Oğlum sanatçı değil futbolcu olsun

Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosu'nun yeni oyunu 'Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi'nde oynayan Burak Sergen, GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı...
Oyunu ve rolünüzü anlatır mısınız?
2.5 ay önce ölen Amerikalı yazar Edward Albee'nin oyunlarından biri. Dünyanın hem en zor, hem en kolay oyunu. İki kişilik olduğu için kolay ama içeriği nedeniyle zor. Oyunda çağımızın en büyük hastalığı olan iletişimsizlik sorununa parmak basılıyor. İnsanların karşılıklı oturduklarında bile ellerinde telefonlarla birbirlerine mesaj yazdığı bir dönem için önemli. 'Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi'; bu kopukluğun giderek büyüdüğü, artık hiç kimse ile iletişim kurulamayan bir dünyada var olmaya çalışan 'Jerry'nin hayatını anlatıyor. 'Jerry', sonunda insanlarla kuramadığı iletişimi hayvanlarla kurmaya çalışıyor. Çok iç acıtan bir hikaye.

'JERRY' OYNAMAK İSTEDİĞİM BİR ROLDÜ
Sizin gibi deneyimli bir tiyatrocu, oyuna hazırlanmak için ne kadar süreye ihtiyaç duyar?
Bu tür iki kişilik oyunlar zordur. Hazırlanma süresi, oyunu anlama süresi ile birlikte 2-2.5 ayı buluyor. Tabii ki her tiyatrocunun oynamak istediği roller vardır. 'Jerry' benim oynamak istediğim bir roldü. Sağ olsun Sadri Alışık-Çolpan İlhan Tiyatrosu ve Kerem Alışık, rolü teklif edince ben de kabul ettim.
Sahneye çıkmadan önce nasıl konsantre oluyorsunuz?
Özel bir ritüelim yok ama oyun günü mümkün olduğunca hafif şeyler yaparım. Kafayı yormayacak bir kitap okurum veya film izlerim. Kafamı meşgul eden şeyler yapmam. Açık havada oğlum Cansın'la vakit geçiririm.

ERKEKLER GENÇ YAŞTA ÇOCUK YAPMASIN
Bu kadar yoğun olan hayatınızda oğlunuz en büyük motivasyon kaynağınız olmalı...
Cansın 7 yaşında. Ben onu 40 yıl bekledim. Bence erkeklerin olgunluk yaşlarına doğru çocuk yapmaları gerekir. Duygusal tarafınız daha gelişmiş, çocukluk tarafınız bitmiş oluyorsunuz. Yoksa öteki türlü beraber büyüyorsunuz.
Oğlunuzun sanatçı olmasını ister misiniz?
Genetik bir yatkınlığı var. Geçenlerde okulda gösterisine gittik; çok başarılıydı. Ben annemle- babamı da öyle izlerdim; Hayatım kulislerde geçti. Ama oğlumun bu şartlar altında sanat yapmasını istemem. Oğlumun futbolcu olmasını isterim, şu anda Fenerbahçe Spor Okulu'na gidiyor. Bu, 'Hiçbir şey olamadın, git topçu ol' anlamında değil, çünkü dünya o kadar kirlendi ki; onu koruyabileceğimiz çok az temiz alan kaldı. Temiz alanların biri de spor. İnsanlarla iletişim kurma, sosyallik, saygı duyulma anlamında da öyle. Sigara içilmemesi, uyuşturucu-alkol kullanılmaması adına çocukları koruyabileceğimiz tek alan spor. Ben bu kirlilikten çok korkuyorum ve kaygılanıyorum. Profesyonelce yapılan sporda bunlardan uzak duracaktır. Tabii ki okulunu bitirecek ama sporcu olmasını isterim.
Hobiniz var mı?
Eskiden beri müzikle uğraşıyorum. Rock grubum var. Astronomi ile de ilgileniyorum.
TİYATRO BİRİNCİ EL TELEVİZYON İKİNCİ ELDİR
Tiyatroda son zamanlarda bir hareketlenme hissediliyor, sizce de öyle mi?
Sanki biraz hareketlenme var. Zaten tiyatronun ölmesi, gerilemesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Televizyon olumsuz etkiliyor ama bir şeyin canlısı varken, perdenin arkasından izlemek her zaman ikinci eldir. Birinci el, her zaman canlısını görmektir. Güzel sanatların hiçbir dalı tartışılmamalıdır. Gelişmek için sanata ihtiyaç var.
SORUNUMUZ İLETİŞİMSİZLİK
'Bir Hayvanat Bahçesi Hikayesi'nde de anlatıldığı gibi; günümüzün en büyük sorunu iletişimsizlik mi?
Evet, iletişim problemi, yanlış anlama ve empati eksikliği. Onun için bu oyun herkes tarafından çok net anlaşılabilecek bir oyun çünkü mesajı çok net. 'Böyle yaparsanız, böyle olur' diyen bir oyun.