Şöhret sevdası beni delirtebilir

'Ateşten Bi Rüzgar' adlı maxi single çalışması ile yeniden dinleyicilerinin karşısına çıkan genç şarkıcı Emir; yeni çalışmasını, şöhrete bakışını ve projelerini anlattı...
'Ateşten Bi Rüzgar' nasıl bir çalışma oldu?
Bu albüm için 1.5 yıldır yoğun olarak çalışıyoruz. Bu arada Marmara Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü'nde yüksek lisans yapıyorum. Çok gezdim, konserlere gittim. Yani üç yıl önce çıkardığım albümden sonra 'hemen yenisini yapayım' diye bir telaşım olmadı. Doğru şarkıları bulmak istedim. Yıldız Tilbe'den şarkı bekledim. Paniğim, telaşım olmadı; her şeye tuzukuru bakabildiğim için daha rahat, sakin sakin hazırladım bu albümü.
TARKAN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN!

TARKAN HEP YANIMDA
İlk albümle iyi bir çıkış yaptınız. İkincisinin daha zor olduğu söylenir, doğru mu?
Daha zor, evet. Uzun süre; 'ne yaptım, bundan sonra ne olabilir?' diye düşündüm. Korkularım, kaygılarım olsa da içime sinen şeyler yaptığım zaman bu korku azalıyor.
İlk albümde Tarkan'ın büyük desteğini gördünüz; bu albüm için görüşemediniz mi?
Yok, sürekli görüşüyoruz. Desteği de hep benimle. Ama bu albümde ikimiz de çok düşünüp taşındık, "İlk albümde her şeyi birlikte yaptık, yine aynı şeyi yapmayalım" dedik. O da ikinci albümde rüştümü ispatlamamı istedi ama fotoğraf seçerken bile onun onayını aldım. Şarkılarımı da tek tek dinledi, fikrini söyledi. Yine yanımda, problem yok yani.
Bu sefer de Yıldız Tilbe'nin desteğini gördünüz galiba...
Evet. İlk albümde Yıldız'ın 'Eline Düştüm' şarkısını söylemiştim. Yıldız'ın o şarkıyla bana çizdiği 'aşık çocuk' imajı çok yakıştırıldı. Bu albümde de onun sözlerini okumak istedim. Hiç kimseye yapmadığı iyiliği bana yapıyor Yıldız. O kadar mutlu oluyorum ki, beni ayrıcalıklı bir yere koyduğu için. O kadar özel hissediyorum ki kendimi; onun hakkını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum. Onun yazdığı sözler beni söz yazmaya teşvik ediyor. Yazdıklarından çok şey öğreniyorum. Tarkan da çok beğeniyor yazdıklarımı. Gülşen'le birlikte söz yazıyoruz. Hepsinden bir şeyler öğreniyorum.
Peki, ne zaman "Ben oldum" diyeceksiniz?
"Oldum" demek insanın karakteriyle, biraz hadle, terbiyeyle alakalı bir şey. Şarkılarınız çok seviliyorsa, bu işten para kazanıyorsanız, albümleriniz bekleniyorsa ancak 'Oldum' diyebilirsiniz. Ama ben hiç bir zaman oldum diyemem.
HOCALIK YAPABİLİRİM ?
Müzikteki hedefleriniz neler?
Şarkılarım çok sevilsin, güzel konserler vereyim istiyorum ama çok uçuk, 'yurt dışına da açılacağım' gibi hayallerim yok. Ayakları yere sağlam basan biri olduğum, daha önceden işin mutfağında çalıştığım, yani şöhretlerin psikolojisini bildiğim için uçuk-kaçık hayallere kapılmıyorum.
Kendimi şöhrete çok fazla kaptırırsam delirebilirim. Ayrıca sadece müzikle ilgili hedeflerim yok. Şu anda yüksek lisans yaptığım Marmara Üniversitesi'nde bir gün hocalık bile yapabilirim. Ya da televizyonda belgesel yapmak, yurt dışında bir hayatım, değişik ülkelerde küçük evlerim olsun isterim.
Şarkı yazıyorum dediniz; hangi ruhla yazıyorsunuz?
Ne yazarsam yazayım; birisi kaçıyor, ben onu kovalıyorum şarkıda. Zaten aşkın her halini anlattığın zaman; Sezen Aksu, Yıldız Tilbe olursun.
KARŞIMDAKİNİ DARALTABİLİRİM
Takıntılarınız var mı?
Var, asansöre binmiyorum mesela. Misafir gittiğim evde bile doğalgazın düğmesini kapatıyorum. Çok hızlı düşünüyorum. Karşımdaki bir şey düşünürken, ben onun 10 adım ötesini düşünüyorum. Beynim hızlı çalışıyor, bu da karşımdakini rahatsız ediyor. Aşkta da öyle; karşımdakini daraltabilirim.
Müzikten para kazanabildiniz mi?
Beni mutlu edecek kadar kazandım. Bir araba aldım. Lüksü sevmiyorum. Kendimi cipe binerken hayal edemiyorum mesela. Eski bir telefon kullanıyorum. Teknolojiyi amacına uygun kullanmak lazım. İnsanların sürekli aynı tarz telefonları kullanmaları garip geliyor bana. E-posta atmaya da geçen yıl başladım.