Son Güncelleme: Çarşamba 06.07.2016
‘Starlığını yaşa’ diyorlar ama yemek, temizlik beni bekliyor
İki çocuk annesi olan Işın Karaca, eve girerken şöhretli Işın’ı kapıda bıraktığını söyledi: Evdeki çalışanlar oturur, ben iş yaparım. Yakınlarım, bana ‘Starlığını yaşa’ diye kızarlar. “Ne starlığı ayol; evin temizlenmesi, yemeğin hazırlanması lazım” derim
Sonradan çıkıp gelenler ordusu vardır; ben onlara çok sinir oluyorum. Diğer taraftan da burada olması gereken insanlar var. Birinin hayatına dokunmak için her dakika onu görüp, öpüp, yanında olmaya gerek yok. Hepimizin kendi hayatı ve bir işi var ama biz burada duruyoruz.
ÇOK KAZIK YEDİM
Gerek yok öyle şeylere... Çünkü bu bir enerji paylaşımıdır, o yüzden dün çok kızdım. Normalde ortada görünmüyorlar ama bir şey oldu mu şov için ortalığa dökülüyorlar.
O yüzden Kilyos'ta bir köyde yaşıyorum ve çok fazla insanla görüşmüyorum. Kimseye küs değilim; zaten bende kin, kinaye gibi şeyler yoktur. Hiç beceremem, hep unuturum. Kardeşim de her zaman 'Onlar sana neler yaptı, ne unutkan kadınsın!' der.
Evet farkındayım ama söylediğim şarkıların etkisinden olabilir. Aslında şarkılardaki ciddiyetimi gerçek hayatıma taşımıyorum. Snopluk bana göre bir şey değil, birinin yardıma ihtiyacı varsa koşarım. Kızım doğduktan sonra birçok şeyle baş etmeyi öğrendim. Affedici olmak bana değil, Allah'a kalan bir durumdur. Bir kul olarak kimseye hesap soramam, beceremem. Yüzüne söyleyemeyeceğim şeyi arkandan söylemem. Bir insanla görüşmüyorsam, zaten iyi değildir diye görüşmem.
Efendim... Kazık mı? Kazık diye bir köprü yapabilirim. (Gülüyor) Yedim tabii, herkes kadar. İyi niyetliyim, safım yani... Kimseye bilerek kötülük yapmamışımdır, yaptıysam da özür dilerim ama Allah bana şunu gösterdi ki; benim canımı yakan herkesin canı yanmıştır.
Aslında bu sektörün insanı değilim; eşim, çocuklarım, mutfak, temizlik, elinde bezle ortalığı temizleyen biriyim. Evde çalışanlar var ama onlar oturur, ben iş yaparım. Çok da kızarlar, "Biraz starlığını yaşa" derler ama "Ne starlığı ayol; evin temizlenmesi, yemeğin hazırlanması lazım" derim. Başkası yemek yapınca beğenmiyorum, kendim yapınca daha kolay oluyor. Mesela sabah erken kalktım, yemeği yaptım ve buraya öyle geldim. Eve girerken Işın Karaca'yı kapıda bırakıyorum. Çünkü o kapıdan girdikten sonra şöhretli birinin egosunu yaşama lüksüm yok, iki tane evladım var. Biri spor kıyafetinin yerini sorar, biri arabanın anahtarlarını arar; "Anne para versene" ya da "Anne yemekte ne var?" diye sorarlar. Yorulduğum oluyor ama dışarısı ve içerisiyle ilgili dengeyi kurdum.
Çok ender olabiliyor, neticede insanız. Ama kardeşim Akın öyle kalmama hiç müsaade eder mi? "Sen bu aralar biraz fazla havalandın, indir bir tarafını Işın Karaca" der. Hemen kendimle yüzleşirim, aynada kendimle konuşurum.
YETENEK AVINA ÇIKTIM
Ben bir sürü isme; "Hadi gel, beraber şarkı söyleyelim" demişimdir. 'Ay ben albüm çıkarıyorum' bahaneleriyle kabul etmemişlerdir. Ben kıskanmıyorum ama onlar beni kıskanıyorsa, onu bilemem. Bende problem yok. Bir de dünyaya bakın; Beyonce gidiyor, Rihanna'yla bir arada şarkı söyleyip, sektöre kan veriyorlar. Onlar yaparken, biz neden yapamıyoruz? Çünkü bizim birleştirici gücümüz yok.
Tabii, keşif yapmaya başladım. Kafa yorduğum iki kişi var ve onlar bunu bilmiyor, sürpriz olsun. Onları şimdilik gözlemliyorum. Zamanında Sezen Aksu; "Sen daha hazır değilsin" dediğinde "Aaa ben çok iyi bir şarkıcıyım" derdim. Şimdi onu daha iyi anlamaya başladım. Ben de yeni isimlerde bunu görmeye başladım.
BEDAVA MÜZİĞE BAYILIYORUZ
Bu aralar biraz hareket var ama bedava müziğe konmaya bayılıyoruz. Koca bir sektör ölmek üzere ve 20 lira verip bir CD almıyoruz. Ben mutfak masrafından kısıp CD, kaset aldığımı hatırlıyorum. Zaten sanatçılar sahne programı yapmazsa aç kalır.
Kesinlikle, resmen öyle olduk. "Bu şarkıyı bulduk, hadi çıkartalım" şeklinde bir hız var. Eskiden sevgililer mektuplaşırdı, şimdi 'Ayrıldık, bitti, hadi canım naş' diyerek mesaj atarak ayrılmalar oluyor. Hız bu kadar hız yani... Trafikte dahi hiç kimseye sabrımız yok.
OĞLUM DELİLİĞİMİZLE BAŞA ÇIKMAK İÇİN PSİKOLOJİ OKUYOR
Kızım Mia bir afrayla tafrayla "Anne nereye gidiyorsun?" dedi. "Klip çekimim var" dedim, "İyi, ben okula gidiyorum. Çıkınca beni alsınlar, klipte ben de oynayacağım" dedi. Anında senaryoyu değiştirdik ve o bizim küçük Adile Naşit'imiz oldu. Saçı, makyajı yapıldı, rolünü oynadı ve "Ben buradan inmek istiyorum, çekim bitmiştir" dedi. Bu sektörde olmasını hiç istemem ama olacak. Modaya da çok düşkün. Payet olsun, pul olsun; büyük kokoş. 4.5 yaşında ama başlı başına bir star, resmen küçük bir diva doğurmuşum. Muhtemelen bütün çocuklar arasında bir fenomene dönüşecek. Zaten ben kızıma 70'li, 80'li yılların filmlerini izletiyorum. Çünkü bana o zamanların aşkları çok samimi geliyor. Oğlum (Erda Karaca) da Londra'daydı, şimdi Kıbrıs'a geçiyor ve psikoloji okuyor. "Bu kadar deliye bir akıllı lazım. Deliliğinizle baş edebileyim diye psikoloji okumalıyım" dedi, ben de "İsabetli bir karar çocuğum" dedim.
EN SON HABERLER
- 1 Vicdansızlar çetesi! 100 bin gösterici Eurovision’da İsrail’i protesto edecek!
- 2 Geldin mi sözüme Rihanna? Demet Akalın’dan esprili paylaşım!
- 3 Sosyete bu çapkını konuşuyor! Sevgilisinden parasını faiziyle geri aldı!
- 4 Bahar’ın Nevra’sı 62 yaşındaki Hatice Aslan’ın gerçek hayattaki oğlu bakın kim çıktı! "Abla kardeş gibiler"
- 5 Amerika’ya yerleşen Ceyda Ateş‘ten aile pozu! Ceyda Ateş’in minik kızı balerin oldu!
- 6 Dünyaca ünlü yıldız Anne Winters aşırı kilo kaybıyla dikkat çekmişti! ‘Yetersiz beslenme’ tedavisi görecek!
- 7 ‘Osman’ın Avusturya çıkarması
- 8 ‘Şarkımın gelirini Gazze’ye bağışlayacağım’
- 9 7 bin kişilik Hıdırellez eğlencesi
- 10 Hayranlarını açık havada Motive etti