Şöhret kabusunu rüyaya dönüştürdüm

Birçok kişi Nilüfer Açıkalın'ı sadece oyuncu yönüyle tanısa da; o, kısa süre önce dokuzuncu öykü kitabını da piyasaya çıkardı. 18 yaşından beri şov dünyasının bir parçası olan Açıkalın, yazarlığının oyunculuğundan daha eskilere dayandığını söylüyor. 1997 yılından beri çeşitli gazete ve dergilerde öyküleri yayımlanan oyuncu-yazar Nilüfer Açıkalın ile son kitabı 'Çakır Zamanlar'ı, yazarlık serüvenini ve erken yaşta gelen şöhretle başa çıkma hikayesini konuştuk:
HESAPLAŞMA TARZI
Kısa süre önce 'Çakır Zamanlar' adlı dokuzuncu kitabınızı piyasaya çıkardınız. Kitabınızdan bahseder misiniz?
Kitapta; içinde mizah ve samimiyet barındıran öyküler yer alıyor. Kitaba ismini de veren 'Çakır Fikir' bir aşk hikayesi. Bence bu kitap tam kıvamında bir öykü kitabı. Neşesi yerinde, şiddeti ölçüsünde, kederi biraz kahkahaya bulanık ve gizemi zirvede.
Kitabınız öykülerden oluşuyor. Peki sizi öykü yazmaya iten ne oldu?
Aslında öykülerim ilk yayınlamaya başlandığında, bana 'öykü az okunan bir tür, roman yazmalısın' diyenler çok oldu. Oysa benim yazma biçimim öyküye uygundu.
Yazmaya nasıl başladınız?
İnsanların hayatlarından çıkardığım ve sokakta yakaladığım hikayeleri bir şekilde anlatmak istiyordum. Öyle başladım.
Oyunculuğunuzun yazarlığınıza etkisi oluyor mu?
Yazarlığım oyunculuğumdan daha eski. İlk öykülerimi konservatuara girmeden önce yazmıştım. Oyunculuğumun, yazarlığıma çok büyük etkisi var diye düşünüyorum. Ama yazarlığımın da oyunculuğuma büyük etkisi var, hatta hayattaki tek kurtarıcım yazabilmekmiş diye düşünüyorum.
Yazarlığınızın oyunculuğunuzun önüne geçmesini ister misiniz?
Yazarlık içe dönük bir mesele... Keşke ön plana geçse...
Neden bunu istiyorsunuz?
Şöhret kabusuyla 18 yaşında tanıştım. Ün, sonradan görüldüğünde kolay kaldırılacak bir şey değil. Kendi kendimle, bu kabusun üzerime çökmemesi için çok uğraştım. Yazabilmek benim için kendimle hesaplaşma ve ünle baş etme yöntemlerimden biri. Ben bu sayede şöhret kabusunu bir rüyaya dönüştürdüm.
Neden ünü kabus olarak değerlendiriyorsunuz?
Şöhretle birlikte sürekli görünür bir kişi oluyorsunuz. Bunu kontrol edemezseniz büyük bir kabus yaşamak zorunda kalabilirsiniz. Ben; karabasana dönüşebilecek hayatımı yaşamaya değer bir hale getirdim.
Henüz 18 yaşındayken Türkiye'nin tanıdığı bir isimdiniz. Bu şöhrete kapılmanıza neden olmadı mı?
Böyle bir durum yaşamadım. Ailemin ve nasıl bir kişi olduğumun da tabii ki bununla ilgisi var.
DANSÖZ MESELESİNE TAV OLDUM!
Yazarlığınızı ön plana taşımak isteseniz de bir yandan da oyunculuk serüveniniz devam ediyor...
Evet, kısa süre önce yayınlanmaya başlayan 'Kötü Yol' dizisinde 'Ayten' karakterini canlandırıyorum.
Ne oldu da bu projede rol almayı kabul ettiniz?
Bir işin bel kemiği senaryodur. Senaryoyu okuduğumda 'Ayten'den çok etkilendim. 'Ayten' dizinin kilit rollerinden bir tanesi; yüzü ve kalbi yaralı bir dansöz... Sporla ve jimnastikle de ilgili olduğum için dansöz meselesine tav oldum!