Cuma 24.04.2010
Son Güncelleme: Cuma 23.04.2010

Ne varsa çayda var

Dünyada en çok çay içen milletin Türkler olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya çayın yararlarını? Sadece keyif ya da kültür olduğu sanılan çayın damar sağlığını korumaktan felç riskini azaltmaya kadar onlarca faydası var!

İngiltere'de çay üzerine araştırmalar yapan Lipton Çay Enstitüsü (Lipton Institute of Tea), dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çayın yeni bulunan faydalarını açıkladı. İşte, özellikle biz Türklerin bol bol yararlandığımız, çayın başlıca faydaları:
Çay, bir sıvı kaynağıdır: Dünyada sudan sonra en çok tüketilen içecek olan çay, günlük sıvı ihtiyacının karşılanmasına ve vücudun hidrasyon durumunun korunmasına önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Uzmanlar, günde sekiz fincan şekersiz çay tüketiminin sağlık için çok yararlı olduğunu söylüyor. Özellikle su içme alışkanlığı az olan kişilerde çay tüketimi, sıvı ihtiyacını karşılamada kısmen yeterli.
KONSANTRASYONU ARTTIRIR
Çay, teanin içerir: Yapılan son araştırmalar; çayın, içenlere ilham verdiğini ortaya koyuyor. Bu da çayın içindeki teaninden kaynaklanıyor. Vücut ve zihin üzerinde canlandırıcı bir etkiye sahip olan teanin; odaklanmaya, yani konsantrasyona yardımcı oluyor. Çay aynı zamanda tein (kafein) de içeriyor.
Çay, antioksidan kaynağıdır: Çay, doğal antioksidan içeriyor. Çaydaki antioksidan madde, 'flavonoid' olarak adlandırılıyor. En güçlü antioksidanlardan biri olan flavonoidlere çay dışında sebze-meyvelerde de rastlanıyor. Ortalama bir fincan siyah ya da yeşil çay, 140 ile 300 mg arası flavonoid içeriyor. Antioksidanlar, hücrelere zarar veren serbest radikalleri etkisiz hale getirerek; kanser, erken yaşlanma ve daha birçok hastalığa neden olan zincirleme reaksiyonları önlemeye ve yaşlanma etkilerini azaltmaya yardımcı oluyor.
Çay, damar sağlığını korur: Son yıllarda birçok araştırmaya konu olan siyah çayın kalp hastalarında, damar sağlığını koruduğu bilimsel olarak saptanmıştır. Amerikan Kalp Derneği'nin 'Circulation' adlı yayın organında yer alan araştırmaya göre; daha önce kalp sağlığında olumlu etkisi belirlenen siyah çay; siyah üzüm, greyfurt suyu ve soğanda da bulunan flavonoid maddesini yüksek oranda içeriyor. Çay, damarlardaki kan akışını desteklemeye yardımcı oluyor. Günde birkaç fincan çay tüketimi, kalp krizi ve kardiyovasküler rahatsızlık riskini düşürüyor.
Çay, felç riskini azaltır: ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde yürütülen araştırmada, siyah ve yeşil çay çeşitlerinin felç geçirme riskini azalttığı tespit edilmiş.
Çay, kalorisizdir: Çayın kalorisi sıfırdır. Şekersiz ve sütsüz olarak tüketildiği zaman kalori içermez. Böylece, zayıflama programlarını destekler. Hatta Lipton Çay Enstitüsü'nden Dr. Jane Rycroft; çayda bulunan kateşinin, karındaki yağ kütlelerinin erimesine yardımcı olduğunu söylüyor: "Bunun için günde 200 mililitrelik bardaklarda sekiz bardak çay içmek gerekiyor. Sonuç, 8-12 hafta içinde alınıyor."
Çay, diş dostudur: Çay şekersiz içildiğinde, içeriğindeki florid sayesinde dişlerin korunmasına ve güçlenmesine yardımcı oluyor.
ÇAYIN TARİHÇESİ
Çay ilk olarak Çinliler tarafından içildi ve uzun bir dönem ilaç olarak kullanıldı.
6'ıncı yüzyılda Japonya'ya ulaşan çay, özel bir ritüele dönüştü ve çayın ünü Endonezya'dan Hindistan'a kadar ulaştı.
1615 yılında 'East India Company'nin ünlü 'Clipper' gemileriyle İngiltere'ye getirilen çay, uzun yıllar şirketin tekelinde kaldı.
100 yıl boyunca saray ve aristokrasi sınırlarında içilen çay, 1675 yılında Garwey's Coffee House tarafından servise başlandı. 1750'lerde Hollandalıların Amerika'ya getirdiği çay, 1773'te 'Tea Act' ve sonrasında Boston Tea Party ile tarihe damgasını vurdu.
1825 yılında Assam'da çay bitkisi yetiştirilmeye başlandı ve 1840 yılında Bedford Düşesi 'Afternoon tea-Öğleden sonra çayı' geleneğini başlattı.
1869 yılında Sri Lanka'da kahvenin yerini çay yetiştiriciliği aldı. Daha sonra kahve ağaçları, İngiltere'ye mobilya yapılmak üzere yollandı.
1889 yılında Thomas Lipton çayı, paketler halinde satan ilk kişi oldu.
1890'da Lipton, Seylan bölgesinde ilk çay tarlalarını satın aldı.
1891'de Thomas Lipton ilk çay markası, Lipton'u yarattı ve ilk çay reklamını yaptı.

ÇAY SADECE 6 DAKİKA DEMLENMELİ
Lipton Çay Enstitüsü'nde çay eğitimi veren ve 38 yıldır çay uzmanı olarak çalışan Nick Bunston, haftada 10 bin çay çeşidi deniyor. Çayı bir kaşık ile ağzına alıyor ve tadına bakıp tükürüyor. "Günde en az 100 çay denemeye razı olanlar bu işi yapabilir" diyen Bunston, kaliteli çayın nasıl anlaşılacağını ve çayın nasıl demlenmesi gerektiğini anlattı:
Çay, sadece altı dakika demlenmeli ve mutlaka taze suyla yapılmalı. Taze su, çay suyunun ve yapraklarının birbirinden ayrılmasını sağlar.
Türkiye'deki çay daha uzun süre demleniyor. Bunda bir sorun yok, çünkü Türk çayının özelliği bu.
Çay demlendikten sonra yapraklara bakın. Eğer açık bakır renginde ise, o çay çok kaliteli demektir.
Çayın lezzetinin alınabilmesi için 60-65 derece sıcaklıkta içilmesi gerekiyor.
Kalitesiz çay demlenince, dibe çökmez; üstte kalır.
Poşet çaylar dünyanın en kaliteli çaylarından üretilir. Aksi takdirde birkaç dakika içinde rengini veremezdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.