'Bir canlı yayın yapıp geliyorum tatlım...' Evet, bütün hafta sonumuz bu cümleyle geçti. Canlı yayın uygulamasının heyecanına kapılan Instagram kullanıcıları; bulundukları her ortamdan destursuz, hesapsız ve hiç düşünmeden canlı yayın yaptı. Peki neler oldu? Yan masaya kulak kabartmak ve dedikodu kovalamak out oldu, onun yerine canlı yayında 'Hakkımda atıp tutmuşsun, nasıl olur da benimle ilgili konuşursun!' tartışmaları başladı. Başkalarının canlı yayınını dikizlemek ve kulak kabartmak in oldu. Özellikle gece kulüpleri ve restoranlar tam bir canlı yayın üssü oldu. Herkeste bir spiker edası, bir hava, bir tafra...
Evlerinde canlı yayın köşesi kuranlar da oldu. Evin içindeki ışığı ve dekoru ayarlayıp adeta bir talk show programı yaratanlar, bir araya gelip ev sohbetlerini takipçileriyle paylaşanlar da vardı. İtiraf ediyorum, onlardan biri de benim!
En büyük kriz ise, cep telefonlarının şarjlarının bitmesiyle yaşandı. Eee o kadar yayına ne can, ne de şarj dayanır...
Özellikle Nur Yerlitaş, nam-ı diğer Nurella'nın canlı yayınında gece yarısı söylediği arabesk parçalar ve takipçileriyle yaptığı muhabbet evlere şenlikti. Ünlü isimlerin takipçileriyle yaptıkları soru-cevap sohbeti, çok samimi ve içten oluyor. Sorulan sorulara bakarsak, gazetecilerin röportaj biçimleri değişecek gibi görünüyor. Artık o kalıplaşmış sorular sorulmayacak çünkü halk, ünlüler hakkında çok daha ilginç şeyleri merak ediyormuş meğer.
Ünlüler soruları yanıtlarken, bazı takipçilerin içlerindeki canavarı serbest bıraktığı anlar da oldu. Belden aşağı vurup hakaret mesajları atanlar, kendi kötülüklerini bize bulaştırmaya çalıştı. 'Ah biz insanoğlu, neden iyi olmayı beceremiyoruz?' sorusunu yeniden akla getirdiler.
