Tam zamanında
Annesi pavyonda çalışan, imam nikahlı üvey babasının şiddetine maruz kalan, anne dediği kadının ilgisizliği ile her gün kendi içine doğru çöken minik 'Melek'in dramına gözyaşı döktük hep birlikte. Diziyi izlerken duygularım ve mantığım beynimin içinde köşe kapmaca oynadı. Bir yanım, 'Çocuk dramından bu denli fütursuzca reyting damıtmak, milletin çocuk zaafını yontmak ne kadar samimi acaba?' diye sorarken, diğer yanım 'Ülkemde böyle çok çocuk var. Bu bir dizi değil, adeta belgesel. Belki bu diziden bir sosyal sorumluluk pınarı doğar' deyip duruyordu.
'Melek' rolünde döktüren küçük oyuncuyu (Beren Gökyıldız) gözüm bir yerlerden ısırıyordu. Restorandaki dondurma sahnesinde hatırladım.
Eriyen dondurmayı içmeye çalışırken, öğretmeni ona "Dondurma içilen değil, yenen bir şeydir" deyince, 'Hah!' dedim, 'Bu bizim dondurma reklamında dedesinin boynuna sarılıp 'Hani bana maşallah?' diyen kız değil mi?' Sanırım o dondurma sahnesi de bu çağrışım için özellikle 'yerleştirilmişti' oraya...
Ancak senaryodaki bir kara delik kafamı fazlaca meşgul etti. İmam nikahlı koca ile anne, çocuğu iyice hırpaladıktan sonra öldü sanıp bir çöp poşetinin içinde sokağa terk ediyorlar.
Öğretmen, minik kızı ölmek üzereyken bulup onu bu ortamdan uzaklaştırmaya ve yeni annesi olmaya karar veriyor.
Onun öldü bilinmesi ve denize düştüğünün sanılması için karmaşık bir planı uygulamaya sokuyor. İyi de aile zaten onu ölüme terk etmiş, yani ondan umudu kesmiş; böyle bir plan neye hizmet eder ki? Hah, tamam buldum:
Senaryonun lastik gibi uzamasına!
Ancak bir sahne vardı ki, eminim benim gibi ekran başındaki pek çoklarının ciğerini közledi.
'Melek', sürekli bir cami avlusuna gidiyordu.
Onu kurtaran öğretmenine de "Beni cami avlusuna götür" dedi. Öğretmen önce buna bir anlam veremedi.
Sonra çocuğun yumruk yaptığı elinde sakladığı bir gazete kupürünü gördü. Bir çocuğun kurtarılmasını hikaye eden haberin başlığında şöyle yazıyordu: 'Cami avlusundan sıcacık bir yuvaya...' 'Melek' sordu umutsuzca:
"Yoksa yalnızca küçük bebekleri mi alıyorlar cami avlusundan?" Kim bilir şu anda eziyet ve ilgisizlik nedeniyle cami avlusundan alınmayı düşleyen kaç yavrucak vardır etrafımızda...
Gel de yut şimdi boğazına oturan koca yumruyu...
EN SON HABERLER
- 1 Yargı’nın Tuğçe’si Merve Ateş o sahneyi anlattı: Rüya olmasını istedim, çok ağladım!
- 2 "Hello 40" Yeni yaşını kutlayan Aslı Enver’e arkadaşlarından mesaj yağdı! Eda Ece'den Aslı Enver'e "Annelerin en süperi, en iyi dost"
- 3 "E küçüklükten belliymiş" Kızılcık Şerbeti'nin Kıvılcım'ı güzel oyuncu Evrim Alasya'nın çocukluk karesi sosyal medyaya damga vurdu!
- 4 Arabian Travel Market Dubai Fuarı’nın yıldızı Bozdağ Film Platoları oldu! Burak Özçivit ile Özge Törer'e büyük ilgi...
- 5 Sır gibi saklıyor! Ebru Gündeş’in kız kardeşi Aslıhan Gündeş Akça'yı görenler “Ebru’nun ikizi mi?” diyor!
- 6 Tatlıses'in keşfi Azeri kızı Günel estetiğin dibine vurmuştu... Annesi güzelliğiyle kızını solladı! Tam bir esmer güzeli...
- 7 İbrahim Erkal aramızdan ayrılalı 7 yıl oldu… Eşi Filiz Erkal'dan paylaşımlar peş peşe geldi! Sadece 12 gün görebildiği kızı Elif Su kocaman oldu!
- 8 Serenay Sarıkaya'nın babasına bakın! Annesi Ümran Seyhan yasak aşkla manşetlerden düşmezken o gözlerden uzak
- 9 31 yaşındaki Serenay Sarıkaya bu sefer şaşırttı! İşte Serenay Sarıkaya’nın boyu…
- 10 Sibel Can'ın küçük oğlu Emir şimdilerin yakışıklı çapkını! Emir Aksüt ablası Melisa Ural'ın paylaşımına damga vurdu!