Yani şimdi oturduğum yerden Nuri Bilge Ceylan gibi değerli bir yönetmen için 'saygısız' sıfatını kullanmak istemem.
Kendime yüksek yüksek tepelerden böylesine bir köşeci hakkı vermek istemem.
Elime kalemi aldım diye koskoca adama ahkam kesmek de istemem.
İstemem de istemem ama yapmadan duramayacağım. Çünkü Nuri Bilge Ceylan'ın Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Sinema Ödül Töreni'nde yaptığı, tepeden tırnağa saygısızlık.
Hani iplememek, kıymet vermemek, adamdan saymamak, yoldan geçerken SİYAD gecesini şereflendirmek, "Benim varlığım yeter size!" buyurmak, burun büyüklüğü.
KIYAFET KURALI YOK MUDUR?
İstersen Nuri Bilge Ceylan ol, ister başkası; sen bir ödül törenine, hele ki SiYAD törenine hırkayla gelemezsin!
Hırka da bildiğiniz yılbaşı hırkası, az sonra karlarda yuvarlanacakmış gibi.
Yahu, bu gecenin bir kıyafet kuralı yok mu?
Ceylan'ın takım elbise alacak parası yok mu? (Cannes'daki takım elbisesi kiralık mıydı?) 'Bir Zamanlar Anadolu'da' filmiyle SİYAD gecesinde 6 ödüle layık görülmüş Nuri Bilge Ceylan. Yani gecenin yıldızı olmuş, ödül yağmuruna tutulmuş.
Ve fakat besbelli, kendisi sinema yazarlarına bir gram değer vermemiş. Böyle geleceksen hiç gelme, gönder ekibinden birini, alsın ödülleri.
Bu Türk sinemasına da, sinema yazarlarına da, ödül gecesinde bulunanlara da toptan saygısızlıktır.
Başka da söylenecek söz yoktur. Yoksa SİYAD saygı duyulmayı hak etmiyor mudur?