmayı çok tercih etmeyen bir kadın. Oyunun en ağır cümleleri de ona ait.
ALBÜMÜN GELİRİ MÜLTECİLERE BAĞIŞLANACAK
'Nereye Gitti Bütün Çiçekler?'de Goncagül Sunar, umudun simgesi olan 'Jelena'yı canlandırıyor. 'Jelena' yaşama sevincini kaybetmemiş, canlı, neşeli hep pozitif bir kız. O ortamda bile çiçek yetiştiriyor, geleceğe umutla bakıyor. Oyunda gitar çalıp şarkılar söyleyen Sunar'ın sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Oyunda şarkılar çok önemli bir yer tutuyor. Farklı kültürlerin savaş karşıtı anonim şarkıları da kullanılmış. Tüm oyuncuların eşlik ettiği şarkıların sözleri Tuğrul Tülek'e ait. Oyunun müziklerinden oluşan albümden sağlanan gelirin tamamının, mülteci ailelerine ve kadın kuruluşlarına bağışlanacak olması, oyuna ayrı bir önem kazandırıyor.