Son Güncelleme: Perşembe 29.03.2018
Teoman: Şüpheci ve tembelim
21 yıllık müzik yaşamındaki hit şarkılarını ‘Koyu Antoloji’ albümü için yeniden yorumlayan Teoman: Çekip gideyim bu piyasadan dedim ama palavra sıkıyormuşum meğer! Derdim müzikle değilmiş. Eski şarkılarım sayesinde, çok az çalışarak fıstık gibi bir hayat sürebilirim ama öyle olmuyor işte. Eski duyguları özlüyorsun. Sen değişiyorsun, etrafı suçluyorsun
Bir derleme, toplama takıntısına kapıldım ben. 21 yıllık kariyerimi, gelecekteki dinleyiciler için hızlıca düzenlemek istiyorum. Beni başka şarkı yazarlarından en çok ayıran şarkıları bir araya getirdim 'Koyu Antoloji'de. Sadece yan yana dizmek değil; yeni düzenlemelerle hepsini şimdiki zevkime göre temize çektim.
Valla hayal ettiğim bir sürü şeyi başardım ama artık pek bir önemi yok hiçbirinin. Ne görüyorum dönüp baktığımda? Bir çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. Hem rock yıldızı olarak tanınacaktım, hem de kendine has stili olan bir şarkı yazarı olacaktım. Bugün ticari olarak da, artistik olarak da başarılı bir kariyerim var; birbirinden çok farklı insanlara sesleniyorum.
Dedim ama palavra sıkıyormuşum meğer; içi boşmuş! Daha doğrusu, derdim müzikle değilmiş. Hayattaki bir sürü şey artık ilgimi çekmemeye başlamış ve ben müziği suçlamışım. Kolay bir işim var aslında. Sırf eski ürettiklerim sayesinde bile az çalışarak, fıstık gibi bir hayat sürebilirim ama işte öyle olmuyor. Eski duyguları özleyip duruyor insan. Sen değişiyorsun, etrafı suçluyorsun.
TEMBELLEŞTİM, İRADESİZİM
Ortaya nasıl çıkacağımı, ilk albümümü yapmadan planlamıştım. Canımın istediği gibi yaşayacak, hoşuma gitmeyen hiçbir şeyi söylemeyecek ve hayatımı müziğimi yaparak kazanacaktım. Fakat ismim büyüdükçe sorunlar patlak verdi. Her sözüm, hareketim dikkat çekmeye başladı. Ama asıl rahatsız edici olan, bir hissi kaybetmekti. Artık hiçbir şeyin umrumda olmadığını kabul etme faslı... Hal böyle olunca, insan hiçbir şeye odaklanamıyor, motive olamıyor. Tembelleşiyor, önemsemiyor. Eskiden çok özendiğim sanatçılar vardı; hayatlarının sonuna kadar hevesleri, şevkleri azalmazdı. Hayata dair bütün planlarımı, o çok hevesli halimle yaptım. Sonra işler değişti. O sanatçılara imrenmemeye başladım. Hayat boyu şarkı yazmak, turnelere çıkmak falan istemiyorum; çalışmak da istemiyorum.
Hayatıma dair bir sürü karar alıyorum ama uygulayamıyorum, birçok konuda iradesizim. Eskiden sevdiğim şeylere karşı ilgimi kaybettim. Gün boyu canım sıkılıyor, boş boş düşünüyorum. Geleceğe dair, sadece sakin sakin kitap okuma hayalleri kuruyorum.
Çok okuyorum. Hele eskiden, tıkış tıkış otobüslerde falan hep okurdum. Ayaktayken bile gözümü elimdeki kitaptan ayırmazdım. Şimdiyse konforuma düşkünüm; ya üçlü koltuğumda okuyorum ya da rahat bir şezlongta... Her gün kitapçıya gidiyorum; bazen sadece bir dergiyle, bazen de bir torba kitapla dönüyorum eve. Popüler romanlar pek bana göre değil. Edebiyatta da, hayatta da kırık dökük şeyleri seviyorum. Artık daha çok edebiyat dışı kitaplar alıyorum; psikoterapi, felsefe, medya analizleri, sosyolojik tartışmalar...
Onlar eski aşklarım. 'Kayıtsızlık Şenliği'ni okudum ve eleştirmenlerin aksine çok beğendim. Gençlik yıllarımda Kundera'dan çok etkilenmiştim. Zekiye Antakyalıoğlu'nun 'Bir Düşün Sonu' adlı Kundera incelemesini okudum ama Paul Auster'ın '4-3-2-1'ini beğenmeme rağmen bitiremeden bıraktım. John Cheever ve Raymond Carver'ın öykülerini okuyorum ara sıra yeniden. Sam Shepard'ın 'İçimdeki Kişi'sine başladım en son; şiir gibi yazmış yine...
Bana sorarsan edebiyat yorulmuş bir sanat dalı; şaşırtıcı ya da büyüleyici olması zor. Bir ara bir sürü yazara kızıyordum. Esas problemi sonradan anladım ve kızgınlığım bitti. Beni artık büyülemiyorlardı çünkü değişmiştim.
Çocukken 'Teksas-Tommiks'çiydim. Kılıçlı-pelerinli romanları da, casusluk, dedektiflik romanlarını da severdim. Jules Verne romanlarına bayılıyordum.
EN YOĞUN DUYGULARIMI BİLE DİDİKLERİM
Aşkın çok bahsi geçiyor ama bence yokluğundan daha fazla söz ediliyor. Doğuştan şüpheci bir karakterim olduğu için, hissettiğim en yoğun duyguları bile didiklerim. Vardığım sonuç şu: Hayatımızda ihtiyaç duyduğumuz rolleri, hiç de o rollerin insanı olmayan kişilere dağıtabiliyoruz kolayca. Kim bilir; belki de gençliğimize, o yıllarda hissettiğimiz duygulara özlemi aşkla karıştırıyoruz. Belki de o eski 'aşık' halimizi arıyoruz.
Teoman olarak... Nasıl Barış Manço'yu, Cem Karaca'yı, Fikret Kızılok'u hatırladığımızda içimiz ısınıyor, ben de insanlara aynı hissi vermek isterim.
YALNIZ İNSANLAR İLGİMİ ÇEKİYOR
"Yalnızlık sık sık hissettiğim, üzerine düşündüğüm, şarkılarımda kullandığım bir tema. 'Güzel Bir Gün'de olduğu gibi... Yalnız insanlar çok ilgimi çekiyor. Bazen koca dünyada tek başına kalmış gibi hissediyorsun kendini. Korkutucu bir şey. Yalnızlığı severim diye afra tafra yapıyorum ama eş-dosta yakın olmadığım zamanlarda da boğuluyorum. İnsanın insana ihtiyacı ilginç. Yalnızlık hissi de, insana en çok keyfi kaçmışken koyuyor."
EN SON HABERLER
- 1 “Bebek’te gecekondu kirası veriyor” Kaya Çilingiroğlu’nun eski eşi Feraye Tanyolaç’la ev sahibi mahkemelik oldu!
- 2 Merak edilen gerçekleri tek tek anlattı! Şarkıcı Alişan’ın kardeşi Selçuk Tektaş’ın eşi Merve Tektaş yıllar sonra ilk kez konuştu! “Alişan’ın bize gölgesi bile yeter ama…”
- 3 Akif’ten Süreyya’ya evlenme teklifi!
- 4 Aynalı Tahir'in biricik aşkıydı! Yıllardır teknede yaşıyor! İşte Yeşim Büber son hali...
- 5 Aşkı Memnu'nun Adnan'ı Selçuk Yöntem'in 40 yaşındaki oyuncu kızı bakın kim çıktı! Meğer hepimiz tanıyormuşuz...
- 6 Asmalı Konak'ın Salih'i ile Zeynep'ini bir de şimdi görün! "Biz de bir zamanlar gençtik" Burak Altay ve Eylem Yıldız'ın değişimleri sosyal medyada olay oldu!
- 7 Yargı’nın şeker Mercan’ı Eylül Uğuz’un aslında ablası da ünlü! Meğer o çocuk oyuncu Eylül’ün ablasıymış!
- 8 Merve Ateş takipçilerini şoke etti! Yargı'nın Tuğçe'si Merve Ateş ile ilgili bu gerçeği kimse bilmiyordu!
- 9 Sevda Dalgıç'ın kaslı vücudu olay! Arka Sıradakiler'in asi kızı Özge değişimiyle dudak uçuklattı!
- 10 Kuruluş Osman’ın Ulcay’ı Ümit Kantarcılar’dan samimi açıklamalar! “Dizi ve sinema sektöründeki başarımız tesadüf değil”