Çarşamba 17.01.2019
Son Güncelleme: Perşembe 17.01.2019

Reklamcı değil gazeteciyiz biz

Kenan İmirzalıoğlu’nun teknedeki fotoğraflarının yayınlanması üzerine açtığı davada, mahkemenin ‘Ünlülerin tatil fotoğraflarının yayınlanmasında kamu yararı yoktur’ kararı vermesi tartışılmaya devam ediyor. Magazin muhabirleri “Biz reklamcı değiliz, gazeteciyiz, işimizi yapıyoruz” diyor

Kenan İmirzalıoğlu'nun beş yıl önce eski sevgilisi ile teknede çekilen fotoğraflarının yayınlanması üzerine açtığı davayı kazandığı haberi tartışma yarattı. Mahkemenin; 'şöhretlerin konutları dışında da özel hayatlarının olduğuna ve fiziksel mahremiyetlerine dair fotoğraflarının yayınlanmasında kamu yararının olmadığına' dair verdiği kararı magazin muhabirleri değerlendirdi.


OKAN SARIKAYA (Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı)
Anayasa Mahkemesi iki yıl önce sevgilisiyle görüntülenen bir ünlünün başvurusuyla ilgili şu kararı verdi: 'Özel hayata saygı hakkı ihlal edilmemiştir. Merak duygusunun tatmini amacıyla sanatçının özel yaşamının haberleştirilmesinde kamu yararı bulunduğu söylenebilir.'

Kenan İmirzalıoğlu'yla ilgili verilen kararda altı çizilen 'Bu karar, gazetecilerin, basın özgürlüğü şemsiyesi altında ünlülerin özel hayatı hakkında haber yapamayacakları sonucunu doğuracaktır' ifadesi avukatın yorumu olup hukuki bir bağlayıcılığı yoktur.

Yargıtay'ın yeknesak olmayan, istisnai veya dairesine, heyetine göre değişen farklı kararlarına bir çok kez tanık olduk. Anayasa Mahkemesi'nin 2014/20364 Sayı ve 05/10/2017 tarihli, kararında, "B. B. T. tarafından yapılan bireysel başvuruda, Anayasa'nın 20. maddesinde gu¨vence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir." ifadeleri kullanılırken, kısaca "Kendisi özel alanına özen göstermemiş, gazeteciler neden göstersin?" denilmektedir.

Kararda;

"…Başvurucu, toplumda tanınan bir sinema ve televizyon oyuncusudur. Sanatçıların özel hayatlarının toplumun belli bir kesiminin merakını cezbettiği bilinen bir gerçektir. Bu yüzden sanatçıların özel yaşamlarının belli bir ölçüye kadar haber ve eleştiriye konu edilmesinin demokratik bir toplumda hoşgörüyle karşılanması gerekir. Sanatçının özel yaşamına ilişkin olarak sağlanması gereken korumanın sıradan bir insana nazaran daha az olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır. Dolayısıyla toplumun bir kesiminde oluşan merak duygusunun tatmini amacıyla sanatçının özel yaşamının basın ve yayın araçları kanalıyla haberleştirilmesi ve eleştiri konusu edilmesinde kamu yararı bulunduğu söylenebilir."

"… Belli bir hayran kitlesine sahip başvurucu ile Ş.G. arasında yaşananları muhabirin haber yapmaya değer görmesi anlaşılabilir bir durumdur. Görüntülerin kayıt altına alınması kişilik hakları yönünden hassasiyet taşısa da bunların başvurucunun dışarıya kapalı konutuna girilmeksizin kamunun kullanımına açık bir alandan(sokaktan) ve herkes tarafından görülebilen bir yerden çekilmiş olması ve görüntüsü çekilenlerin sanatçı kişiliği dikkate alındığında basın özgürlüğünün sınırları içinde kaldığı değerlendirilmektedir."

"Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi 20. Maddesinde güvenceye bağlanan özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir." denmektedir. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi de bu kararında Ulusal hukuka, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına ve içtihatlarına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel ve aile yaşamına konuta ve haberleşmeye saygı hakkı" maddesine atıfta bulunmuştur. Dolayısıyla Kenan İmirzalıoğlu Vekili Av. Barış Tan tarafının yapılan basın açıklamasında kullanılan ve özellikle altı çizilen;

"Verilen bu karar, basın ve yayın organlarının basın özgürlüğü şemsiyesi altında tanınmış kişilerin özel hayatları hakkında dilediği gibi haber yapamayacakları ve fotoğraf paylaşamayacakları sonucunu doğuracaktır. Bu karar, zaman zaman toplum önünde mağduriyet yaşayan tanınmış kişiler için koruyucu bir hukuki kalkan olmuştur." ifadeleri tamamen ilgili kişinin yorumu olup hukuki bir bağlayıcılığı yoktur. Magazin Gazetecileri Derneği üyeleri meslektaşlarımız bugüne kadar olduğu gibi hukuka ve kanunlara uygun olarak görevlerini yapmaya devam edeceklerdir.

GÖKHAN GÖKDUMAN (Sabah Gazetesi)
'Gazeteciliğin sonu olabilir'
Kararın içi açılmazsa bizler magazin gazeteciliği değil, reklamcılık yapmaya başlarız. Bu da bir anlamda mesleğin sonu olur. George Orwell'ın şu cümlesi durumu özetliyor: "Gazetecilik başkasının yayımlanmasını istemediği şeyleri yayımlamaktır, gerisi halkla ilişkilerdir."

AYDIN HAMZA (Takvim Gazetesi)
Galana çağır, teknede görüntülenince kibirlen!
Biz magazinciler işimizi yapıyoruz, kimsenin evine girmiyoruz. Ünlüyü kamuya açık her yerde çeker, gündemi sallayan haberleri ortaya çıkarırız. 1990'da FB'nin teknik direktörü Hidding, dansöz Yağmur'un evinden çıkarken görüntülenmişti. Murat Başoğlu ile yeğeninin uygunsuz görüntülerini ortaya çıkaran yine magazin basınıydı. İşine geldiğinde magazin gazetecilerinin kapısından ayrılmayan isimlere sözümüz var: Ünlü olunca ne değişti! Galaya davet et, Bodrum'da teknende çekilince kibirlen! Biz hiçbir sanatçının PR'cısı değiliz. Ünlüler şunun farkında değil; onları kimse haber yapmazsa ünleri biter.


SEÇKİN ŞENVARDAR (Milliyet Gazetesi)
'Pohpohlamak işimiz değil'
Magazin basınının işi, ünlünün reklamını yapıp onu pohpohlamak değil. Bu karar gazetecileri, ünlülerin PR'ını yapan kişiler olmaktan öteye götürmez. Haklarında iyi haber çıktığında mutlu olan ünlüler, olumsuz haberi de olgunlukla karşılamalı.
BARIŞ AĞIL (Kanal D)
'Emekçiyiz maşa değiliz'
Bu durum tüm sanatçılara emsal oluşturacaksa eğer, basın danışmanı gibi oluruz. Gazeteci kimliğimizin önemi kalmaz. Biz emekçiyiz, kimsenin kişisel maşası olamayız.


AYHAN ORAL (TV 8)
'Menajeri gibi oluruz'
Sanatçıların sadece işlerini takip edersek menajerden farkımız kalmaz. Topluma mal olmuş insanların özel hayatı yoktur, her hareketleri haberdir. Kamuya açık her yerde görüntülenebilirler. Ünlülerin röportaj yapması şahsi kararlarıdır.
FIRAT TORAMAN (Uçankuş TV)
'Kararda soru işaretleri var'
Haber yapmak anayasal hakkımızdır. Kararın içinde soru işareti barındıran noktalar var. Kamu yararı kavramının ne olduğu tam açıklanmalı yoksa halkın haber alma hürriyeti engellenebilir.


RECEP ASLAN (Akşam Gazetesi)
'Dünya daha acımasız'
Bu karar büyük soru işaretine sebep olabilir. Gazeteci neyi, ne kadar görecek, ne kadar yazacak? Paparazzilik ve magazin gazeteciliğinde dünya standartları, Türkiye'den daha sert ve acımasız. Kamu yararı ibaresinin açılması lazım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.