Türkler detayları sever 'Bedel' o yüzden tuttu
'Bedel' dizisinin sert ve otoriter 'Sami'si Osman Alkaş: Bu dizinin tutacağını tahmin ettim çünkü Türk insanı detayları çok sever. Bu yüzden seyirci, 'Bedel'deki karakterlerle yakınlık kurmayı başardı
'Bedel'in ilginç bir konusu var ama öyküsü bir o kadar da sıradan ve günlük yaşamımıza yakın. Günümüz dünyasında bizim hikayeyle benzeşen o kadar çok olay var ki... 'Bedel'de beni etkileyen şey; olayları yaşayan veya sebep olan karakterlerin, neden böyle düşünüp davrandıklarının da anlatılması. Hiç kimse doğuştan iyi ya da kötü değildir. Yaşam koşulları ve başından geçenler; bir insanın psikolojisini ve hatta bedensel yapısını bile etkiler. Mesela dizide 'Vedat'; sevilmediğini, babası tarafından itildiğini düşündüğü için abisini vuruyor. Hayatının geri kalanında da yaşadığı bu travmanın etkisinden kurtulamıyor. Bulmaca çözer gibi, parçalar birleştikçe bütünü daha iyi görüyorsunuz.
YAKINLIK KURDULAR
Evet, bu dizinin tutacağını tahmin ettim çünkü Türk insanı detayları sever. Bir olayı anlatmasını istersiniz, o en küçük detayına kadar adım adım anlatır. Oysa siz 'Bugün okulda ne yaptın?' diye sormuşsunuzdur sadece. Türk insanı yaptığı en büyük yanlışı bile o kadar iyi savunur ve detaylı anlatır ki, içinizden ona hak vermek gelir. 'Bedel'deki karakterler de kendilerini anlatmaya çalışıyor. Bu yöneliş, seyirciyle karakterler arasında bir yakınlık kurulmasına sebep oluyor. Bu dizi; senaryosu, yönetimi ve oyunculuklarıyla tutması kesin bir projeydi ve tuttu.
Allah kimseye evlat acısı vermesin; acıların en büyüğüdür derler. Elbette sevdiklerini kaybetmek insanı yıkar. Benim akrabalarımdan birinin de benzer bir kaybı ve acısı oldu; yakından şahidim. İnsanı nasıl etkileyip, sarsıp değiştirdiğini çok iyi bilirim.
Evet, Kıbrıs'ta yaşıyorum. Evim, ailem, tiyatrom ve dostlarımın çoğu orada. Zaten Kıbrıslı'yım ben. İstanbul'a işim için gidip geliyorum. Burada kaldığım süre içinde evimi, sevdiklerimi özlüyorum. O özlemle, yol yorgunluğu heyecanlı bir maceraya dönüşüyor. Sonunda sevdiklerine kavuşmak var çünkü. İstanbul'a dönüşte de yeni bölümün çekim heyecanı ve meslek aşkı var. Arada bir sevdiklerinden uzak kalmak işe yarıyor galiba; yol yorgunluğunu bile hissetmiyorsunuz. Daha çok anlıyorsunuz sevdiklerinizin kıymetini.
Deniz; benim gerçek hayat arkadaşım. 1978'den beri tanışıyoruz. Bir insanın dostundan, arkadaşından beklentisi ne olabilir? Her konuda konuşabilmek, entelektüel düzeyini yükseltmek, birbirine karşı dürüst ve açık olmak, sevmek, sevildiğini hissetmek, saygılı olmak, birbirlerinin malıymış gibi davranmamak, iyi günde, kötü günde yanında olmak... Bunları bulabildiğim ender bir insan Deniz... O yüzden o karım değil, hayat arkadaşım.
Annem her anne gibi bana "Doktor ol, avukat ol, mühendis ol" derdi. Benim aklım, oldum olası oyunculuktaydı. Üniversiteye gideceğim gün geldiğinde, oturup annemle konuştum. Bir anlaşma yaptık; hem üniversite sınavına, hem de konservatuvar sınavına girecektim. Eğer üniversite sınavında başarılı olursam ve onun istediği bir fakülteyi kazanırsam üniversiteye, aksi halde oyunculuk okuluna gidecektim. Üniversite sınavının soruları çalınmıştı ve sınav tekrarlanacaktı. Ama o sırada konservatuvarda eğitim yılı başlamış olacaktı. 1973 Eylül'ünde annemin gözyaşlarıyla konservatuvar yolcusu olarak uçağa bindim ve Ankara'ya gittim. Annem, "Sahnede kızları sarılıp öpmene dayanamam" derdi. Ama yıllar sonra 'Öyle Bir Geçer Zaman ki' de 'Caroline' ile öpüşme sahnemizi annemle gülerek izledik. Annemin korktuğu o öpüşme sahnesi, 40 sene sonra gerçekleşti.
ROLÜM SAYESİNDE KATI BİRİ OLMA DUYGUSUNU TATTIM
Ben 'Sami'ye benzeyemem; varlıklı değilim, gayrimeşru çocuğum da yok! Şaka bir yana, onunla benzer yanım yok ama hakkında çok düşündüm. Onu, hayatını, karısı ve çocuklarıyla ilişkisini çok tarttım. Yaşadığı ihtişamlı hayatı, zorluklarını, iyi ve kötü taraflarını zihnimde canlandırmaya çalıştım. 'Sami'; hayali bir karakter, ben ona kendi bedenimi giydirdim. Görünüşümü ödünç verdim ve 'Sami' karakterini görünür yaptım. 'Sami' ile tek ortak yanım; aynı bedeni kullanmamız. Çekim bitince 'Sami' televizyon ekranlarına, ben evime dönüyorum. Günlük hayatımda sabırlıyım, yalan dolan sevmem, karşımdakini dinlerim, sorunları güç kullanarak değil başka yollarla çözmeye çalışırım. Şiddet yanlısı değilim, toplumsal ve kişisel barışı severim ve yatıştırıcı olmaya çalışırım. Yani olabildiğince insanca durmaya çalışıyorum. Zaten rol gereği yeterince katı, sert, otoriter ve korkutucu olduğum için bu duyguları yeterince tadıyorum. O yüzden günlük hayatımda bu duygulara özenmiyorum, özlemiyorum da... Kısacası 'Sami' ile benim aramda herhangi bir benzerlik olması söz konusu değil.
EN SON HABERLER
- 1 Dünyaca ünlü yıldız Anne Winters aşırı kilo kaybıyla dikkat çekmişti! ‘Yetersiz beslenme’ tedavisi görecek!
- 2 50'lik güzel Songül Karlı bornozlu paylaşımı ile sosyal medyayı salladı! Estetikle Hadise benzemişti...
- 3 Koreli Ayla şimdi güzeller güzeli bir genç kız! İsmail Hacıoğlu'nun Ayla filminin Koreli minik yıldızı Kim Seol'un son hali...
- 4 ‘Keloğlan keleş oğlan' Yeşilçam'ın unutulmaz karakteri Keloğlan'ın yıldızı Rüştü Asyalı şimdi ne yapıyor? İşte son hali
- 5 "Midem bulandı o son sahnem oldu" Özlem Güneş tesettüre girdi adını değiştirdi!
- 6 Aşk Ceyda Düvenci'ye yaradı! 47'lik güzel Ceyda Düvenci incecik oldu... Ayna karşısında bikinilerin birini çıkardı diğerini giydi!
- 7 Bahar’ın Umay’ı olarak gönülleri fethetti! Bahar’ın Umay’ı Alisa Sezen Sever bu kez bildiğiniz gibi değil!
- 8 “Güzelliğinin kaynağı şimdi anlaşıldı” Bahar’ın Seren’i Nil Sude Albayrak’ın annesi sosyal medyaya damga vurdu!
- 9 Burak Yörük sosyal medyada ilgi odağı oldu! Taş Kağıt Makas’ın Sarı Bit Fecir’inin sevgilisi de çok ünlü!
- 10 81 yaşındaki Şevket Altuğ yıllar sonra ortaya çıktı! 53 yıllık eşi de çok ünlü...