Sanatçı cesur olmalı, linç edilmeyi göze almalı!

Karadeniz müziğinin sevilen ismi Volkan Konak, 'Lifor' adlı yeni albümü ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Bu albümün özellikle yağmurlu havalarda dinlenmesini tavsiye eden Konak; 'Lifor'u, müzik kariyerini, yeni projelerini, spor ve siyasetle ilgili düşüncelerini anlattı.
'Lifor'dan önceki albümünüzü üç yıl önce çıkarmıştınız. Neden bu kadar ara verdiniz?
Şarj olmak lazım! Çok sık albüm yaptığımız zaman, samimi duygularla beslenemeyebiliriz. Söylediğim şarkıların içimi titretmesini istiyorum. Albümümde 'dolgu' şarkı olursa, samimiyetsiz olur.
ETİMİZ PİŞTİĞİNDEN YANIK OKURUM
Başarınızın sırrı; şarkılarınızda yaşamın içinden, samimi duyguları anlatmanızda mı yatıyor?
Bu bir bütün! Hangi işi yaparsanız yapın; kalbiniz güzel değilse, hiçbir şey olmaz. Göğüs kafesi çok önemlidir! Kötüyseniz, karşı tarafa iyi niyet satamıyorsunuz. Ben şarkı söylerken kalbimi vermem; hayatımı veririm! Onu karşıdaki insan anlıyor. Ben içine girebildiğim şarkıları okuduğum zaman duyguları çok daha iyi aktarabiliyorum. Bir de yaşanmışlıklar var. Acı eti pişirir ya... Bizim etimiz de piştiği için, bazı şarkıları çok yanık söylüyoruz. Ailemden, ablamlardan öğrendim belki böyle yanık söylemeyi ama o yaşanmışlıkların da bizim sesimize yanıklık kattığını düşünüyorum.
Siz yıllardır müzik yapmanıza rağmen şöhret size daha birkaç yıl önce geldi. Yükselişiniz neden bu kadar geç oldu?
Bu sürecin böyle olmasını biraz da ben istedim. Bu biraz da sanatsal, idealist işler yapanların kaderi! Aslında böyle olmasından memnunum; biraz zaman kaybettim ama daha sağlam oldu. 25 yılın son beş yılında insanlarımız beni algıladı. Ama ben bu periyodun böyle olacağını da biliyordum. Çünkü biz fast-food tarzı işler yapmıyoruz; daha klasik işler yapıyoruz. Bunların oturması da zaman alıyor. Asansörle çıkanın, asansörle ineceğini düşünüyorum. Ama ben olduğum yere tırnaklarımla, yavaş yavaş geldim. Gerçekten de çok vefalı ve sadık bir kitlem oluştu.
TÜRKİYE'DE MÜZİK KENARA İTİLDİ
Bu süreçte gücünüzün kırıldığı olmadı mı?
Hayır, olmadı çünkü ben işimi yaptım. İki konservatuvar okumuş biri olarak mesleğimi icra ettiğim için; bu işin ününde, namında hiç olmadım. Amacım şöhret olmak değildi. Ben nereye gideceğini hiç düşünmeden sadece işimi yaptım. Ama zamanla birtakım unvanlar, maddi imkanlar geldi. Beklentilerim olmasa da gelenleri de inkar etmedim. Onun getirisini elimizle itmedik ama ilk hedefimiz olmadı. Çünkü benim her zaman ilk hedefim; mesleğimi iyi icra etmekti. Benim kıblem insandır; ben insana dönerim.
Son yıllarda Türkiye'de yapılan müziği nasıl buluyorsunuz peki?
Son zamanlarda Türkiye'deki sevgisizlik ve negatif enerji; müziği de büyük çöküntüye uğrattı. Müzik; sanat ve keyif işidir. Sanat moraldir. Toplum, morali iyi olmadığı zaman tüketmiyor ki... Adamın neşesi yok ki... Sanatı tüketen insanlar; keyifli, mutlu insanlardır. Yani bir çöküş yaşanıyor. İlerisini iyi görmüyorum ama karamsarlık bize yakışmaz! Bir de iyi besteler gelmiyor artık. Bizim bile yüzümüz düştü, şevkimiz kaçtı. Türkiye'de müzik biraz kenara itildi gibi geliyor bana... İnsanlar kolaycılığa alıştı; iki şarkı ile single yapıyorlar. Ama ben halen müziğin çok ciddi bir iş olduğunu düşünüyorum.
YILDA 3-4 KAZAM VARDIR
Hayaliniz nedir?
Daha küçük orkestrayla, küçük tiyatro salonlarında konserler vermek, Türkiye'nin tüm kasabalarını gezmek...
Söylemlerinizde ve şarkılarınızda hayli cesursunuz... Bazen bu açıklamalarınız yanlış anlaşılmalara da neden oluyor. Ne diyeceksiniz?
Benim öyle yılda iki-üç trafik kazam olur. Hepsinde de haklıyım! Biri hariç; sahnede bir kişiye kızdım ve ona argo kelime kullandım. Ama bunun dışında diğer söylemlerimde cımbızlamalar var! Mesela Van olayında olduğu gibi... Bunu ilkokul öğrencisi bile yapmaz. Ben sol ideolojiyi savunan, hümanist biriyim, bunu diyebilir miyim? Bunu söylemem için geri zekalı olmam lazım! İçerisinde yüksek sesli müziğin olduğu bir arabaya binerken soruldu. ("Van depremiyle ilgili bir yardım projeniz olacak mı?" sorusuna, "İlgilenmiyorum o işlerle" diye cevap verdiği iddia edilmişti.) Şeytan bakanın gözündedir. Bir adama "Ayı" dersin gözünü patlatır, "Ayı kadar kuvvetlisin" dersin "Sağolun" der. Bütün mesele işi sunmaktır. Ben insanın duyguları üzerine basmaktan çok çekinirim. İnsanların acıları, emeği, inançları üzerine basarak yükselenlerden değilim. Cesur söylenmelerim var ama o sanatçılığın gereğindendir. Sanatçı cesur olmalıdır. Korkaklar, sanatçı olamaz. Sanatçı yeri geldiğinde linç olmayı da göze almalıdır. Sanatçı henüz söylenmemiş sözü söyleyendir. Dolayısıyla yeri geldiğinde de yanlış anlaşılandır.