Cuma 10.11.2012
Son Güncelleme: Cumartesi 10.11.2012

Sinemamda aşk ve adalet var!

Şu sıralar vizyonda olan 'Uzun Hikaye' filminin yönetmeni Osman Sınav, kendi sinemasını tarif etti: 'Osman Sınav Sineması'nda mutlaka aşk vardır ve karakterlerin adalet duygusuyla başı belaya girer

Ünlü yapımcı ve yönetmen Osman Sınav, bugünlerde sinema eleştirmenleri tarafından 'ustalık eseri' olarak değerlendirilen yeni filmi 'Uzun Hikaye' ile izleyicinin karşısında... Sinemanın yüzde 50'sinin sanat, yüzde 50'sinin de içinden ekonomi geçen bir endüstri olduğunu söyleyen Sınav, Marketing Türkiye dergisinden Pınar Akbıyık Yıldız'a konuştu:
YERLİ OLMAKTAN YANAYIM
İnsan hayatına dair en minimal aşk hikayelerinden en büyük aksiyon hikayelerine kadar uzanan yolculukta 'Osman Sınav Sineması'nı görebilirsiniz. Ama bunların içinde hiç değişmeyen bir şey vardır; o da benim karakterlerimdeki adalet duygusudur. Karakterlerin mutlaka adalet duygusuyla, bir adaletsizlikle başları belaya girer benim işlerimde. İkinci olarak da mutlaka aşıklardır.
Ben yerli olmaktan yanayım. Yaşadığınız coğrafyanın, ülkenin kültürel kimliğine doğru bakmak, uluslararası olmak için mutlaka yerli kültürden geçmek gerekiyor. İnsanı daha iyi tanımak için toprağına doğru yolculuk yapmanız, toprakla bağlarına, köklerine inmeniz gerekiyor.
Anlattığınız insan ya da drama ne kadar derin olursa olsun; yalın anlatmak çok önemli. Yalınlık basitlik değildir; yalınlıkta derinlik de vardır.
Türk sinemasında birçok eksik var. Daha iyi olabilmemiz için yapılması gereken çok iş var ve onları yapmıyoruz. Mesela festivaller yeni sinemacı çıkarma konusunda bir kaynaktır. Sinemanın ana sermayesi 'yeni kreatifler'dir bence.
Ama "Şu kadar param var, bir film çekelim" diyen üç-beş arkadaş bir araya geliyor ve bir film çekerek festivallerin yolunu tutuyor. Bunların olması lazım çünkü bunlar birer zenginlik ama asıl sinemayı taşıyan fil ayaklarının da olması gerekiyor. O fil ayakları yok Türk sinemasında.
GİŞE FİLMLERİNİ KÜÇÜMSÜYORLAR!
Eleştiriliyor ama Şahan Gökbakar, Cem Yılmaz yakalıyor bunu mesela. Bu insanlar da sinemacı değil; tiyatrocu, komedyenler. Sinemayı taşıyan belli türler, içinde önemli aktörlerin olduğu önemli filmlerin olması gerekiyor. Bu filmlere Türkiye'deki sinema düşünürleri, sinema yazarları 'gişe filmi' diyerek küçümseyerek bakıyorlar. Gişe filmi günah mı işliyor? Sonra da "Az bilet satılıyor" diye yakınıyoruz. İnsanlar sinemaya değişik amaçlarla giderler, sıkılmak için gitmezler.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.