Son Güncelleme: Cumartesi 05.12.2015
Ney üflüyor İbn Arabi okuyorum
'Diriliş: Ertuğrul'dizisinin başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan: Dizi çekilmeden önce de İbn Arabi okumuştum. İmam Gazali de okudum. Yaklaşık 10 yıldır ney de üflüyorum
Her oyuncunun hayatında dönüm noktası roller vardır. Ben de 'Ertuğrul'u hayatımdaki dönüm noktası olarak görüyorum. Maalesef biz özümüzdeki, kültürümüzdeki birçok değeri ve kahramanı kaybetmiştik. Özümüze yönelik bir kahraman eksikliğimiz vardı. 'Ertuğrul' karakteri işte bunu karşılıyor.
ÇOK AĞIR ÇALIŞIYORUM
Başka bir dizi ile karşılaştırma yapmam doğru olmaz. Bu konuda doğru muhatap ben değilim; halk. Ama bu işin kahraman açığını karşıladığını düşünüyorum.
Çok ağır çalıştığım için evde sadece dinlenecek vaktim oluyor. Normal hayata da uyum sağlıyorum. Nihayetinde benim mesleğim bu. Tabii ki tamamen rolden kurtulmak çok kolay değil. Bu rolün yaşantıma kattığı şeyler olabilir.
Biraz daha sakin bir adam olmuş olabilirim.
Bence sakin bir karakter, fevri değil. Fevriliklerinin arkasını planlayan biri. Ben çok plansız yaşayan bir adamdım özel hayatımda. Sonraya dair, hayatın geleceğine dair plan yapmayı değil; önümdeki anı değerlendirmeyi, önümdeki anı yaşamayı tercih ederdim. Belki özel hayatımla ilgili de olabilir bu değişim. Baba olacak olmanın getirdiği bir gelecek kaygısı da var.
BEN KARARLI BİR ADAMIM
Hayır, ben de kararlı bir adamımdır. 'Ertuğrul' pervasız olarak algılanıyor, evet. Pervasızlığından da bahsedebiliriz ama bu dönem için daha bilinçli stratejisi olan, savaşmayı öğrenmiş ve daha olgun bir 'Ertuğrul' izliyoruz.
Ertuğrul Gazi okuma yazma bilmiyor. O dönemde obada okuma yazmayı bilen çok az insan var. Yani Kuran-ı Kerim okudukları ve bu bilgiyi okuyarak öğrendikleri gibi bir şeyden yola çıkamayız. Doğal olarak manevi değerleri öğretecek bir öğreticinin olması gerekiyor. Gerçekte de Ertuğrul Gazi'ye bu manevi değerleri öğreten biri var. O da Şeyh Edebali. Ertuğrul Gazi, Osman Gazi'ye Şeyh Edebali için "Benim söylediklerimi değil, onun söylediklerini dinle" der. Aslında Edebali, Ertuğrul'un da hocası niteliğindedir. Şeyh Edebali'yi dünya görüşü olarak hoca kabul etmiştir ve oğluna da öğütler verir. Ama o dünya görüşünün özü aslında İbn Arabi'ye dayanır. İbn Arabi, dönemi itibariyle gerçekten inanılmazdır. Okuduğunuz zaman çok başka yerlere götürür sizi.
Dizi çekilmeden yıllar önce İbn Arabi okumuştum. İmam Gazali de okudum.
TASAVVUFTAN ZEVK ALIYORUM
Aynen öyle. Ancak İmam Gazali'yi okuduğunuzda ağırlaşırsınız ve çok daha zorlar, sizi başka bir yere doğru götürür. Biraz buhran halidir İmam Gazali. Ama İbn Arabi'yi okuduğunuzdaki rahatlık, o rahatlama hissi ve ne olursa olsun o maneviyatın verdiği huzur hissedilir. Bu dizi başlamadan önce İbn Arabi okumaları yapmıştım zaten. 'Ertuğrul: Diriliş' ile birlikte bu insanları hatırlatma şansını bulduk. Ben tasavvuftan zevk alıyorum. Anlayacağınız, yeni bir zevk değil bu benim için. Yaklaşık 10 yıldır ney de üflüyorum. İnsanlar benim tasavvufla, sadece bu işle birlikte ilgilendiğimi zannediyorlar. Daha önceki dizilerde görmedikleri için o tarafımızı bilmiyorlar. Halbuki o taraflar manevi taraflar ve sadece yaşanır; gösterilmez. Üstelik gösterilmemesi üzerine de yaşanır. Bizde nedense gösterilmesi bekleniyor.
Daha önce de o değerler bende gerektiği yerde duruyordu. O değerler bu diziden sonra bir numaraya geldi ama bu diziden önce de vardı.
'Ertuğrul' olarak kimsenin aklına gelmemişim ama şimdi 'Senden başkasını düşünemiyoruz' diyorlar. Biraz oyuncuları kısıtlıyoruz; Türkiye'de bunu yapımcılar da, seyirci de yapıyor. Oyuncu bir rolde gördükten sonra sadece aynı tip rollerde görmek isitiyor, oyuncunun başka bir şey olamayacağını düşünüyoruz.
Oyunculuk mezunuyum ben. Dört yıl çok ciddi nefes çalıştım.
BEN OPTİMİST BİR ADAMIM
Benzerlik derseniz, aslında tüm hanedan işlerinde mutlaka belli duyguları görüyorsunuz. Bu belli duygular; gücün, iradenin olduğu her yerde var. Olağan, asal duygular ve bunlardan vazgeçemiyorsunuz. Türk dizisinde de, Finlandiya dizisinde de aynı duyguları görürsünüz; hırs, arzu, entrika, kıskançlık... Bu duyguların hepsi var.
Genel anlamda da optimist bir adamım ben. Sonuçta ben şimdiye kadar 'Vay be, ne kadar kötü ama ne kadar iyi bir durumda' diye özendiğim kimseyi hatırlamıyorum. O yüzden de haksız değilim bence. Kötülük olacak ki, iyiliğin değerini anlayacaksınız. Açlık olacak ki, tokluğun değerini anlayacaksınız. Sonuçta yaşadığımız, dualite dünyası. Her duygunun bir karşıtı var, o yüzden de yaptığımız her işte duyguların karşıtlıklarını da kullanıyoruz. Zaten bir işin izlenebilir olması için çatışma gerekiyor. Birinci kuralıdır bu işin. İyi, her zaman iyi olmak zorundadır. Kötü ,her zaman kötü olmak zorundadır. Kötüyü biraz iyileştirmeye kalkarsanız kavram kargaşası çıkar. Olmaz yani. Arada iyi, biraz kötü gibi bir kavram yoktur çünkü bu dünyada.
TÜRK DİZİLERİ ÇOK UZUN OLDUĞU İÇİN İZLEMİYORUM
Arada sırada ama Türk dizisi izleyemiyorum. Türk dizileri çok uzun; 2 saat 15 dakika bir diziyi izlemek çok zor.
Evet. Bu Türkiye'nin gerçeği sonuçta. Aslında reklam pastası gerçeği, bizim değil. Türkiye'deki ekonomik durum, altyapının böyle olması, bununla ilgili bir kanun çıkmamış olması ile kanalların doğru orantılı para kazanması... Özetle kapitalist ortam. Düşündüğümüz zaman Türkiye'nin ekonomisi henüz dizilerin 45 dakika olmasına hazır değil. Doğal olarak biz de o uzunluğa uyup ona göre çekiyoruz. Birey olarak benim o uzunlukta bir diziyi seyretme tahammülüm olmayabilir.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum’da Vicdan’ tatile çıktı! Bodrum’da yeni sezon açıldı ama yeni fiyat listeleri görenleri şoke ediyor!
- 2 Aldatmak'ta Yeşim’le Dündar’ın ilişkisi ortalığı karıştırıyor
- 3 Görenler şoke oldu “Güzeller güzeli Semra Hoca’ya ne olmuş böyle” Hababam Sınıfı'nın Semra Hoca’sı yıllar sonra ortaya çıktı!
- 4 ‘Filistin’de bir işgal ordusu var’ Amerikalı oyuncu Susan Sarandon İsrail'in Filistin'e karşı saldırılarına sessiz kalmadı!
- 5 Kardeşlerim’in oyuncuları Şeyma Korkmaz ve Cüneyt Mete 5. Evlilik yıldönümlerini böyle kutladılar!
- 6 22 yıl Altan Gördüm’le aynı yastığa baş koymuştu… Aldatmak’ın yıldızı Vahide Perçin’in kızı bakın hangi oyuncu çıktı!
- 7 İnci Taneleri'nin Azem Yücedağ'ı Yılmaz Erdoğan'ın oğlu Rodin tıpkı babası! Annesi de güzel oyuncu...
- 8 ‘Filistin’de bir işgal ordusu var’
- 9 Onu Çılgın Bediş'in Mükü olarak tanıdık! Çiçek Dilligil'in hem annesi hem de babası meğer Yeşilçam’ın iki usta oyuncusuymuş! Eşi ise ünlü şarkıcı çıktı!
- 10 Ücret yerine bağış