Son Güncelleme: Pazar 26.11.2017
Sadece güzel diye başrol verilenler karavan oyuncusu
Atv’nin yeni dizisi ‘Bahtiyar Ölmez’ ile izleyiciyle buluşan usta oyuncu Güven Hokna: 71 yaşındayım ve durmaya hiç niyetim yok. Sanatçılığın emekliliği olmaz zaten. Emekliliğin işe yaramazlık sertifikası gibi görülmesi çok ayıp
Babacığım, 93 Harbi'nde yani 1877'deki Osmanlı-Rus Savaşı döneminde geldiklerini söylerdi. Samatya-Kumkapı'ya yerleşmişler. Annem de Ermeni bir ailenin kızı olarak onlara komşuymuş. Birbirlerini sevmişler ve evlenip Ankara'ya yerleşmişler.
Annem gençliğinde birinci sınıf terziydi, üst düzey insanlara dikiş dikermiş. Azınlıkları küçümsememek lazım; her zaman gurur duymuşumdur. Bir de ablam vardı, Allah rahmet eylesin; çok mutlu bir anne-babanın çocuklarıydık.
İÇİM SANAT DİYE YANIYORDU
Bir yanlışlık ya da hıyanetlik görmedikçe, kapını kapattıktan sonra ibadetinizi nasıl yaparsanız yapın. Mahalle kültürüyle büyüdük; kapının önünde oynarken, komşumuz seslenir ve onlar için bakkala gider, ihtiyaçlarını alırdık. 'O gayrimüslim, bu değil' gibi ayrımlar görmedim.
Doğma büyüme Ankara'daydım ama soysop herkes İstanbul'daydı, yani Boğaz çocuğuyum. Sarıyer'de teyzemlerin yazlığı vardı, her yıl Ankara'dan oraya tatile giderdik. Tabiatla iç içeydik, hatta gece 12.00'lere kadar sokakta saklambaç oynardık. O zamanlar sokaklar tehlikeli değildi.
Olmaz olur mu! Bazı insanlar hiç aşık olamamıştır ama ben sevmeyi bilen büyük aşklar yaşadım. Anılarımı anlatsam olay olur ama hep olumlu şeylerdir. Zaten kötülüğe, tersliğe aklım ermez.
İyiydi... Yolda gördüğüm her çocuğu öpmezdim ama şimdi biri kız, biri oğlan, iki torunum var ve misler gibiler. Hayatım boyunca 10 kere düşmüşümdür ama ayağa da kalktım. Düşmeye alıştığımız için nasıl kalkacağımızı da biliyoruz.
Bale benim için tutkuydu ve çok iyi bir dereceyle konservatuvara girmiştim. Sonrasında çok ağır bir grip geçirince, babacığım beni okuldan almıştı ama içim sanat diye yanıyordu. Ailemde amatör tiyatrocular vardı ve ilk tohumları onlarla attım.
Evet, 1967-68 yıllarında konservatuvardan mezun oldum, sonra Devlet Tiyatrosu ailesine katıldım. Biraz erken emekli oldum, toplam 37 yıl yedi ay Devlet Tiyatroları'nda çalıştım. Şanslıyım; hem bir büyük olarak sayılıp seviliyorum, hem de iyi bir oyuncu olarak anıldığımı duyunca çok mutlu oluyorum.
Durmayı hiç düşünmedim. Sanatçılığın emekliliği yoktur; kağıt üzerinde emeklisinizdir. Tabii o da insana ağır geliyor. Bu yaşta bankadan kredi çekeceğiniz zaman size öyle bir sigorta yapıyorlar ki, krediyi almaktan vazgeçiyorsunuz! Çünkü 'Bu kadın toprağa bakıyor' diye düşünüyorlar. Emeklilik, işe yaramazlık sertifikası gibi görülüyor; bu çok ayıp.
Zaman zaman "Yorgunum" derim ama bu da lafta.
Hayattan değil ama Allah'tan var... Aslında çok büyük istekleri olan bir kadın değilim. Herkes gibi önce sağlık, huzur ve akıl istiyorum. Şimdilerde demans diye moda bir hastalık var; Alzheimer başlangıcı denilen bir şey... Allah korusun, onu yaşamak istemem.
'İKİNCİ BAHAR'DA OYNAMAK İÇİN TİYATRODAN AYRILDIM
'İkinci Bahar' dizisi çekilecekti ve Yavuz Turgul çok çalışmak istediğim bir yönetmendi. Bu fırsatı kaçırmak istemedim. Teklif gelince tiyatrodan izin istedim. İzin vermek yerine tiyatroda bana üçüncü sınıf bir rol verdiler. Ben de emekliliğimi istedim ve çıktım.
Tabii ki, yoksa 40 yılı tamamlayabilirdim. Yıllarca küçük rol, büyük rol demeden çaba verdim ama o dönemde ayaklar baş olmuştu. Beni takdir edemeyecek bir ortamın içerisinde olmak istemedim.
Olmadım, naif bir kadınımdır ama güçlüyümdür. Aceleci, telaşlı, üretken ve etkileyici taraflarım vardır. Bazen ayaklarımın altından yükseldiğimi hissederim. Bende varolan şeylerden o kadar eminim ki, galiba kendimi rakipsiz gördüm ama bu hırs ya da ego değil. İyi oyuncuları her zaman takdir ederim. Fakat bendeki de farkındalıktı. Kişinin kendine farkındalığı varsa; ne kompleksi, ne de hırsı olur.
SAĞLAM BİR ESPRİ ANLAYIŞINIZ VARSA 'BAHTİYAR ÖLMEZ'İ İYİ ANLARSINIZ
Sadece güzellikle oyuncu olunmaz. Güzel insana bakılır ama bir de işin derinliğine inmek lazım. 'Görev aldığım işin senaryosuna sarılmalıyım, onunla bütünleşmeliyim' demeleri gerekiyor. Başarının gerçek payı o; tek başına güzellik yetmez. Hak eden de, hak etmeyen de aynı ekmeği yemek istiyor. İşi bilenle, bilmeyeni ayırt etmiyoruz; güzel olması yeterli oluyor. Bu bir ekip işidir. Ben onlara 'karavan oyuncuları' diyorum ve hiç karavan oyuncularından olmadım. Tiyatro için titremeyen hiç kimse gerçek oyuncu olamaz.
Danışan da, 'İzindeyiz' diyen de oluyor. Ama sete çekime 10 dakika kala gelip günlük makyajıyla kamera karşına geçecek kadar sorumsuz olanlar da vardı. Daha önceki projelerimde birkaç kez tanık oldum. Şimdiki projemiz 'Bahtiyar Ölmez'de bu yönde bir sorunumuz yok.
Hiciv dolu ve gerçeklerin çarpıtılmadan verildiği, derinliği olan bir iş. Eğer espri anlayışınız varsa daha iyi anlarsınız. Sırf vurdu kırdı değil, bir ailenin oturup izleyebileceği tatta bir proje. İşimizi bu kadar sevmemizin altında ekip ruhu yatıyor; hepsini çok seviyorum. Seyirci de diziyi sevdi, Allah yol açıklığı versin.
EN SON HABERLER
- 1 Duygu Nebioğlu'nun Metin Akpınar'a öfkesi dinmiyor! 'Sesimizi duymadınız'
- 2 Kızını kucağına almak için gün sayıyor! Karnı burnunda Yıldız Çağrı Atiksoy ile Berk Oktay’dan mutluluk pozları!
- 3 "Dudağımla pipet bile tutamıyorum" demişti! Şarkıcı Lara tam bir estetik harikası oldu! Son hali 'Yok artık' dedirtti
- 4 Bahar’ın Nevra’sı 62 yaşındaki Hatice Aslan’ın gerçek hayattaki oğlu bakın kim çıktı! "Abla kardeş gibiler"
- 5 Vicdansızlar çetesi! 100 bin gösterici Eurovision’da İsrail’i protesto edecek!
- 6 Türk Sineması'nın sert bakışlı delikanlısıydı! Oğlu Kuruluş Osman'ın yıldızı çıktı
- 7 "Hangi ünlü senin hemşehrin" tahmin edebilecek misin? Kızılcık Şerbeti'nin Doğa'sı bakın nereliymiş... Duyan şoke oluyor
- 8 Aynalı Tahir’in yıldızı Saruhan Hünel apar topar ameliyata alınmıştı! Kardeşi Aslı Hünel son sağık durumunu açıkladı!
- 9 Maneviyata yönelen Meriç Erkan adı dahil her şeyi ile değişti! Ahu Tuğba'nın çılgın aşkıydı...
- 10 Bu halini kimse tanıyamıyor.... 85 kiloya düşmüştü! X-Factor Ferah Zeydan'ı bir de şimdi görün!