Türkiye'de çekilen 3D film iş yapmaz!

Yaptığı sinema, dizi film ve reklam efektleri ile adından söz ettiren Türk görsel efekt firması Digiflame'in genel müdürü Serkan Semiz, sektöre ve şirketlerine yönelik sorularımızı cevapladı...
Digiflame'in geçmişi ve gelişimi ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Digiflame, 2001 yılında Oğuz ve Celal Öztürk kardeşler tarafından kuruldu. Ben de birçok reklam ve tanıtım filminin post prodüksiyonunda çalıştım. Şirketin sahipleri ile biraraya geldik ve benim de kendileri ile çalışmamı istediler. Ben de altı yıl önce şirkete genel müdür olarak girdim. Böylece Digiflame oluşmuş oldu. Bundan altı yıl önce Digiflame, 25 kişinin çalıştığı bir şirket iken şu anda 70 kişiye iş veriyoruz. Hem sinema, hem dizi, hem de reklam sektöründe iş yapıyoruz.

TEKNOLOJİ 10 YIL SONRA GELİYOR
Yaptığınız çalışmalar neler? Reklam filmi ya da sinema filmi gibi öncelikleriniz var mı?
Genel anlamda şirketin performansını, üçte bir gibi dağıtmaya çalışıyoruz. Yani üçte bir sinema, üçte bir dizi ve üçte bir reklam yapıyoruz. Tabii ki bu yüzdeler zaman zaman değişiyor. Mesela bazı dönemler dizi sektörü çıkışa geçiyor, bazı dönemler sinema sektörü... Bu sene sinemaya ağırlık vermiş durumdayız. Şu anda tezgahımızda 15'in üzerinde iş var. Bunların büyük bir kısmı sinema ve dizi filmler.
Türkiye'de görsel efekt konusundaki eksikler nedir?
Bir kere şunu söyleyebilirim; bizim teknik olarak hiçbir eksiğimiz yok. Sadece ne yazık ki teknik bize biraz geç geliyor. Mesela Amerika'daki adam o teknolojiyi bugün alabiliyor ama biz 10 yıl sonra alabiliyoruz. Amerika'daki adam o alet veya teknik malzemeden 20 tane alıyor, sen bir taneyi değişitirip değiştirip kullanıyorsun.
Bunda bütçe de etkili öyle diğil mi? Bütçe olarak arada tam bir uçurum var. Amerika'daki adam 200 milyon dolarlık bir film çekiyor ve bunu bütün dünyaya satıyor. Türkiye'de henüz dünyaya satılabilmiş bir film yok maalesef.

TEKNİKLE İLGİLİ SIKINTI YOK
Türkiye 3D konusunda nasıl? Daha önce birkaç kötü deneme yapıldı; bu seyirciyi etkiledi mi?
İşin tekniğinde hiçbir sıkıntı yok. En güzeli yapılıyor fakat insan bir 3D filme neden gitmek ister? Oradaki adam mızrağı atınca senin yanından geçsin, kılıcı sallayınca kafanın üzerinden geçsin diye... Türkiye'de böyle bir aksiyon kültürü olmayınca, bu tarz filmler de olamıyor haliyle. Kısacası bir aksiyon kültürümüz yok. Bu sebeple Türkiye'de yapılan 3D'lerin iş yapacağına inanmıyorum.
Animasyon filmlerde durum nasıl? Çünkü animasyonda hikaye seçeneği daha fazla...
Animasyondaki sıkıntı da zaman ve finans. Mesela animasyon çeken yapımcılar "Hadi bu yaz filmi çekelim, Kasım'da da gösterime sokalım" diyor. Böyle bir şey mümkün değil. En hızlı animasyon işi en az iki sene sürer. Dolayısı ile altı ayda yapılan animasyon filmler kötü olur.
Sizce sinema sektörüne katkınız oldu mu?
Olmaz mı! Mesela eskiden dönem işleri yapılamıyordu, şimdi görsel efekt sayesinde daha rahat yapılabiliyor. Önümüzdeki sezonun işlerine baktığımızda, en az üç-dört tane dönem işi görüyoruz. Eskiden eski bir evin arkasındaki gökdelen temizlenemiyordu. Şimdi görsel efektlerle bu mümkün.
ÜÇ GÜNDE 'HARRY POTTER' İSTİYORLAR!
Türkiye'de komik denecek isteklerle karşılaşıyor musunuz?
Çok oluyor tabii... Mesela bir çocuk dizisi yapıyoruz; yapımcı veya yönetmen elinde bir DVD ile geliyor. DVD de 'Harry Potter'! İçinde yılanlar, ormanlar falan var. "Bu sahneyi istiyorum" diyor. "Yayın ne zaman?" diyoruz, " Cuma" diyor. Ee bu gün salı! (Gülüyor )
ZAMANA GÖRE ÇOK BAŞARILIYIZ
Türkiye'de yapılan sinema, dizi ve reklam işleri efekt açısından sizi tatmin ediyor mu?
Yapabileceklerimizi üst sınırlarımıza, limitlerimize kadar yapamıyoruz. Çünkü hep bir zaman baskısı var. Bunun da sebebi yapımcının çekimi bir an önce bitirmek istemesi. İşler uzadığı zaman finans problemi oluşuyor. Bu sebeple de üst düzey efektler uygulayamıyorsunuz. Tabii ki beğendiğimiz işler oluyor . Mesela 'Muhteşem Yüzyıl' dizisinde birkaç bölüm önce Preveze Deniz Savaşı çekildi. Bir haftada yapıldığını göz önüne alırsak, o sahnelerde çok başarılı bir iş çıkardığımızı söyleyebilirim.