Cumartesi 12.04.2020
Son Güncelleme: Pazar 12.04.2020

Semih Kaplanoğlu: O korkunç düşünceler yüzünden bu haldeyiz

Semih Kaplanoğlu, tüm dünyayı sarsan koronavirüsün yıllardır yaşadığımız konforlu hayatın bir sonucu olduğunu söyledi: Şu dönem canımız sıkılacak ama sıkılan can iyidir. Fazla uçtuk, fazla yedik. Kapitalist ülkeler, toplumlar üzerinde büyük acılar yaşattı. Bunun bir bedeli var tabii. Alıştığımız hayat biçimlerini terk etmemiz lazım

Ünlü yönetmen Semin Kaplanoğlu, koronavirüs salgını, karantina günleri ve dünyayı bekleyen yeni düzenle ilgili samimi açıklamalar yaptı. 'Bağlılık' üçlemesinin ikinci filmini çektiğini söyleyen yönetmen, yeni projelerini de anlattı…
■ Karantina günleri iyi gidiyor. Ben ofise gitmediğim zamanların çoğunu evde geçiren biriyim, çok şikayet ettiğim bir durum değil bu.
■ Hayatta birçok zorunluluk var, koronavirüsle birlikte o zorunluluklara bir tanesi daha eklenmiş gibi görünüyor aslında. Ama zorluk bir yandan da iyidir. Yani üretmek, bir şeyler söylemek, bir şeyler aktarabilmek, insanın kendi içine dönmesi ve kendi içinden bir şeyler çıkartabilmesi... Her zorlukla beraber biliyorsunuz kolaylıklar var. Onları keşfedip yaşamamız gerekiyor.

10 YILDIR FARKINDAYIM

■ 'Buğday' filmimin senaryosunu 2011-2012'de düşünmeye başlamıştım. 2013'te de yazdım. Tam Suriye iç savaşının başladığı, mültecilerin de yavaş yavaş sınırlara doğru akmaya başladığı bir dönemdi. Ben dünyanın gidişatını; aşırı tüketim, aşırı üretim, eşit dağılımının olmaması gibi faktörlere bağlı olarak çevresel felaketin gelmekte olduğunu son 10 yıldır görüyordum.
■ Haddimizi aştık. Mesela Irak Savaşı'nı düşünelim. Kitle imha silahları var denilerek bir ülke işgal edildi ve iki milyona yakın insan öldü, trajediler yaşandı. O zaman da mülteciler ortaya çıktı. Bugün Suriye'de benzer sorunlar var. Afrika'da yaşanan süreçler var. Her türlü hak, yaşama hakkı ellerinden alınmış insanların. Kapitalist sistemin toplumlara verdiği acı haddi aşmanın bence temel görüntüsü.
BİRAZ TEFEKKÜR EDELİM
■ Korona bir sürecin sonucu, nedeni değil bence. Son 50, 100, belki 200 yılda yaşadığımız hikayenin bizi getirip bıraktığı nokta. Ben mesela teknoloji ya da bilim karşıtı biri değilim ama bunların bir de bedeli var. Her gün uçakla bir yerlere gitmenin, denizler aşmanın, ülkeler içerisinde seyahat etmenin, ilişkilere girmenin, arkadaşlığın, bütün bu konforun aslında neyin üstünde kurulu olduğunu idrak etmemiz lazım. Fazla uçtuk, fazla yemek yedik, bazılarımız açlık çekerken biz aşırı beslendik. Bu dengesizlikler bir şekilde dengelenecek.
■ Şu günlerde canımız sıkılacak. Canımızın sıkılması bir sorun değil. Sıkılan can iyidir. Bunu kabullenmemiz ve alıştığımız hayat biçimlerini yavaş yavaş terk etmemiz lazım. Biraz tefekkür, okumak önemli. Film izlemek, müzik dinlemek ve kendimizle baş başa kalmak... Kendisiyle baş başa kalmayı becerebilen bir insan aslında yalnız değildir.

'KÖTÜ DÜŞÜNCELERİMİZ YÜZÜNDEN EVLERE HAPSOLDUK'
■ Fransız bilim adamlarının Covid 19 ilaçlarının Afrikalılar üzerinde denenebileceğini söylemesi çok talihsiz ve üzücü bir bakış açısı. Bence bu fikirlerle yaşadığımız, bu düşünceler içinde olduğumuz için korona bizi eve hapsetti. Evet, bugün mülteciler sınırlarda belli kategorilere uygunlarsa, meslekleri varsa, işe yararlarsa, sağlıklılarsa kabul görüyorlar. Yoksa yaşama hakkı ellerinden alınıyor.
'Dünyanın bize ait olmadığını anlamamız gerekiyor'
■ Dünyayı sadece bize ait, bizim kendi yaptığımız, imal ettiğimiz, ürettiğimiz bir şey olarak görüyor, her şeyin bizim kararımızla ilerlediğine güvenerek yaşıyorduk. Bunun böyle olmadığını idrak etme süreci yaşıyoruz bence. Bunu anlamak için biraz içimize dönmemiz ve dünyanın, hayatın sadece bize ait bir alan olmadığını anlamamız gerekiyor.
■ Toplum, kültür, medeniyet olarak insanlığa vereceğimiz, bugün örtülü kalmış ve konuşulmayan değerlerimizi tekrar ortaya koyacak ütopyalar, düşünceler üretmemiz lazım.
'Tanpınar'ın 'Huzur' romanının filmini çekmek istiyorum'
■ 'Bağlılık' bir üçleme. İlki 'Aslı' idi, ikincisi 'Hasan'. 'Hasan'ı geçtiğimiz Ağustos ve Ekim ayları arasında Çanakkale'de çektik. Post prodüksiyon süreci de bitti, film hazır durumda. Belli festival süreçleri var, o sürece girmişken yaşadığımız global virüs sorunu birçok festivali erteledi. Şu anda sinema salonları kapalı. Yeni filmlerin akıbeti ne olacak meçhul.
■ Birçok proje var aslında kafamda. Şu anda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Huzur' romanının adaptasyonuyla uğraşıyorum, onu yazmaya çalışıyorum. Eğer şartlar imkan verirse onu yapmak niyetindeyim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.