Sezen'li bir akşam

Çaba Vakfı'nın geçtiğimiz aylarda kurduğu, başkanlığını İdil Fırat ve Hezan Özbek'in yaptığı ÇABA Genç gecesindeyiz. Kişi başı 250 liradan biletlerimizi alıp dar koltuklu balkonda 'eski 20'likler, yeni 30'luklar' olarak yerimizi aldık. Ee aşağıda kimler, ne kadara oturuyor diye merak ederken, Eser'den (Yenenler) açıklama geldi ve bize gazı verdi: "Geleceğin 500'lük, 1000'lik biletlerini alacak profil şimdilik yukarıda oturuyor." Sezen'lediğimiz (Aksu), 3 Adam'la köşe kapmaca oynadığımız, şarkılar söylediğimiz, Mithat Can'lı, Sertab'lı, Demet Akbağ'lı gecenin masa muhabbetinden aklımda kalanları paylaşayım sizinle... 1- Sezen'in "Çabalayan insanları seviyorum. Siz yeter ki bu gecenin keyfini çıkarın. Gerekirse amuda kalkarım, havada üç takla atarım" sözleriyle şovu başlatması, gecenin temposunu başından belli etti. Sezen şaşırtmadı, sözünü de tuttu. Bir an bile modu düşmedi. Zaten bu kadın, tek kişilik dev bir orkestra gibi. Zekice esprilerle süslenmiş, müzikalden bozma bir talk show izledik adeta.
EGOYLA BESLENMİYOR
2- Fahir Atakoğlu, Sezen'in ve orkestrasının Banderas'ı... 20'li yaşlarında, Onno Tunç hayattayken bir araya gelmişler. Sezen, "Hakiki müziğin ölene kadar yanındayım" deyip müziğin kahramanları ile tanıştırdı bizi. Kendisi de biraz geçmişe gitti. 3- Sezen, döktürmeye devam ediyor; "Zavallı bir starım yahu! Ne kraliçeyim, ne star; hiçbirini üzerime alınmıyorum" diyor. Yan koltuktakiler, "Ne kadar da aşmış her şeyi" diye fısıldaşıyor. Doğru; kendisini değerli bulan insan, egoyla beslenmez. Değersiz bulanlar ise, etraftan duymak ister o janjanlı sözleri. Size de denk geliyordur, 'Sosyal medyada 20 bin takipçim var, şöyle akıllıyım, güzelim' diyenler. Bunlar boş şeyler.. Siz de Sezen gibi kendinize değer verin ve bu sıfatları unutun gitsin. 4- Sezen, "Dünyanın hiçbir yerinde abla, yenge, teyze gibi sıfatlar yok" diyor ve ekliyor: "Vücut dilinle sevgi ve saygını belli ettiğin sürece, karşındakine ismiyle hitap etmelisin. Siz hiç 'Jennifer Abla, Madonna Teyze' dendiğini duydunuz mu? Bana Sezen deyin. Saygılı olun yeter!" 5- Bir de Eser Yenenler, aklıma Woody Allen'ın şu sözünü kazıdı: "Komedi=Trajedi+Zaman." Ben de bu sözü tamamlıyorum: Komedi, hayatın uzaktan görünüşüdür, trajedi ise yakından... Öyleyse biraz zaman, biraz mesafe sonra 'Hakuna Matata.' (Hiç sorun yok)
KÖR AGOP'TA GÖZLERİM AÇILDI
Bunca yıldır İstanbul'dayım ama sınırlarımın dışına hiç çıkmamışım, bunca zenginliği keşfetmemişim. Hepinizin aşina olduğu Kumkapı'yı, ben daha bir-iki gece önce keşfettim. Yuh diyeceksiniz ama doğru! Oyuncu Tugay Mercan'ın Kör Agop Meyhanesi'ndeki doğum günü kutlaması olmasa, nereden bileceğim o kültürü? Kahkahası bol, muhabbeti koyu sokaklarda yılbaşı süsleri eşliğinde yürüyoruz. Sonra Kör Agop Meyhanesi'nin dar merdivenlerini çıkıyoruz. Masada kimi ararsanız var; Özge Özpirinçci'den Cansu Tosun'a, Burak Sağyaşar'dan Gökçe Bahadır'a uzanan, dizi setinden bozma samimi bir kalabalık. Kör Agop'ta gözlerim açıldı. Adeta ruhuma giydiğim korseyi, yüzüme taktığım maskeyi çıkardım. Kim ne düşünür demeden göbek atıp dansöze para yapıştırdım. Kalamar tava, çupra, Ezine peyniri ve ezme şahaneydi. Arkadaşım Önem sayesinde buraları keşfettim.
ÖĞLE VAKTİ ÖNERİSİ
Uğur Karabayır'ın bir telefonu ile Nişantaşı'nda evimin hemen arka sokağındaki Hardal'a gittim. Uzun masaya boncuk gibi dizildik; heyecanla ve meraklı gözlerle Uğur'u dinliyoruz. "Mert, mönü tam istediğin gibi oldu" diyor. Nasıl yani? "Ece Vahapoğlu ile Fit Mönü" tam sana göre" diye ekliyor. "Hadi be oradan!" dememle sıralıyor yemekleri. Ananaslı tavuk şişler sağdan göz kırparken, yulaf ezmeli lorlu çırpılmış yumurta 'Beni ye, beni ye' diyor. Kalori hesabı yapanlara gelsin bu fit mönü...