Son Güncelleme: Cumartesi 24.05.2014
Reklam değil atçılık sporunu canlandırma derdindeyiz!
Cemal Hünal, üç yıl önce açtığı Atlı Okçuluk ve Tarihi Atlı Savaş Sanatları Kulübü'nde geleneksel atçılığı yaşatmaya çalıştıklarını söyledi: Biz bu kulüpte reklam yapmıyoruz. Yaptığımız işin çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz
ÖĞRENCİLERE SPONSOR OLDUK
Aslında hâlâ kurulum aşamasındayız diyebilirim. Bizim için burayla ilgili yapılacak çok fazla ev ödevi var. İşim müsaade ettiği sürece buraya sık sık geliyorum. Burada temel kadroda yer alan herkes eğitmen görevi üstleniyor. Burada sekiz eğitmeniz. Kulübümüze at binmek isteyenler de, tecrübeli biniciler de geliyor. Burası üyelik alan bir kulüp değil. Binicilik konusunda açık fikirli bir kulübüz.
Haftanın beş günü gelen öğrencilerimiz var. Buraya gelip hiçbir şey bilmeden birinci gün at sırtına çıkıp ikinci gün arazi turu yaptırdığımız insanlar var. Öğrencilerin çoğunun hedefi zaten araziye çıkmak. Buranın en büyük özelliği, Belgrad Ormanı'na ve Gümüşdere plajına yakın olması. Yazın atlarla denize gidiyoruz.
15 atla başladık, şimdi 28 atımız var.
Burası araştırma ve geliştirme üzerine kurulu bir yer. Kulübümüz kendi geçimini sağlıyor. Dışarıda at binmek pahalı olabilir ama buraya gelen bir öğrenci, bir saatlik dersi 50 liraya alıyor. Düzenli gelenlere de indirim yapıyoruz.
Burayı ilk kurmaya başladığımızda 'Aşk Kokusu' adlı bir oyunumuz vardı. O sene turneye çıkmıştım. Her akşam yevmiyemi alıp buraya gönderiyordum. Burası bir sene içinde bu şekilde kuruldu. Burada çok kişinin emeği var. Buradaki insanlar bir aile gibi oldu. Herkesten farklı bir şey öğreniyoruz. Sponsor olduğumuz bir sürü üniversite öğrencisi var. Buraya gelip çalışıyorlar. Atlara binip burada kalıyor ve ertesi gün okullarına gidiyorlar. Gösterilere de bizimle geliyorlar.
Hayır, sırf benim için buraya gelen yok. Biz kulüp olarak 'Cemal Hünal burada!' ya da 'Burası 'Issız Adam'ın çiftliği' gibi bir reklam yapmıyoruz. Yaptığımız işin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Burası, geleneksel atçılığın Türkiye topraklarında yeniden canlandığı bir yer. Bu da çok takdir ediliyor.
Olmak ya da olmamak arası bir şey. Atla bir iletişime geçebildiğiniz zaman bir anda ipler kopuyor. Eylem yapmadan bir şey uygulamış oluyorsunuz. Kendi var oluşunun içinde yok oluyorsun. Kendini de, atı da unutuyorsun. Atlar; bilinci açıyor, farkındalığı geliştirip evrensel bütünlüğün farkına varmanızı sağlıyor. Onlardan bir şey talep ettiğimizde aldığımız cevapla çok gelişiyoruz. Bizim için çok güzel bir meditasyon oluyor.
Hiç saymadım ama 15-20'yi geçmez sanırım. Ödül almadığım ama benim için çok anlamlı şeyler var.
Atla İstanbul içinde bir günde 180 kilometre yol aldım. Rumeli Feneri'nden Karaburun'a kadar gittim.
MÜZEDE SEMİNER VERİYORUM
Buradaki eğitim sistemi ve kadro itibariyle filmciler de rahat ediyor ve istediklerini kolay alıyorlar. Benim de yazdığım iki dönem filmi var. Uzun süredir bu senaryolarla uğraşıyorum. O yüzden biraz kenara bırakıp geri çekilmem, daha sonra yeniden üzerinde çalışmam gerekiyor.
İnsanlar uzaktan baktıkları zaman 'Bir ömür bu sporu öğrenemem' diyor. Aslında bu işe gönül verenler hemen öğreniyor. Zaten bunlar genetik hafızamızda olan şeyler. Tarihi savaş sanatları her zaman çok köklü sporlardır. Hem kültür, hem de beden eğitimi olarak eski zamanlara dayanıyor. Toplum bilincinden geliyor. İnsanlar bunun içine girdiklerinde aidiyet duygusu oluyor. Aslında bu sporlarda derin hazlar yatıyor.
Askeri müzede perşembe günleri 13.00-15.00 arası seminerler veriyorum. Ziyaretçilere müzede gördükleri şeyleri uygulamalı olarak anlatıyorum. Öğrenciler ve turistler ilgi gösteriyor. Ben de müzenin içinde olup bir şeyleri araştırma fırsatı buluyorum.
LALE VE BEBEĞE ODAKLANDIM
Çok güzel bir duygu. Lale'nin hamile olduğunu öğrendiğim andan itibaren bütün hesabım kitabım değişti. O günden beri sabah 05.00'te kalkıyorum. Evi toparlıyorum, her şeye erken başlıyorum. Lale ile empati kurabiliyorum. Birlikte sağlıklı ve eğlenceli bir hamilelik süreci geçiriyoruz. Onu yalnız bırakmamaya özen gösteriyorum. Genel olarak yaptığım her şey Lale ve bebek üzerine odaklandı. Bir yandan uzun vadede neler yaşayabileceğim konusunda sağlıklı fikirler geliştiriyorum.
OĞLUMLA İLGİLİ HAYAL KURUYORUM
İnşallah olur ama başka düzgün ve faydalı bir şey yapacaksa yapsın. Aynısını yapmak zorunda değil. Atla vakit geçirip onu tanıyanlar başka şeyle vakit kaybetmiyorlar. Biniciliğin verdiği hazzı hiçbir şeyden alamıyorlar. Eğer bu hazları alacaksa, atla ilgilenmesini isterim.
Bunlarla ilgili hayal kuruyorum ama özel bir beklentim yok. Hayatın getirdiklerine göre hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.
EN SON HABERLER
- 1 Seray Sever 49 yaşında anneliği tatmıştı! Seray Sever’den kızlarıyla sevgi dolu paylaşım: Aşkın en saf hali!
- 2 Minik Cadı filminin çocuk yıldızıydı! Şimdi 54 yaşında! Ünlü oyuncuyu tanıyabildiniz mi?
- 3 Görenlerin nutku tutuldu! Bahar'ın yıldızı Demet Evgar'ın annesi "Maşallah bu ne güzellik" dedirtti!
- 4 Akasya Durağı'nın çıtı pıtı güzeliydi son haliyle mest etti! İşte Akasya Durağı'nın Dilek'i Pelin Sönmez'in muhteşem değişimi...
- 5 Nihat Doğan ve eşi Arzu Doğan boşanıyor! İranlı hayranı eşiyle mutluluğu kısa sürdü...
- 6 Bahar'ın Rengin de estetik mucizesi çıktı! Oyuncu Ecem Özkaya'yı doğal güzel sananlar hüsrana uğradı!
- 7 Tamer Levent’in oyuncu oğlu bakın kim çıktı! Meğer Ferhunde Hanımlar’ın yıldızıymış...Gözlerini babasından almış!
- 8 İrem Derici ile Gökhan Fırat ayrıldı... Aşk bitti dövme kaldı
- 9 Kuruluş Osman'da Osman Bey’in Bursa yolculuğu!
- 10 Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'a öfkesi dinmiyor! 'Sesimizi duymadınız'