Reyting kaygısı gütmedik sadece yeteneğe baktık!
'Benimle Dans Eder misin?'in jürisinde görev yapan Tan Sağtürk: Yarışmaya bu sene çok talep oldu. Reyting kaygısı gütmediğimiz için dramatik hikayeleri olanları değil, yetenekli dansçıları seçtik. Yani dans için dansçı aradık!
BU YARIŞMA BİR OKUL GİBİ
Bu yarışma Türkiye için çok önemli bence. Sadece şov-eğlence programı olarak görülmemeli. Yarışmadaki hocalar, buradaki genç dansçılar için büyük bir fırsat. Bu kamp döneminde dansçıların gelişimi de çok önemli bizim için. Amerika'da yapılan orijinal formatta hazır dansçılar var. Biz ise burada dansçılarımızın her birine uygun gömlek biçmek durumundayız. En iyisini ortaya koymalıyız. Aslında iyi bir terzicilik oynamak durumunda kalıyoruz.
O yarışmacıların büyük bir kısmı benimle çalışıyor. Okullarımızda onlara sürekli eğitim veriyoruz. Çünkü yarışma sırasında aldıkları eğitim onlara yetmedi, dans uzun süreli bir eğitimdir. Okullarımızda kimisi eğitim veriyor, kimisi yaptığımız müzikallerde yer alıyor. Türkiye'de dansla ilgili ne varsa onlar hepsinin içinde. Biz 'Benimle Dans Eder misin?'den sonra Türkiye turnesine çıktık, her defasında on dört-on beş bin seyirci geldi hem de biletli seyirci. Müzikle uğraşan bunca insan bu kadar seyirci problemi çekerken biz büyük kitlelere ulaştık. Şimdi de aynı şeyi devam ettirmek lazım. Onları da zaman zaman buraya getirip, yüzlerini sizlere hatırlatacağız.
DANS İÇİN DANSÇI ARADIK
Var tabii. Çok heyecanlandık, yarışmaya bu sene çok talep oldu. Bu kadar talebin arasından seçim yaparken zorlandık. Genellikle reyting unsurunu göz önünde bulundurmadan seçtik, dram içeren kişileri reyting uğruna tercih etmedik. Biz dans için dansçı aradık. Bu kez sadece bir değişikliğimiz oldu; Huysuz Virjin yani Seyfi Ağabey yok. Seyfi Ağabey işin şov kısmı bakımından tamamlayıcı bir unsurdu.
40 yaşına gelen bir dansçıyım: Sahne üzerindeki duruşum ancak birkaç yıl daha sürebilir. Bu da bitecektir. Konservatuvarda okuduğunuz için ve bale, tiyatroyu da içine alan bir bölüm olduğu için en yakın gördüğüm şeylerden bir tanesi aslında oyunculuk. Girdiğim de benim ilk şansım çok güzel bir proje olan 'İkinci Bahar'la girmiş olmamdı. Oradaki insanlarla yakınlığımızı hep koruduk hatta 'Altın Kızlar'a gelmemi isteyen kişi de Türkan Şoray'dır. Kıramadım tabii ki. Sonrasında Troçki'nin hayatını anlatan bir belgesel film yaptık. O da Milano film festivalinde birincilik aldı. Şu an doğru ve güzel bir proje olsun arzusundayım. 'Bez Bebek' çocuklarla ilgili bir müddet çalıştığım için "İyi ki de girdim" dediğim bir proje. Fenomen oldu. Bin kez tekrar yaptı. Ben ayrıldım ama dizi devam ediyor. Başka bir arkadaşı buldular, ben de onlara destek verdim.
Artık bir çocuk projesinde olmamın doğru olmadığını anladığım için ayrıldım. Yapım şirketi de anlayışla karşıladı. Gelecek sezon için gelen projeleri okuyorum. Onların arasından birini seçeceğim. Türkiye'nin en iyilerinden bir tanesi olsun istiyorum.
ZOR GÜNLERİMDE HEP DANSA SARILDIM
Açık kalp ameliyatı oldum. Delik vardı kalbimde, o kapatıldı. Tam şifa denilen bir ameliyat oldu. Doktorlarım eskisinden daha rahat dans edebileceğimi söyledi. Kendimi çok zinde hissediyorum, eskiden hemen dinlenmem gerekiyordu. Uyumam gerekiyordu en ufak bir çalışmada.
Çok zor günlerden geçtim. Kalp ameliyatım olsun, kardeşimin durumu olsun... Ama hep dansa sarıldım. Ama insanlara karşı daha sevgili, daha anlayışlı yaklaştım. Bana zarar veren ortamlardan da bir anda uzaklaşıyorum artık. O durumu silmek istiyorum.
OKULLAR BİR VAKIF ALTINDA BİRLEŞECEK
Birçok okul açtık... Güneydoğu Anadolu'da, Karadeniz'de, Kıbrıs'ta... Her okulda 250-300 öğrencimiz var. Bu öğrencilerin büyük bir kısmı konservatuvara gidenlerden oluşuyor. Kalp ameliyatı geçirdiğim dönemde şöyle bir düşünce aldı beni: 'Ben olmadan da bu kurumlar işleyebilmeli.' O zaman vakıf altında birleştirmek doğru olur diye düşündüm. Çünkü buralar ticarethane değil. Türkiye'nin en büyük kuruluşlarından biri de bize tam destek verecek. Böylece en büyük hayalimiz gerçekleşmiş olacak.
Her okulda birer burslu sınıf var. Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan bir sınıfımız var. Maddi sebeplerden dolayı okula öğrenci almama gibi bir durumumuz hiçbir zaman olmuyor.
Güneydoğu Anadolu'da erkek çocukları daha fazla. Diyarbakır'daki insanlara sorduğumuzda hiçbir kötü tepki alamadık. "Eğer çocuğum devam edecek ve bundan para kazanacaksa neden olmasın" diye düşünüyorlar. Hiç kimsenin şimdiye kadar negatif bir şey söylediğini görmedik.
EN SON HABERLER
- 1 Hülya Koçyiğit'in gençliğini andıran torunu Aslışah Alkoçlar bikinili pozlar ile yaktı geçti! Karın kasları görenleri kıskandırdı!
- 2 Mutfak Bahane haftanın finali
- 3 20 yıllık eşinin kim olduğunu duyanlar çok şaşırdı! Ünlü komedyen Tolga Çevik'in eşinin doğum gününde mutlu aile pozu!
- 4 Doğum gününde defnedilmişti! İlayda Alişan'dan ağlatan 'Gülşah Çomoğlu' paylaşımı! "Ölmeden bir arada olduğum tek doğum günüm"
- 5 Usta sanatçı Ahmet Uğurlu son yolculuğuna uğurlandı!
- 6 Şarkıcı Hatice tanınmaz hale geldi! Estetiği abartınca soysal medyada alay konusu oldu! "Resmen estetik harikası"
- 7 'Yürüdüm langır lungur' Doğu Demirkol, Ayşe Kırca ile tanışma hikayelerini anlattı!
- 8 Heyecan dorukta! Ekranların yeni nesil yarışması Alan’ın yayın tarihi belli oldu!
- 9 Oyuncu Pınar Deniz ile Kaan Yıldırım ayrıldı mı? İddialara jet yanıt geldi
- 10 Şark Bülbülü'nün güzeller güzeli Hatçe'sine yıllar acımadı! Yeşilçam yıldızı Ayşen Cansev'in son hali üzdü...