Giriş Tarihi: 1.1.2022

Sette çok keyifli zaman geçirdik

Cuma günü beyazperdede seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan komedi türündeki ‘Nalan’ adlı filmin başrol oyuncuları Açelya Topaloğlu ve Sergen Deveci, filme dair anekdotları ve sette yaşananları GÜNAYDIN’a anlattı

Sezonun iddialı komedi filmleri arasına girmeyi hedefleyen 'Nalan', 7 Ocak'ta sinemaseverlerle buluşacak. Açelya Topaloğlu ile Sergen Deveci'nin başrolleri paylaştığı yapımda, Bülent Alkış, Bahtiyar Engin, Berna Koraltürk, Birsen Dürülü, Taha Ünal ve Hünkar Nihal Konar gibi isimler de yer alıyor. Film, eğlenceli bir dille sabah kuşağındaki kadın programlarını konu ediniyor.
Hayırlı olsun. Filmden biraz bahseder misiniz?
AÇELYA TOPALOĞLU: Öncelikle benim için bu projede yer almak çok güzel, çok keyifliydi. Bir sabah programı sunucusu olan Nalan, işine 2 yıl ara veriyor, aranın ardından bir travmasının tetiklenmesi sonucu afazi (konuşma rahatsızlığı) yani soru sorulduğunda düşündüğünün tersini söyleme hastalığı yaşıyor. Filmin devamında da bu sorunu çözme ve anlamaya çalışma süreci başlıyor.
Bu hastalıkla ilgili araştırma yaptınız mı? Rolünüze yardımcı olması için birinden destek aldınız mı?
A.T.: Tabii ki, çok zorlandığım bölümler oldu. Her sıkıştığımda yönetmenimiz Fatih Hoca'ya koştum. Her defasında içimi rahatlattı. Aslına bakarsanız bunlarla günlük hayatta karşılaşabiliyoruz, bazen insanların ağzından farklı bir şey çıkarken, yüzünün tersini söylediğini anlayabiliyorum. Bu da bir bakıma afazi hastalığı.
Çekimler nasıl geçti, herhangi bir sorunla karşılaştınız mı?
A.T.: Çekimler aslında çok iyiydi. Size komik gelebilir ama bizim başımıza ne geldiyse aşırı iyi anlaşmaktan geldi. Yaklaşık 1 aylık bir set sürecimiz vardı, sete çıktığımızda kafamızda her şey oturmuştu, kamera karşısında ne yapacağız diye hiç düşünmedik. Her şeyi kafamızda bitirmiştik. Sette çok eğlendik.

SİNEMAYA GEÇİŞ ZOR OLMADI
Sergen Bey sizin için sette zaman nasıl geçti?
SERGEN DEVECİ: En büyük anlaşmazlığımız, yemek yerken oraya ben oturacağım kavgası oldu. (Gülüyorlar) Setin yanı sıra Açelya çok güzeldi ayrıca benim de örnek aldığım bir isimdi. O yüzden çok saygın bir ortam oldu, kendisine bir kez daha teşekkür ederim.
Sosyal medyadan beyazperdeye geçmek sizin için zor oldu mu?
S.D.: Dijitaldeyken tüm zamanımı oraya harcıyordum, orada bir ekibim vardı ve bunu çekmek istiyoruz deyip onu çekiyorduk. İstediğimiz saatte paylaşıyorduk, hem yazıp hem oynuyorduk. Sinema sektörüne geçince sudan çıkmış balık gibi olmadım, çünkü bu işe konservatuvar eğitimi ile başladım. Sinema işin içine girince farklı bir prodüksiyon devreye giriyor. Ben büyük keyif aldım.
İşinde çok başarılı komedyenler var, sinemada ciddi rakamlara ulaşıyorlar. Kendinize bir hedef belirlediniz mi? S.D.: Ülkemiz komediye açık bir memleket, bu filmde komedi filmleri arasında yer alır mı dersen; evet çünkü durum komedisi çıkardık. Hikayeleri taşıyan bir komedi, bir anlamda bir şey anlatmak isteyen, bir derdi olan bir film. Başarılı olacağımızı düşünüyorum.
BEYAZPERDEDE ARGOYA KARŞI DEĞİLİZ, BU BİR TERCİH MESELESİ
Komedi filmleri argodan uzak insanları güldürebilir mi?
A.T.: Durum komedisi olan bir film. Hiç küfür yok, cinsellik veya bel altı bir cümle yok. Sadece Nalan karakterinin hastalığından kaynaklı ağzından kaçan 1-2 cümle dışında bir argo yok. Bu bir tercih aslında, argoya karşı değilim ben. Ancak film böyle gelişti ve böyle yapıldı.
S.D.: Ben günlük hayatta küfürden, cinsellikten, argodan rahatsız olan biri değilim, karşımızdaki insanı kırmadan yapabiliriz. Bu filmde yok ama tercih meselesi, küfür de argo da olabilir. Onlar olmadan da gülebiliriz, ama onlar olsa belki daha da iyi olabilirdi. Sonuçta baştan sona argo içeren ve cinsellik içeren filmler de tutuyor, bunun örnekleri var.
Komedi her zaman önceliğiniz mi olur? Ağır bir dram gelse kabul eder misiniz?
A.T.: Ben senaryoya bakarım, bu dram filmi, bunu kabul edemem diye bir şey demem. Alışılan bir durum var ortada, o yüzden yapımcılar komedi deyince onu düşünelim, şunu oynatalım diyorlar. Sonuçta ben bir oyuncuyum. S.D.: Dışarıdan dram, mafyamatik bir teklif gelse beğenirsem ben de kabul ederim. O da başka bir rol, başka bir şey. Onu göstermek veya onu deneyimlemek isterim. Şu an buradan gidiyorum ve güzel gidiyor.
SİNEMAYA GİTMEYİ ÖZLEMİŞİZ
Artık dijital çağdayız... Dijital ve sinema arasında kalsanız hangisini seçersiniz?
A.T.: İkisi de çok farklı şeyler, nasıl ki tiyatroyu tiyatroda izlemek farklıysa sinemayı da sinemada izlemek farklıdır. İki taraf da başka bir kültür, artık pandemi ile birlikte sinema eve gelmeye başladı. Ben sinemaya gitmeyi çok özledim ve insanların tekrar sinema salonlarına döneceğini düşünüyorum. 1.5 yıldır gidememiştim, boş zaman yarattığımda ilk işim sinemaya gitmek oldu.
S.D.: Ben geleneksel bir kafayım, ama kendi filmimi sinemada izlemek isterdim. Tercih meselesi, çünkü insanların seni oradan görüp tanıması ve izlemesi daha iyi hissettiriyor bana.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.