Giriş Tarihi: 9.07.2022

Tolgahan Sayışman - Almeda Abazi evliliklerinin sırrını açıkladı

Efehan ve Alina adında iki çocukları olan Tolgahan Sayışman- Almeda Abazi çifti, 5 yıllık mutlu evliliklerinin sırrının fikir ayrılıklarına rağmen ortak paydada buluşmak olduğunu söyledi. Sayışman “Almeda çok titizdir, ev işlerine karıştırmaz, kızar, ben dış işlerden sorumluyum. Evhamlı, çocuklarına düşkün bir babayım” diye konuştu. Abazi ise “Tolga’nın hem hayat tecrübesi daha fazla olduğundan, hem de kararlarına sonuna kadar güvendiğimden son sözü o söyler” dedi

Tolgahan Sayışman - Almeda Abazi evliliklerinin sırrını açıkladı
Ünlü oyuncu Tolgahan Sayışman, tescilli güzel Almeda Abazi ile 2017'de evlendi. Çiftin, mutlulukları Efehan ve Alina adındaki çocuklarının ailelerine katılmasıyla daha da perçinlendi. Sanat camiasındaki örnek çiftlerden olan Sayışman ve Abazi ile bayram için bir araya geldik. Mutlu yuvalarının kapılarını GÜNAYDIN'a açan çift, çocuklarıyla eğlenceli pozlar verdi. Aşklarının evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra büyük bir sevgiye ve saygıya dönüştüğünü söyleyen ikili, özel açıklamalar yaptı. Abazi ve Sayışman, çocuklarıyla ilişkilerini, evliliklerini ve bayramları nasıl geçirdiklerini anlattı.
Çok mutlu ve huzurlu bir aile oldunuz. Kendi içinizde dengeleri nasıl kurdunuz?
Tolgahan SAYIŞMAN: Çok şükür diyelim. Aslında bir iş bölümü yaptık ve kendi alanlarımıza saygı çerçevesinde yaklaşmaya özen gösterdik. Fikir ayrılığımız olsa da ortak paydalarda buluşmaya önem verdik.

Nasıl bir baba oldunuz? Evlatlarınız sizi nasıl değiştirdi?
T.S.: Çok evhamlı, çocuklarına aşırı düşkün bir baba oldum diyebilirim. Onları görmeden öpmeden, koklamadan yapamaz oldum.
Kızlar babalarına, erkek çocuklar annelerine düşkün olur derler. Sizde durum nasıl?
T.S.: Şu an için belki bu soru erken. Efehan zaten duygularını dışa vurmuyor. Alina da daha çok bebek, doğal olarak önce annesi geliyor. Almeda ABAZİ: Şu an çok küçükler ama aslında Alina babasına aşık bakıyor, Efehan da bana, bu aralar öyle.
HARÇLIKLARLA MAÇA GİTTİK
Eşinize çocuklarınızın bakımı konusunda yardımcı oluyor musunuz?
T.S.: Aslında sadece maddi yönden yardımcı olabiliyorum. (Gülüyor)
Bugün bayram. Unutamadığınız bir bayram anınız var mı?
T.S.: Aslında var. 8-9 yaşlarındayken önce babamın, sonra da annemin aile ziyaretleri o kadar kalabalık ve neşeli geçerdi ki eve çok mutlu dönerdim. Hatırlıyorum bir bayramda öylesine çok para toplamıştım ki kendime bilgisayar alacak kadar para çıkmıştı (Gülüyor). Yine 14-15 yaşlarımda bayram günü topladığımız paralarla mahalledeki yakın arkadaşlarımla biletleri günler öncesinden tükenen Fenerbahçe-Galatasaray maçına karaborsadan girme şansımız olmuştu.


AŞKI İLK GÜNKÜ DUYGULARLA SINIRLAMAK YANLIŞ
Evlendikten ve çocuklarınız olduktan sonra eşinizle nasıl bir ilişki kurdunuz? Evlilik aşkı öldürüyor sözü için ne dersiniz?
T.S.: Aşkın tarifini ne ile yaptığınız önemli. Öldürme bir kenara, çok daha kutsal, bambaşka bir yere taşıyor aslında. Aşkı çok basite indirgeyerek sadece ilk zamanlarda yaşanılan duygular ile sınırlandırırsanız, bana göre aşkın tanımına saygısızlık etmiş olursunuz.
A.A: Asla öyle düşünmüyorum ve böyle düşünenler de demek ki doğru kişiyle evlenmemişler diyorum. Aşk dediğimiz zaten evlilik olsa da olmasa da kendiliğinden zamanla sönen bir şey. O aşkın içinde sevgi varsa o uzun ömürlü oluyor. Genelde aşk bittiği zaman ayrılık meydana gelir. Ayrılık meydana gelmediği sürece o aşkı ayakta tutan güçlü bir sevgi var demektir. Evlilik aşkı daha büyük bir sevgiye dönüştüren bir şey. Evlilikte çocuk ise hem sevgiyi hem saygıyı daha da fazla büyütüyor. Bu tabii biraz bu yolculuğa çıkmaya karar verdiğiniz kişiyle de alakalı ve tabii ki kısmet ve şans... Ama genelde ilişkilerdeki olumsuzlukları evliliğe ve çocuklara bağlamak bana göre çok yanlış.

RAMAZAN AYINDA
SABAHA KADAR EFEHAN'A BAKTIM
Tolgahan Bey doğum sonrasında uykusuz gecelerde eşinize destek oldunuz mu?
T.S.: Evet oldum, özelikle Efehan'da. Ramazan ayında sabaha kadar ben bakıyordum. Annesi dinleniyordu, sonrasında ben yatıp annesi devam ediyordu. Dadıları olsa da biz yine de başlarında olmayı ihmal etmiyoruz.
A.A.: Destek oldu Tolga sağ olsun ilk 2 ay, ilk doğumumda. İkinci aydan ve ikinci doğumdan sonra yok. (Gülüyor) Şaka şaka. Erkekler yardımcı olabildikleri kadar oluyor, ellerinden geldiği kadar. Bir de zaten çok ufaklar, babalar çocuklarıyla 5 yaşından sonra vakit geçirmeyi severler.
ESKİ KAFALIYIM, EVDE OTORİTE ERKEK OLMALI
Evde daha otoriter olan kim? Yoksa her şeye ortak mı karar veriliyor?
T.S.: Ortak karar versek de son söz bana ait. Fakat demokratik bir ortam söz konusu emin olun.
A.A.: Bizim ikimizin de çok baskın karakterimiz var aslında ve ikimiz biraz inatçıyız ama ben tabii biraz alttan almak zorunda kaldım. Sonuçta Tolgahan'ın hem hayat tecrübesi daha fazla hem de gerçekten kararlarına sonuna kadar güveniyorum. Bir de eski kafa diye düşünebilirsiniz benim için ama evde erkeğin biraz otoriter olması gerektiğini savunanlardanım, aşırıya kaçmadığı sürece. Tabii ki asla kadın kendini ezdirsin demiyorum ama o dengeyi kurmak biraz bizim kadınların elinde. O yüzden otoriterliği Tolgahan'a bıraktım.

MESLEKLERİNE KARIŞMAYIZ
Oğlunuzla set deneyimi yaşamıştınız. Çocuklarınızın oyunculuk mesleğini seçmesini ister misiniz?
T.S.: Büyük bir anı olarak kalsın istedim. İleride kendi mesleklerini kendileri belirlesinler. Ne karar alırlarsa ben arkalarında olurum. Benim için fark etmez.
A.A.: Efehan için güzel bir hatıra. Meslekleriyle alakalı karışmamayı tercih ediyorum, onlar nasıl mutlu olacaklarsa öyle olsun. Oyunculuk isterlerse de sonuna kadar arkalarındayız.
Anne babalarını ekranda görünce, dışarıda insanlar sizinle fotoğraf çektirmek isteyince ne tepki veriyorlar?
T.S.: İnanır mısınız geçen ay Arnavutluk'ta insanlar bizden çok Efehan ile fotoğraf çektirmek istediler. Daha çok küçük pek anlam veremiyor.
A.A.: Daha çok küçükler idrak edemiyorlar. Bizi TV'de görmek onlar için normal bir şey artık. Hatta bütün insanlar TV'ye çıkabilir düşüncesi var Efehan'da, o kadar normalleşti onun için. (Gülüyor)
YEMEK İŞİNİ BANA VERMEYİN
Ev işleriyle aranız nasıl? Evde iş bölümü var mı? Mutfakla aranız nasıl?
T.S.: Ben dış işler sorumlusuyum. Evde pek fazla işlere müdahil olmuyorum, zaten olsam da Almeda izin vermez, çok titiz, kavga çıkar.
A.A.: Ben inanılmaz titiz ve düzen hastası biri olarak evde yardımcımız olmasına rağmen temizlik yaparım, bana gerçekten terapi gibi geliyor. (Gülüyor) O yüzden Tolgahan'ın da karışmasını istemem çünkü tam tersi bozuyor. Ama mutfaktan bir o kadar da hoşlanmam maalesef, gerçi yemek yapmayı bilmiyorum diyemem. Çünkü yaptığım zaman güzel oluyor genelde. Ama hiç hoşlanmam. 4 katlı evi temizler üstüne de ütü yaparım ama yemek bölümünü bana vermeyin.
BAYRAM, MUTLU AILE SOFRASI DEMEK
Bayram sizin için ne ifade ediyor?
A.A.: Merhametin, yardımlaşmanın ve sevginin önemini anladığımız bir gün... Ve tabii ki mutlu bir aile sofrası.
Bayramları geleneksel bir şekilde kutluyor musunuz? Büyüklerinizi ziyaret edip telefonla arar mısınız?
T.S.: Geleneksel bir aile yapımız var. Genelde aile büyüklerini ziyaret edip birlikte yemek organizasyonu ve bayramlaşma şeklinde geçirmeye özen gösteriyoruz.
A.A.: Tabii ki, her yıl aynı şekilde annelerimizin, babalarımızın ellerini öpüp büyüklerimizi, akrabalarımızı da arıyoruz, bayramlaşıyoruz.
Çocuklarınıza bayram geleneklerini aşılıyor musunuz? Elinizi öptürüp harçlıklarını verir misiniz?
T.S.: Şu an için çok küçükler, biraz daha büyüdüklerinde bu geleneği aşılamak isterim tabii. Zamanla gördükçe, yaşadıkça aile geleneklerini devam ettirmenin önemini daha iyi anlayacaklardır.