Önümüzdeki 10 yılda İstanbullu’yu neler bekliyor?

ÖZGÜR MASUR (Modacı)
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ MODAYI ETKİLEYECEK
İklim değişiklikleri, giyim sektöründe mevsimsel farklılıklar oluşturacak. Geçmişten esinlenmelerin yerine, daha fütüristik formların ve tasarımların öne çıkacağına inanıyorum. İstanbul'da modanın 10 yıl içinde daha bilinçli bir sektör haline geleceğini ve bu sektörü eleştirebilen bilinçli insanların bir arada olacağını düşünüyorum. Bu konuda henüz zayıf bir noktadayız. Ben kendi adıma moda tasarımcısı kimliğim ile her daim kendisini yenilemeye çalışan ve çizgisinin markalaşmak adına belirginleşmesi için çaba sarf eden biri olduğuma inanıyorum. 10 yıl sonra İstanbul modanın konuşulduğu ve modanın nefes alıp verdiği bilinçli özel bir şehir olacak.

SAMİ SAVATLI (İç mimar)
Artık AKILLI EVLER LÜKS OLMAYACAK
Önümüzdeki 10 yıl içinde, seri üretimin karşısında giderek yok olan el yapımı kavramı ve zanaat ürünlerinin değeri giderek yükselecek. Bu şekilde üretilmiş özgün mobilya ve objeler, lüks tüketim ürünlerine dönüşecek. İstanbul'a özgü bir iç mimari yaklaşımı gelişmeye başlayacak. Evler daha minimal bir hal alırken, akıllı ev ve bina otomasyon sistemleri, fiyatlarının düşmesi ile lüks olmaktan çıkıp günlük parçalara dönüşecek.

MİLKA KARAAĞAÇLI (Takı tasarımcısı)
'GÜNLÜK TAKI' DÖNEMİ
Artık Türkiye'de bir 'çıtır takı' pazarı var. Bütün dünyada 'fine jewellery' olarak adlandırılan bu kategori, meğer Türkiye'de ciddi bir açıkmış. Bu alanda birçok yeni tasarımcı çıktı. 10 yıl içinde ekonomiyle doğru orantılı olarak, bu kategorinin daha fazla büyüyeceğini düşünüyorum. Türk kadını, bu yeni konsepte çok çabuk alıştı. Artık yıllarca kasada bekleyen mücevherler yerine her gün takacakları altın takıları satın almayı tercih ediyorlar, etmeye de devam edeceklerdir.

MURAT ABBAS (Proje direktörü)
FESTİVAL MERKEZİ OLABİLİRİZ
Son yıllarda İstanbul'un yıldızı kültür-sanat ve müzik-eğlence dalında epey parlamış durumda. Önümüzdeki yıllarda festivallerde ihtisaslaşmaya gidilecek. Ege ve Akdeniz kıyıları, müzik festivalleri için yeni cazibe merkezleri olacak. İstanbul ise kültürel zenginliği ve güzel iklimiyle, Avrupa kıtasının bir numaralı müzik festivali ve konser merkezi haline gelebilir.

UĞUR KARABAYIR (İşletmeci)
RESTORANLAR KÜÇÜLECEK
Yeme-içme kültürü, gelişimini sürdürecek. Dünyada kabul görmüş markalar, şehre gelmeye devam edecek. Ancak gece hayatı son beş yıldır zayıflıyor ve zayıflamaya devam edecek. Mekanda sabaha kadar değil, gece 1-2'ye kadar kalmak tercih edilecek. Yavaş yavaş butik restoran kültürü yerleşecek. Yani 40-50 kişilik, mevsimsel lezzetler sunan ve gurmelere hitap eden şef restoranları gelecek.

ÖZLEM TUNA (TASARIMCI)
KAPALIÇARŞI VE HANLAR BÜYÜK ÖNEM KAZANACAK
İçinde yaşadığımız şehrin yüzlerce yıllık tarihini ve kültürünü daha iyi öğrenip özümsedikçe, yaşamımıza yeni tasarımlar girecek. Bugün dünyadaki büyük metropollere baktığımızda, küçük ölçekli üretimin artık yapılmadığını, gelenekselleşmiş mekan ve ilişkilerinden koparıldığını, hatta bazı şehirlerde bu üretim biçiminin yok olduğunu görüyoruz. İstanbul'da ise Kapalıçarşı ve hanlar bölgesi, küçük üretim konusunda benzersiz bir yapıya sahip. Yüzyıllardır metal ve mücevher ustaları bu bölgede çalışmaya devam ediyor. İstanbul'un sahip olduğu geleneksel üretim mirasına, ustaları ile sahip çıkmamız; önümüzdeki yıllar için çok önemli olacak. Tasarım hayatın her alanında yaşamımızı kolaylaştırıp anlam katacak.