Şimdi başka bir dağın eteklerine geçtim

Bir dönem yaptığı evliliklerle gündemden düşmeyen ünlü oyuncu İpek Tuzcuoğlu, artık daha sakin bir hayat sürüyor. İlk evliliğini 1989'da yapan Tuzcuoğlu, benim 1990 doğumlu olduğumu öğrenince "Tam senin yaşında bir çocuğum olabilirdi; çok da iyi olurdu ama hayat işte" diyor. Hazırladığı 'Yüzleşme' isimli TV programında ünlü isimleri hayatlarıyla yüzleştiren Tuzcuoğlu ile biz de başladık kapsamlı bir yüzleşmeye...
En büyük yüzleşmeniz neydi?
O kadar çok oldu ki... Son dönemde bir restorasyon dönemine girdim diyebilirim. Yaşadığım olaylar, acılar, üzüntüler, talihsizlikler... Özel hayatımda yaşadıklarım, hatalarım, yanlış kararlarım... Yapım gereği, yaşadığım olumsuzluklardan dolayı kimseyi suçlamıyorum. O zaman da kendine dönüp sorular, sorgulamalar, yüzleşmeler başlıyor. Bu süreç beni biraz daha yaradana yaklaştırdı. Karşımdakini kendim gibi görürüm; bu, eskiden daha yoğundu.
SAHTE BİR OYUN HAYATI...
Karşınızdakileri kendiniz gibi görmek size zarar vermedi mi?
Verdi; kimi zaman maddi, kimi zaman manevi olarak... Ama onları hep imtihan olarak algıladım. Yine de tüm yaşanmışlıklarıma rağmen mutluyum. Tabii ki basit bir süreç değildi. İnsanlara hoşgörüyle, anlayışla bakmak güzel bir şey. Ben bu yolu tercih ettim çünkü bu beni huzura kavuşturdu.
Bir zamanlar, cemiyet hayatının davetlerinde boy gösteriyordunuz, sosyete sayfalarındaydınız. O zamanlar pişmanlık yarattı mı sizde? Hayır, onları yaşamam gerekiyordu. Keşkelerim ve pişmanlıklarım yok ama yanlış ya da eksik adımlarım mutlaka olmuştur. Kendimi doğru ifade edemediğim anlar da... Herkes zamanla dönüşür ve farklı yerlere savrulur. O zamanlarki rüzgar değil, fırtınaymış. Şimdilerde meltem esintisi iyi geliyor bana. Kendi bütününüzü tamamlayabilmek epey zaman alıyor. Dünyadan göçene kadar da devam ediyor.
Ya o fırtınada savrulmaya devam etseydiniz?
Bazen fırtınayı görmez, ona doğru gidersiniz ya da fırtına bir anda çıkar ve ortasında kalıverirsiniz. İnsan nefsine yenik düşebiliyor, dünyevi güzellikler cazip gelebiliyor, onların içinde sahte bir oyun hayatı yaratıyorsun kendine. Nefsi tekamül de bu süreçte başlıyor. İnsan, en sarsıcı fırtınalarda dönüşüyor.
Bir röportajınızda; "Artık cemiyet hayatından uzaklaştım, magazin sayfalarında da olmayacağım" demişsiniz. Sizi rahatsız eden bir şey mi oldu?
Çok güzel dostluklarım oldu, hâlâ da devam ediyor. Sadece o dönemin magazin dünyası daha farklıydı; paparazzi kültürü revaçtaydı. O dönemi doğru kavrayamadım ve iyi yönetemedim.
Merak ettiğim şey; cemiyet hayatından sizi uzaklaştıran ne oldu?
Hâlâ her hafta bana bir gala ya da açılış davetiyesi geliyor ama ben gitmiyorum.