Siz aşkınız için bu kadar cesur olabilir miydiniz?

Deniz Seki ile yatıp Deniz Seki ile kalkıyoruz... Bir de son altı aydır olayın baş kahramanı, sevgili kontenjanından tanıdığımız iş adamı Faruk Salman da pat diye gündemimize oturdu. Hatta kadınların ilişkilerinde 'Aşkım sen de benim için bu riski alır mıydın?' sorgulamasına girmelerine sebep oldu.
'VAY BE!' DEDİRTİYOR
Çocukluktan başlayan bir aşk hikayesi onlarınki... Şimdilerde nişanlılar ve bu altı ay bir dakika bile ayrılmadan kaçıp kovalamaca oynadılar. Halkın gözünde Faruk Bey'i aşkı için her şeyi göze alacak kadar kahramanlaştırılması kaçınılmaz bir sonuç tabii ki... Tarabya'daki evden Tekirdağ'daki yazlığa, Beylikdüzü'nden Hadımköy'e Deniz kaçtı, o da sevgilisini yalnız bırakmadı. Bugünlerde ceza çekmeyi göze alacak kadar cesur aşk hikayeleri yaşanmıyor. Kariyerini ve geride bıraktığı evlatlarını bile gözü görmeyecek kadar kör olması 'Vay be!' dedirtecek cinsten. Sonucu ne olursa olsun, cezasını çekmeye hazır bir aşk adamı var. Siz aşkınız için ne kadar cesur olurdunuz? Bugün yaşanan aşk hikayelerinin en ufak bir heyecanı yokken, bakalım bu aşk bize nasıl bir ders verecek? Ben de, Allah'a Deniz'e sabır ve güç vermesi için dua ediyorum. Biz şarkılarınla seni yanımızda hissediyoruz... Hakkında hayırlısı olsun Deniz!

OKYANUSUN RALLİSİNİ İZLEMEYE CAPE TOWN'A
Siz bu satırları okurken ben bu yıl 12'ncisi düzenlenen Volvo Ocean Race'in Cape Town ayağında olacağım. Formula 1 ve Dünya Kupası'ndan sonra en çok takip edilen ve fiziksel olarak dünyadaki en zorlu spor etkinliklerinden biri Volvo Ocean Race. Ve bu sene Türkiye'nin girişimsel kardiyoloji alanındaki markası Alvimedica, yine kendi isimlerini verdikleri takımları Team Alvimedica ile yarışıyor. Volvo Türkiye'yi, bir Türk markasını bu yarışta konumlandırdığı için tebrik ederim. Ve biz Cape Town'a, Volvo Türkiye Pazarlama direktörü Ebru Ekşi Akınoğlu ile vardığımızda; takımlar 26 gün süren ilk etabı tamamlamıştı. Cape Town ve Abu Dabi arasında gerçekleşecek olan ikinci etap öncesi aileleri ile vakit geçiren takım elemanları, ufak bir molanın ardından mücadele edecekleri beş kıtalık 38 bin 739 deniz millik yollarına devam edecekler.
EKİP ÇALIŞMASI ÖNEMLİ
Gelelim yarışan teknelere... Hepsi Volvo Ocean 65 ve tek sınıf tasarıma sahip. Yüksek performans ve sağlamlılıklarının yanı sıra gezegenin en zorlu şartlarını atlatabilecekleri güvenlik sistemi ise tüm teknelerin olmazsa olmazı! Peki yelken sporunun olmazsa olmazı nedir? Risk, cesaret ve insan dayanıklılığının bileşimi olan yarışta takımların fark yaratmasını sağlayacak en önemli nokta; ekip çalışması. İleri teknoloji ürünü araçlarda okyanus üzerinde miller boyunca yarışan takım elemanlarının cesaretlerini de göz ardı edemeyiz, alkış! Bu yarış nerede mi sonlanıyor? Haziran 2015 de, Volvo'nun evinde, İsveç'in Göteborg şehrinde. Eksi 40 dereceden aşırı sıcaklara, buzullardan kuvvetli yağışlara kadar her şartta yarışacak takımların şansı bol olsun! Önümüzdeki hafta size Volvo Ocean Race'de, Güney Afrika'nın medeni sınırlarında bir haftalık seyahat deneyimlerimi yazacağım; hazır olun!

UÇUŞ NOTLARI
Havaalanında uçuş öncesi geçen zorlu saatler hepimizin kabusudur. Özellikle dış hatlarda pasaport kuyruğu ve güvenlikleri sıra ile atlatmak, her seferinde kendi bestemi yaptırıyor bana. 'Güvenlikleri aş da gel kurbanın olam, kurtar beni buralardan ne olur' deyip bu stresi tiye alıyordum. Ama şimdi bu sıkıntıdan arındım, havaalanına girmemle kendimi lounge'da demlenirken bulmam arasında geçen süre maksimum 12 dakika! Nasıl mı? Tabii ki TAV Passport ile. Kendimi devlet erkanı gibi hissediyor, sıra beklemeden her aşamayı atlıyorum. Dubai aktarımlı Johannesburg uçağına binmek için Emirates Havayolları'nın lounge'undayız... Bizim THY'ninkine nazaran ufak olabilir ama açık büfesi çok seçenekli. Tabii yemeklerin yanındaki 'Halal' ibaresini de unutmamak lazım, ne yerseniz yiyin helal be gençler!
HAVAALANINDA DUŞ ALMAK
Lounge'da dikkatimi çeken şey; duşlar. Lounge'da duş alabileceğiniz kabinler var. Ben ihtiyaç molası verdiğim an bir beyefendi belinde havlusuyla arkamda belirdi. Şöyle bir rahatlayım diyorsanız; buyrun kabine. Unutmadan yanınızda yedek iç çamaşırı falan alın, yoksa aynı kıyafetleri üste geçirmek pek hoş olmuyor. Uçak içindeki mönü; islim kebabından somon ızgaraya, trüflü biftekten çikolatalı tarta kadar sayfa sayfa ana yemeklerden oluşuyor. Bizim kabin yemekleri ile yarışır. Uçak içi yemek meraklılarına gelsin. Dubai'de dış hatlarda birkaç saat mola verdikten sonra ise Johannesburg'a uçuyoruz. Siz de vaktinizi alandaki dev mağazaları turlayarak geçirebilirsiniz. İster Hermes'den bir şeyler alıp sevdiğinizi şımartın, isterseniz kapalı alan sigara sahasında sigaranızı tüttürün. Özlediğiniz kapalı alanda sigara içme mevzusu burada mevcut. Detaylar haftaya...