Giriş Tarihi: 9.12.2012

Senden âlâ faşist...

Okan Bayülgen; baltayı bu kez taştan sektirdi, çelikten duvara değdirdi.
Yaptığı hiçbir saçmalık bu kadar tepki görmemişti.
Yeditepe Üniversitesi'nde sosyal medya konulu bir söyleşiye katıldı...
Söyleşi sırasında içtiği sigarayla tepki görünce çıldırdı...
Ağzından çıkanlarla saçmaladıkça saçmaladı...
Ve söyleşi konusu olan sosyal medyada, hani şu "Babalarrr" diye 70'lerden kalma özenti seslenişiyle yere göğe koyamadığı Twitter sakinleri tarafından topa tutuldu!
Gerçi ahali artık alışmıştı, onun bu 'bana ne, ben istediğime istediğimi söylemekte özgürüm' tavrına...

HIRÇIN VE SALDIRGAN
Gerçekten de o; işler istediği gibi gitmediğinde sınırsız hırçınlaşabilir, saldırabilir, ağzının ayarını ensesine yapıştırabilir, boğazını tek boğuma bağlayabilirdi.
Çünkü daha teee en başından televizyon izleyicisi, adama bu hakkı ve şansı vermişti.
Daha tek kanallı yayından ve prime-time'da yurttan sesler korosunu dinlemekten yeni çıkmış amatör izleyicinin karşısına elinde sigarayla çıkarak, "Vaoovvvv ne marjinal, ne farklı adam" dedirtmiş bir insandı.
Ama işte o devirden geçeli artık çok oldu! Gel gör ki; bir avuç acı sever izleyiciyle ünlü isimler ve Bayülgen'in kendisi bunu bir türlü idrak edemedi.
Aşağılanmayı, azarlanmayı göze alıp programa gitmeye ve telefonla aramaya devam ettiler.
Konuklarsa kendilerine tek kelime etme fırsatı tanınmayacağını bile bile gidip orada tuzluk gibi oturdular.
Adamın zaten, na böyle kafam kadar olan egosunu patlayana kadar şişirdiler de şişirdiler.
HER ZAMAN ŞIMARIK
Gerçi kendisinin arada, o her zamanki ana sınıfı şımarıklığıyla, düşen reytinglere trip atıp "Ben gidiyorum artık program falan yapmayacağım" dediği oldu ama bu cengaverliği kısa sürdü.
Üstelik bu gidişten sonra artık evde kurup kurup nasıl hırs yapmışsa; bir gece boy gösterdiği ekranlara haftanın beş günü demir atarak döndü.
Tükürdüğünü yalamadı; bardak bardak içti.
Fakat aklı başında eski izleyicisini de yavaş yavaş kaybetti.
Geriye kaldı dünyadan habersiz, elifi mertek sanan birtakım üniversite öğrencisi.
İşte o öğrencilerden yine bazılarının, ki bu 'bazı'ya özellikle vurgu yapıyorum; memleketin bütün ön lisans-lisans-lisansüstü öğrencileri üstüne alınmasın, üzerime saldırmasın, neyse o bazılarının okuduğu Yeditepe Üniversitesi'nde, Bayülgen'in söyleşi sırasında sigara yakmaya kalkmasıyla o malum olay patlak verdi.
Bir öğrenci cengaverliğe soyunup ünlü televizyoncunun yanına geldi ve sigarayı yakmaması gerektiğini, kapalı alanlarda sigara içilmesinin yasak olduğunu vs. söyledi.
TAVIR İTİCİYDİ
Ama böyle nasıl ezik ve "Yaa bir b.k yiyoruz ama dur bakalım ne olacak?" tedirginliğiyle.
Yani bu olayda en az Bayülgen kadar o öğrencinin de tavrı çok iticiydi.
Dik durmasını bilemedi.
Rahatsız oluyorsan kalkarsın ayağa "Söndür birader o sigarayı, burada içmenin yasak olduğunu bilmiyor musun?" dersin!
Haa karşı taraf bıdı bıdı etmeye kalkarsa da hiç uzatmaz, onca hakarete maruz kalmaz, çeker gidersin.
Şart mı yani söyleyişi dinlemen? CERN'den gelen bilim insanı sana 'Tanrı parçacığı'nın sırrını vermeyecek sonuçta!
Sahnedeki adam belli, oraya gelmişsiniz makaraya.
Uzatmanın, azarı, hakareti yedikçe, yüzüne yüzüne defalarca tükürür gibi "Faşistsin sen, faşist!" diyen adamın yanında kollarını kavuşturup sırıtarak dikilmenin bir alemi ve anlamı yoktu.
Yani bu olayda iki taraf da ortaya konan çirkin eserde yapım ve yönetime ortak olmuştu.
BEN DAVA AÇARDIM
Bu arada o sigara düşmanı arkadaşın yerinde olsam Okan Bayülgen'e sözlü tacizden dava açardım.
Faşist meselesinden değil... Kendisine "Sen Allah bilir öpüşen bir çift görürsen onlara da kızar, 'Beni on senedir öpen kimse yok siz de öpüşmeyin sinirim bozuluyor' dersin" gibi laflar ettiği için.
Çünkü şimdi uzun uzun açıklamaya gerek yok orada ne demek istediğini herkes anladı.
'Az sevişmiş Türk kadını' hırçınlığı denen bir şey vardır.
Argoda her şeye muhalefet eden, sözünü sakınmayan, etrafındakilere eleştiri yapma konusunda destan yazan asabi kadınlar için kullanılır.
Orada da bu söze vurgu yapıldı ve salondaki bazı zevzekler kahkahalarla güldü.
Hatta birkaç tanesi hızını alamadı alkışı bastı.
Neyse lafı çok uzattım...
O gün, o üniversitenin, o salonunda; 'televizyoncu-sigara savaşçısı-şuursuz üniversiteli şakşakçı' üçgeninde tam bir pespaye çadır tiyatrosu yaşandı.
Onların yerine bu görüntüleri izleyenler daha çok utandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.