Sinema sezonunun en merakla beklenen ve en sıcak projelerinden biri olan "Kuki: Oyuncağım Konuştu" adlı film; güçlü hikâyesi, yüksek prodüksiyon kalitesi ve dev oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Filmin yönetmeni ve senaristi olan ağabeyi Özgür Özberk ile yeniden çalışma fırsatı bulan Özge Özberk, GÜNAYDIN'a özel açıklamalarda bulundu.
Filmin çıkış hikayesini anlatan Özberk, "Özgür'ün 5-6 senedir hayalini kurduğu bir hikaye bu. İnsanlara işi anlatırken gözü o kadar parlayarak, o kadar sahiplenerek, o kadar isteyerek anlatıyordu ki… Benim bu süreçte ona her zaman söylediğim şey; o gözünün pırıltısını hissetmediğin hiç kimseyle beraber olma, beraber çalışma. Ve şu anda hakikaten benim dileğim gerçekleşti onun dileğinin gerçekleşmesinin yanında. Öyle bir ekiple buluştu ki, burada ona şahit oluyorum. Herkes işin bir ucundan tuttu ve kendi işi gibi sahiplendi. Dünyanın en kıymetli şeyi bu bir işe başlarken. Burada öyle bir sihir var. Filmde de sihir var." dedi.
"50 YAŞINDA PERİ Mİ OLUR?" DEDİM
Filme dahil olma sürecini anlattı, "Ben aslında sonradan dahil oldum işe. Ağabeyim bana, "Bir peri karakteri var" dedi. "50 yaşında peri mi olur, başka bir şey söyle" dedim. Çünkü bu sene biz bir tiyatro oyunu yaptık. Gurur ve önyargı, fantastik bir kostüm silsilesi. Hizmetçilerin gözünden anlatıyoruz o büyülü dünyayı. Bir pembe pastanın içindeyiz. Onu görünce o kadar etkilendi ki ağabeyim... "Sana da böyle bir şey yapmak istiyorum" dedi. Sağ olsun Özge bizim kostüm tasarımcımız, çok güzel kostümler yakaladı. Ve onun rüyasında çok az bir rolüm olsa da; o fantastik geçişi, o dünya ile bu dünya arasındaki bağlantıyı kuracağım bir rol yazdı. Birazcık aslında o dünya ile bu dünya arasındaki bağlantıyı Kuki üzerinden kızı mutlu etmek adına gerçekleştirdiğim küçük bir sihir. Hikayenin özü bu." ifadelerini kullandı.
AĞABEYİMLE GURUR DUYUYORUM, HAYATIM BOYUNCA YANINDA OLACAĞIM
Özgür Özberk ile ilk kez çalışmadığını da sözlerine ekledi, "Biz yıllar önce "N'apcaz Şimdi?" diye bir hikaye de çekmiştik. Tabii oradaki ilk acemilik ve heyecan çok daha yüksekti. Dolayısıyla şu anki tecrübesiyle bambaşka bir şey yaşanıyor. Daha hakim olaylara; insanların ona bakış açısı, tecrübesine duyduğu saygı ve onu dinliyor olması onun da aslında çok yol kat ettiğinin göstergesi. Ve gurur duyuyorum tabii ki ağabeyimle. Hayal ettiği bir şeyi hayata geçirdi ve bana gurur duymak düşer. Onun her zaman hayatım boyunca yanımda olacağım, olmaya devam edeceğim." diyerek ağabeyine övgüler yağdırdı.
Kıbrıs'ta gerçekleşen çekim sürecinin çok keyifli olduğu belirten oyuncu, şöyle konuştu: "Ben onlar başladıktan sonra geldim. Çok keyifli. Herkes çok keyif alıyor. Çocuk filmi olduğu için de zaten o drama yerine biraz daha fantastik bir hikayenin içinde olduğu için herkes çok eğleniyor. Zaten Nisan o kadar eğlenceli bir kız ki böyle pozitif. Çocukla çalışmak çok zordur. O yüzden o da bir artı oldu işini kolaylaştırdı bütün ekibin. Tabii ki set süreci zorlu, gecelere sarktığı zaman özellikle tabii ki yorucu oluyor. Bir de sıcakta çalışıyor olmak biraz dezavantaj. Ama genel anlamda programa sadık kalarak hızlı ve emin adımlarla o tuğlayı örüyor o yüzden çok keyifli."
FARKLILIK YARATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Geçmiş dönemdeki projeler ile bugünkü projeleri ise şu sözlerle kıyasladı:
"Biz The Muppet Show ile büyüdük. Alf diye bir karakter vardı zamanında. Bizim için o dönemler gerçekten çok büyülüydü ekranda. Dolayısıyla çocuklar da evet, çizgi filmlerle büyüyorlar ama karakter anlamında bir kuklanın çocuklara hakim olması çok özel bir şey. Bizim zamanında yaşadığımız şeyi şu anda bugünün çocuklarının yaşayacak olması heyecan verici aslında Kuki ile beraber. O yüzden farklılık yaratacağını düşünüyorum. Sadece bir çizgi film ya da bir salt çocuk filmi değil ama bir kukla karakterinin hayat veriyor olması hikayeye farklı bir açı getirecek diye düşünüyorum. Çok çok keyifli oldu yani. O yüzden güzel, mutlu bir iş oldu. Çok mutluyum."