Sosyal sevgi! E güzel yani!
Bana sorarsanız harika bi'şey, cool... Yani en azından dip dibe yaşayıp, aynı yastığı yorganı paylaşıp, ömrümüzü adayıp bir gram samimiyet yakalayamadığımız ilişkilerimizden çok daha samimi.
Hani sokakta/davette/düğünde/ kafede karşılaşınca yüzümüzde güller açtıran, coşkuyla sarılıp öptüğümüz insanlar vardır ya. Hani aslında onlar hakkında derin bir bilgimiz de yoktur ya. Doğum tarihlerini, annebabalarının isimlerini, en sevdiği yemekleri, başına gelen en acı-en güzel olayları, hayallerini, korkularını, açıklarını, zaaflarını, kahveyi nasıl içtiklerini falan bilmeyiz ya.
Ve fakat tüm bunlara rağmen onları görmek bize iyi gelir, iki kelam etmek şifa verir, beraber kısa ama hoş vakitler geçiririz.
KALP, ÇİÇEK EMOJİLERİ
Bu kişiler bizimle aynı çevrelerde bulunur. Belki arkadaşımızın arkadaşı, belki sabah yürüyüşünde selamlaşmalarımızı takiben kahve içtiğimiz, belki mahallenin kafesinde üç-beş cümle kurduğumuz ya da gece hayatında sık sık karşılaşıp samimiyeti ilerlettiğimiz kişilerdir.
Karşılaşmaların sayısı arttıkça muhabbet koyulaşır. Sonra sosyal medyadan takipler, beğeniler, öpücükler, çiçek, kalp emojileri göndermeler başlar.
Derken telefonlar alınır; WhatsApp'tan ara sıra birbirimize bi 'şeyler sorar, tavsiyeler alırız. Derken derken arkadaşımız olurlar.
Çok yakın değil, buz gibi soğuk değil. Canımızı acıtma ihtimali taşıyacak kadar hayatımızın içinde değil; bir şey isteyecek, bir yere davet edecek, karşılıklı yemek yiyecek mesafede. Öylece, ihtiyaç belirince...
SİTEM ETMEYEN İLİŞKİ
Karşılıklı bir sevgi doğar aranızda; vıcık vıcık olmayan, salya sümük ağlatmayan, 'Sana çok kırıldım' çektirmeyen, sitem ettirmeyen...
(Sitemlere gelemeyenler el kaldırsın! Beeen!) Yani günümüz modern insanını, en büyük kabuslarından ayrı tutarak yormayan, zorlamayan, kasmayan, halatlarla bağlamayan bir ilişkidir bu.
İşte ben bu ilişkiyi takiben doğan arkadaşlık duygusuna 'sosyal sevgi' diyorum. Sahtelik yok, beklenti de yok. Hoş muhabbet var, zaman zaman hayatı paylaşmak var, dayanışma var, icabında yardım var, çevre paylaşımı var.
Güzel yani, ferahlık veriyor. Tabii işin suyunu çıkarıp iki gündür tanıdığına, 'Canım arkadaşım', 'Bitanem', 'Sen olmazsan ne yapardım ben!' (Bugüne kadar ne yaptıysan onu yapacaksın. N'oluyo ya? Korkutma beni, kaçırtma beni, kıstırma beni bacım!) kıvamında yaklaşılmadığı sürece. Onlar sahte, onlar 'ajandalı'.
Onlara karşıyız, sevmiyoruz.
EN SON HABERLER
- 1 Kızılcık Şerbeti'nin Nilay'ı Feyza Civelek'in torbacıyla telefon konuşmaları ortaya çıktı! “İlk kez uyuşturucu deneyecektim” demişti...‘Bugünlük eski fiyattan yap’
- 2 Cem Yılmaz’a alkol yasağı!
- 3 Kuruluş Osman'da Osman Bey’in hedefinde Mekece kalesi var
- 4 "Dudağımla pipet bile tutamıyorum" demişti! Şarkıcı Lara tam bir estetik harikası oldu! Son hali 'Yok artık' dedirtti
- 5 Türk Sineması'nın sert bakışlı delikanlısıydı! Oğlu meğer Kuruluş Osman'ın yıldızıymış...
- 6 21 yıl önceki görüntülerini izleyen Hadise gözyaşlarını tutamadı...'Yarıştığım kanalda şimdi jürilik yapıyorum'
- 7 Gastronominin kalbi Turkuvaz’da atacak
- 8 Stadyum konserinin biletleri tükeniyor
- 9 ‘5 milyon da teklif etseler lüks mekanda konser vermem’
- 10 82 yaşındaki Şener Şen’in meğer kız kardeşi de ünlüymüş! Şener Şen'in kız kardeşine bir çok diziden aşinayız...