‘Siyasi görüşünün zıddı birini oynuyor, iyi aktörmüş’ diyorlar

Uzun yıllar tiyatro ve televizyon oyunculuğu yapan Ali Nuri Türkoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında basına yansıyan fotoğraflarda askerleri linç ediyor zannedilmişti. Ancak günler sonra açığa çıkan fotoğraflarda askerleri ambulansa yetiştirdiği anlaşılmıştı. Önce katil, sonra kahraman ilan edilen Türkoğlu ile o günleri ve hakkında merak edilenleri konuştuk...

'Payitaht Abdülhamid' dizisinde Osmanlı düşmanı 'Emanuel Karaso'yu canlandırıyorsunuz. Bu bilinçli bir tercih miydi?
Bilinçli değil ama güzel oldu. Abdülhamid'i tahttan indiren birini oynamak istemezdim ama oyuncuyuz ve rolümüzü sevmezsek olmaz. Oyuncu için zıt karakterler besleyicidir. her zaman insancı oldum
Vatansever bir duruşunuz olduğundan seyirci sizi bu kadar ters köşe bir rolle görmeyi beklemiyordu.
Haklısın ama 'Aa adam kendinin zıddı bir rol oynuyor, demek iyi aktörmüş' bağlamında güzel bir cevap oldu.
Darbe girişiminde önce katil sonra kahraman oldunuz. Neler değişti o günden sonra?
Müthiş bir uyanış hissediyorum. O gün köprüde, Beylerbeyi'nde ve Üsküdar'da Çevik Kuvvet'in önünde; AK Parti'den, MHP'den kardeşlerimiz vardı, Rum, Ermeni, Musevi hatta ateist kardeşlerimiz vardı. Bir ateistin 'Allah-ü Ekber' diyerek hayatı boyunca ilk defa tekbir getirdiğini de gördük. Herkes milli bir şuurla sokağa çıktı. Bizim yeniden birlik olmak için bir zamana ihtiyacımız vardı ve bu zaman iyi geldi. 'Bizim, bize lazım olan bu vatandan başka gidecek yerimiz yok' klişesinin hakikat olduğunu anladık. Fırkalara bölünmüştük; "Biz şu'cuyuz, biz bu'cuyuz" diyordu kimileri.
Siz ne'ciydiniz?
Her zaman insancıydım. İnsan olmaya çalışan, özgür düşüncenin ve milli iradenin yanındaydım.

Vatansever duruşunuz olduğu 15 Temmuz'dan sonra mı fark edildi?
Evet, o gün antidemokratik bir hamleye 'Dur' demek için sokağa çıkan herkes, hangi kesimden olursa olsun vatanseverdi. Bu garipsenecek bir durum değil, tersine olması gereken bu! Birkaç yıl önce, 'HDP'ye oy verin' diyen 'sanatçı' ünlü taifesine 'Sanatçıya açık mektup' adı altında bir mektup kaleme almıştım. Yani şimdi su yüzüne çıkan bir şey değil.
Sakalınız nedeniyle IŞİD'çi yakıştırması yapılmıştı size...
Ben insanı arayan, kemalat yolunda, kamil insanla buluşmaya çalışan biriyim. Diğer kareler ortaya çıkınca benim niyetimin ne olduğu görüldü; derdim insan kurtarmaktı. Üstümüze ateş eden askerimizi de hastaneye yetişsin diye kurtarmak derdindeydik. Halbuki kurşunu bitene kadar bize ateş etmişti. Ben insan canlısıyım; linç de ettirmem, darbe de yaptırmam. dünyanın kalbiyiz
'Muhafazakar yaşama büründü, kendini kahraman ilan ettirdi ve siyasi otoritelerin dikkatini çekti' diyenler oldu sizin için...
Çıkar peşinde koşsam, köşeyi dönmüştüm. Üç gazeteye 'İtibar infazı' sebebiyle açtığım davalar bile döndü. Böyle bir amacım olsaydı, o dönem basından kaçmazdım. Varlıklı dayılarım da yok, ekmeğimi oyunculukla kazanıyorum.

Sanatçılar eskiden siyasi görüşünü ya da inancını deşifre etmezdi. Siz neden çok net davrandınız?
Aslında siyasi görüşümü çok net söylemedim. Yoga ve meditasyon yapan çağdaş kabul edilirken, namaz kılan gerici ilan edilemez. Hepsinin kabul gördüğü bir coğrafya hayal ediyorum. Bu bir siyasi görüş ortaya koyuyorsa; evet, siyasi görüşüm net anlaşılabilir. Osmanlıcılık yapmak derdinde değilim ama ortada 623 yıllık bir başarı var. Buraya dönüp bakılabilir ama buradan rejim karşıtlığı anlamını çıkartmamak gerekir. Osmanlı'nın güzelliklerini savunuyorum diye beni anti-cumhuriyetçi ilan etmenin anlamı yok. Birileri demokrasimize 'Dur' diyemesin, halkın iradesine tanklar çevrilmesin diye, bu hırsla sokağa çıktım.
Almanya ve Hollanda'nın tutumuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Terörü besleyen ülkelerin Türkiye'ye sömürge gibi davranmalarını doğru bulmuyorum. Dünyanın kalbiyiz. Sevenimiz çok olduğu için onlar tarafından sevilmiyoruz. Terörü besleyenler; Türkiye'nin politikalarından rahatsızsa, demek ki doğru yoldayız.