Trajik bir trend mi? tesadüf mü?

Hangisi daha önce geliyor, sorunlu kişilik mi? Şöhret mi? İnsanoğlu hep zamanını boşa harcayacak bir eğlence bulmuştur kendine.. Televizyonun önüne oturup başkalarının hayatlarını nasıl yaşadıklarını izlemek, en yeni eğlencemiz... Önceden adı sanı bilinmeyen insanlar, kamera önüne geçince; bir anda kavgaları, dramları, rekabetleri ile 'televizyon yıldızı' oluyorlar ve milyonları ekran önüne kilitliyorlar. Reality show'a katılmadan daha birkaç gün önce sıradan hayat yaşayan bu 'yıldızları' kendinizden biriymiş gibi görüyorsunuz. Problem de bu! Çünkü reality tv hayatları bittikten sonra, gerçek hayatları çok daha dramatik olabiliyor.
İNTİHAR EDEN DE OLUYOR
Bu tip şovlara katılabilmek için aranan özelliklerden birinin 'duygusal istikrar' olmadığı kesin... İntihar eden reality şov yıldızlarının sayısı tüm dünyada gittikçe artıyormuş. Hiçbir yerden gelip, bir anda meşhur olup şov sona erdikten sonra ortada kalıverenler arasında intiharı seçenlerin listesi oldukça uzun...
Amerika'da 'Bachelorette' programında rüyalarının erkeğini arayan bir kadın, 30 yakışıklı erkek arasından evlenmek isteyeceği kişiyi seçmeye çalışıyor. Şovdan çok erken elenen Julien Hug, reddedilmeye dayanamadığı için canına kıymış.
Birkaç ay önce 'Hell's Kitchen'in acımasız şefi Gordon Ramsey'nin programında elenen şef Joseph Cerniglia, kendini George Washington Köprüsü'nden attı ve Hudson nehrinde ölü bulundu.

PİŞMANLIĞIN FAYDASI YOK
'American Idol'da elenen bir yarışmacı, jüri üyelerinden Paula Abdul'ün evinin önünde intihar etti.
'Extreme Makeover' adlı reality show'da, bir dizi estetik ameliyatla kadınların 'çirkin ördek' imajından, 'Cinderella güzelliğine' geçiş sürecini izliyorsunuz. 'Güzelliğin en önemli değer' olduğu mesajını veren programa kilolarından, çarpık çurpuk dişlerinden, sarkmış göz kapaklarından kurtulmak isteyen Deleese katılıyor. Yapımcılar kamera önünde kız kardeşi Kelli'yi 'kardeşinin çirkinliği' hakkında konuşturmuşlar... Yapımcılar Deleese'e akıl almayacak bir değişim vaad ettikten sonra, ameliyatlara başlamadan bir gece önce, iyileşme sürecinin programın finaline yetişmeyeceği gerekçesiyle Deleese'i şovdan çıkartmışlar. Kadıncağızın çok büyük hüsrana uğradığını gören kızkardeşi Kelli, kardeşinin görüntüsü ile ilgili kamera önünde söylediklerinin ağırlığına dayanamayıp intihar etmiş. Örnekler o kadar çok ki... Hem de dünyanın her yerinde. Avustralya, İngiltere, Hindistan, İsveç ve hatta bizde!
'Serap Ezgü ile Biz Bize' programına katılan 27 yaşındaki konfeksiyon işçisi Hasan Konduoğlu, sevdiği kızı kaçırmış; kız reşit olmadığı için de sonradan ailesine teslim etmişti. Canlı yayında kızın ailesi ve sunucu tarafından sapık ilan edilince de intihar etmişti.

KAFAYI BULUYORLAR AMA...
Tüm bunlar, reality show kültürü ve yarışmacıların aslında ne aradıkları, kendi hayatlarından ne kadar umutsuz oldukları hakkında insanı düşündürüyor. Çoğu narsistik ihtiyaçları ile dikkat çekmek istedikleri için programa katılıyor. Bir anda kazanılan şöhret bağımlılık yapan haplar gibi; kafayı bulduruyor. Ancak şov bitince veya elenip de hapın etkisi geçince eski gerçekler ile yüz yüze kalıyorlar. Kimsenin kafasını çevirip bakmadığı gerçek hayatları ile de başa çıkabilecek hiçbir araç yok ellerinde.. Bizler ise böyle olayları duyunca bu tip şovların yarattığı sonuçları ve izleyici olarak kendi katkımızı bir an için düşünüyoruz. Eğlencenin en düşük formu olan bu şovları seyrederek desteklediğimiz için bir an kendimizi kötü hissediyoruz. Ama ardından unutuyoruz, hassasiyetimizi kaybediyoruz. Bir sonraki trajedi aynı şeyleri bize tekrar hatırlatana kadar. Değişen birşey yok; reality şov furyası son hızı ile devam ediyor.