Cumartesi 23.01.2022
Son Güncelleme: Pazar 23.01.2022

Türkiye’yi yurt dışında temsil etmekten çok mutluyum

Türkiye’nin zengin kültürel mirasından aldığı ilhamla tasarımlarını dünyanın dört bir yanında duyurup, prenseslerin ve Hollywood starlarının taşıdığı bir mücevher markası haline getiren Begüm Kıroğlu ile Nişantaşı’nda bir araya gelip keyifli bir sohbete imza attık

Yeni projenizden bahseder misiniz?
Çok heyecanlı yeni bir işe imza attık. New York'ta yaşayan multidisipliner sanatçı Sinan Tuncay ile videoart hazırladık ve yeni koleksiyonumuz Protector Eyes (Koruyucu Gözler) bu videoart ile birlikte çıktı. Hepimizin korunmaya ihtiyacının olduğu bir dönemdeyiz. 2023 planlarımız arasında yurt dışında mağaza açmak var ve bu yıl başka bir sürpriz iş birliğimiz de olacak.
10'uncu yılı geride bıraktınız. Yola çıkış hikayenizi anlatır mısınız?
Aslında her şey çok tesadüfi başladı. Marka kurmak gibi bir hayalim ya da iş planım yoktu. Çin kültürü üzerine Çin'de master yaptıktan sonra Shangay'da büyük bir şirkette finans alanında işe girdim. Abimin evleneceği haberini alınca ona kol düğmesi hediye etmek istedim ve aradığım kol düğmesini bulamadım. Bütün hikaye aslında orada başladı ve kol düğmesi tasarlamaya karar verdim. O gün yola çıktığım kol düğmeleri, bugün markanın koleksiyonunda yer alan tüm tasarımların DNA'sı oldu. Tek bir parça kol düğmesi markamın yola çıkışı oldu ve Kapalıçarşı, Cağaloğlu civarında tanıştığım zanaatkarlar beni çok etkiledi.
Zanaatkarların hangi yönü sizi etkiledi?
Zanaatkarların günlük yaşama rutinleri, yüzyıllardır ailelerinden öğrendikleri ve aile olarak sürdürdükleri bir zanaatlarının olması beni çok etkiledi. Bugünün endüstriyel üretim dünyasının dışında, orada kalple bir üretim gerçekleşiyor.
Tasarımlara başladığınızda hedefiniz neydi?
Markamı kurarken amacım global bir Türk markası olmaktı; global pazarda da yer almalıydım. 15 üründen oluşan erkek kapsül koleksiyon ile yola çıktım. Tanıtımda bütün parçalar satılınca kadınlar için koleksiyon hazırlamaya başladım. Bu kadarını hayal etmiyordum. Her sabah şükrediyorum.

YEŞİL TÜRK KÜLTÜRÜNÜ YANSITIYOR
Çalışmalarınızda yeşil ön planda. Özellikle tercih etmenizin sebebi var mı?
Biliyorsunuz ki aslında yeşil Osmanlı'nın rengi ve Çin Kültürü'nde saklı şehirin duvarlarında olan bir renk. Markayı kurduğumda; içinde büyüdüğüm Türk kültürünü ve bir süre yaşadığım Çin Kültürünü yansıtan bir renk olduğu için yeşili tercih ettim.
Bir erkek aksesuarından yola çıkıp kadınlar için tasarımlar yapmaya başladınız. Süreç nasıl ilerledi?
Kol düğmeleri bizim DNA'mız, markamızın alametifarikası. 4 yıl sadece kol düğmesi yaptım. İlk zamanlarda 200 parçalık bir kol düğmesi koleksiyonu yapmıştım ve bugün kadın koleksiyonundaki her parça o 200 parçadan esinlenerek çıkıyor. Bu arada 'Hiçbir zaman kadın koleksiyon yapmayacağız' diye çok iddialı cümlelerim vardı.
Neden yapmak istemiyordunuz?
Olmayan bir şeyi yapmak istiyordum ve kadınların eksik bir mücevheri olduğunu hissetmiyordum. Ama bir gün bir davette kendime yaptığım yüzüğü taktım. Herkes sipariş vermek istedi. 1-2 yıl direndim. Israrlar artınca denemeye karar verdim.

BÖCEKLERİ KENDİME YAKIN BULUYORUM
Tasarımlarınızda böcek, kurbağa gibi hayvanlardan etkilendiğiniz görülüyor. Bu hayvanlara karşı sevginiz nereden geliyor?
Bir şeyin güzel ya da çirkin, iğrenç ya da pis olduğu bizim algımızla ilgili. Örneğin, böcek pis algılanan bir hayvan. Dışlanmış, çirkin görülmüş, başkalaştırılmış şeylerin içindeki güzelliği ortaya çıkarmayı seviyorum. Böcekler de çok güzeller, çok beğeniyorum. Hamam böceğini çok seviyorum mesela. Böcekleri elime alır incelerim. Böceklerin hayattaki duruşunu kendime benzetiyorum.
Ne açıdan?
Çok duygusal ve kırılgan bir insanım; çok kolay her şeyden etkilenebilirim ama bir yandan da tanıdığım en kuvvetli insanlardan da biriyim. Böcekler de öyle, bir hareketinizle ezebilirsiniz. Ama öbür tarafta atom bombasına bile dayanabilen bir hayvan ve hepimizden daha eski bir ırk. Dinozorlar gidiyor ama böcekler hâlâ burada...

Tasarımlarınızın manevi yönü de var mı? Enerji taşıdıklarına inanıyor musunuz?
Tabii ki. Kendi enerjimizi kendimiz yaratıyoruz; bir kişiye şans ya da şanssızlık getiren şeylerin kişinin inandığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Özellikle içinde bulunduğumuz bu dönemde iyi enerjiye hepimizin ihtiyacı var. Benim koruyucu hayvanlarım var; böceklerim, kablumbağalarım vs. İnanılmaz büyük koruyucu bir orduyla geziyorum. Bunun dışında en önemli şey enerji gücü olduğundan, kendimi korumak için negatif hiçbir şey düşünmüyorum. Hayatımda tabii ki negatif şeyler oluyor ama ben kendi düşüncemle bu negatif şeyin de pozitif bir yere varacağını düşünerek kendimi kötü enerjiden uzak tutuyorum.
Hayatınızda keşke bunu yaşamasaydım dediğiniz bir şey oldu mu?
Tabii ki, herkesin hayatında bir sürü kötü şey olmuştur, benim de oldu. Çok kötü bir şeye bile 'Keşke olmasaydı' demiyorum; olması, yaşanması gerekiyormuş ve ondan da bir şeyler öğrendim diye bakıyorum.

GÖZ ESTETİĞİM GELİŞTİ
Osmanlı ve Çin kültürü tasarımlarınıza nasıl yansıdı?
Osmanlı ve Çin İmparatorluğu'nda adeta bir masal dünyası, inanılmaz bir kültür ve renk zenginliği var. Osmanlı'ya baktığınızda sadece bir hükümdarlık görmüyoruz; resim var, sanat var, harem kültürü var; farklı kültürlerin sofistike birleşimi var. Çocukluğumdan beri Osmanlı kültürüyle, sanatla iç içe bir ailenin içinde olmak da benim böyle bir kültürü benimsememe, göz estetiğimin gelişmesine faydalı oldu.
BİT PAZARLARINA GİDERDİK
Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Çok mutluyum ki hem sanat olarak ilham alabileceğim hem de sanatçı olarak kendimi gösterme özgürlüğümün olduğu, kültürel dinamikleri yüksek bir ailede büyüdüm. Sanat eserleriyle, antika eşyalarla hep iç içeydik. Dayım Serdar Gülgün ve anneannem iyi koleksiyonerlerdir. Özellikle dayımın restore ettiği tarihi eser binalardaki mükemmelliyetten çok etkilendim. Hafta sonları antikaların satıldığı bit pazarlarına, müzayedelere giderdik.
BENİM KALEM TÜRKİYE
Türk bir tasarımcı olarak dünyaya açılmak size nasıl hissettiriyor?
Ülkemle de Türklüğümle de markamla da çok gurur duyuyorum. Global bir platformda bir Türk markası olarak biliniyor olmak beni çok mutlu ediyor. Burası benim kalem. Her ne kadar dünyaya açılsak da ilk mağazamı ülkemde açtım. Globalde de ülkemde de güzel büyüdük. Sağlıklı ve küçük büyümek önceliğim; işimin bir endüstriye dönüşmemesi için çabalıyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.