Cumartesi 29.06.2014

TV dünyası korkunç bir 'Survivor'

Son romanı '9 Oda Cinayetleri' beş günde ikinci baskısını yapan oyuncu Ayşe Erbulak, hayatını bundan sonra yazarlığa adamak istediğini söylüyor: Yazarlıkta çok özgür kalabiliyorsunuz. Televizyon dünyası ise korkunç bir 'Survivor'. Orada yaşananları aklım havsalam almıyor

Ayşe Erbulak, babası Altan Erbulak gibi 10 parmağında 10 marifet olan bir sanatçı. Konservatuvar mezunu olan Erbulak; oyunculuk, gazetecilik, televizyonculuk ve işletmeciliğin yanı sıra yazdığı polisiye romanlarla da adını duyurdu. Erbulak'ın Destek Yayınevi'nden çıkan son romanı '9 Oda Cinayetleri' beş günde ikinci baskıyı yaptı. Ayşe Erbulak ile yazarlık serüvenini, oğlu Dağhan Külegeç'i, babası Altan Erbulak'ı ve hayallerini konuştuk...

Son romanınız '9 Oda Cinayetler', beş günde ikinci baskısını yaptı. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Yürüyüşüm bile değişti. Tanıtıma getirecek kitap bulamadığımız için dağıttığımız yerlerden ödünç kitap almak zorunda kaldık. Bu yüzden apar topar ikinci baskıya girdik.
ADALETSİZ BİR DÜNYA

Romanda, kendi adaletini arayan bir komiser var. Siz, adalete inanmıyor musunuz?
Ben adaletsiz bir dünyada yaşadığımıza inanıyorum. Norveç'te iki genç, bir ormanda iki çocuğa tecavüz edip öldürdü. Hafifletici bir neden yoktu ama 16 yıl hapis cezası aldılar. Bu adalet mi? Kitaba dönersek; ben kitabımda fantezi adaletimi yaptım.

Sanat dünyası adil mi peki?
Sanat dünyasında da bir adalet yok. Birisi benden daha güzel diye, benden daha çok para alıyor. Gerçi beni ilgilendiren tarafı bu değil, ben kendime biçtiğim değeri isterim; veren verir. Beni asıl ilgilendiren; seçmelerde yaşanan adaletsizlik ya da tiyatro patronunun ücretleri ödememesi...

Peki, edebiyat dünyası...
Ahmet Ümit'ten bir arka kapak yazısı istediğimde, hiç tanımadığı yeni yetme bir yazar için tam sayfa yazı kaleme alıp göndermesi, 'Edebiyat dünyası daha mı adil?' diye düşünmeme neden oluyor.
Kitabınızın kahramanlarından 'Emine', azmettiricisine 'Hepimizden bir cani çıkardın' diyor. Sizce de herkesin içinde bir cani var mı?
Ben hepimizin içinde bir cani olduğuna inanıyorum.
Romanınızda ensest ve pedofili gibi toplumsal yaralara da değiniyorsunuz...
Bu kitabımda ensest ve pedofiliyi teyet geçtim. Eğer bu okurda bir memnuniyet yaratırsa, daha derine inmeyi planlıyorum. Çünkü bu tarz sosyal sorunlar dünyada çok yaygın.
Kahramanlarınızı tanıdıklarınız arasından seçtiğinizi açıklamıştınız. Bu romanınızda da tanıdıklarınıza yer verdiniz mi? Kitaptaki Ay Koleji mezunları aslında benim kolej arkadaşlarım. Karakterleri yazarken hepsinden izin aldım.

En beğendiğiniz romanınız hangisi?
'Limoni Ölüm' isimli kitabım benim kraliçemdir; müthiş bir aşk var,müthiş bir ihanet var... Onu ayrı severim.

Yazdığınız kitapların ekrana ya da beyazperdeye uyarlanması için teklif aldınız mı?
Bana "Kitaplarınızın yayın hakları kimde?" diye sorduklarında "Oğlum Dağhan'da" diyorum. Kitaplarımın ekrana uyarlanmasını çok isterim. Kendim yapamam ama böyle bir şey olursa, projenin başında olmak isterim. Bence 'Hafiye Karılar' üçlemesi, 39 bölümlük çok iyi bir polisiye dizi olur. '9 Oda Cinayetler' ise 13 bölümlük dizi olur.
DİZİLER BAŞARISIZ
Oyunculuk yapmayı sürdürüyor musunuz? Duru Tiyatro'nun 'Nafile Dünya' oyununda 'İnsaf' karakterini canlandırıyorum. Tiyatro Kedi'de ise Haldun Dormen'le birlikte 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı'nda 'Satanik'i oynuyorum. n Bundan sonraki planlarınız nedir?
Hayatımın bundan sonrasını yazarlığa adamak istiyorum. Çünkü yazarlıkta çok özgür kalabiliyorsunuz. Televizyon dünyası ise korkunç bir 'Survivor'; orada yaşananları aklım havsalam almıyor. n Yerli polisiye dizilerini nasıl buluyorsunuz Bence başarısızlar. Nurgül Yeşilçay'ın oynadığı 'Cinayet' beşinci bölümde yayından kalktı. Engin Günaydın'ın oynadığı 'Galip Derviş'i de başarısız buldum.
BABAMIN HOŞGÖRÜSÜNÜ ÇOK ÖZLÜYORUM
İlk kitabınızı yayınlarken zorlandınız mı?
Benim iki şansım var; biri babam, diğeri ise sanat camiasında saygın bir çevremin olması. 'Ben de Altan Erbulak'ın kızı olsam benim de kitabım satılırdı' diyenlerle karşılaştım ama sonuçta bu kitapları babam yazmadı. İlk kitabımı, Bab-ı Ali'nin duayenlerinden Necati Güngör'e okuttum. O da bana "Sen böyle yazarsan dördüncü- beşinci kitabınla patlarsın" dedi. Ve beni bir kitabevi ile tanıştırdı.
Babanızla ilgili en çok özlediğiniz şey nedir?
Babamın hoşgörüsünü özlüyorum. Babam bir de limonu limonata yapardı, yani her şeyin iyi tarafını bulurdu. Ben de öyleyim ama babam gibi değilim.

BENİ YARGISIZ İNFAZ ETTİLER
"Oğlum Dağhan'ın gay olmasını istemezdim" deyince çok tepki aldınız. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Beni yargısız infaz ettiler. Köşe yazarları, hakkımda çok ağır yazılar yazdılar. Küçük İskender bana hakaret etti. Söylediğim şey çok naifti. 'Dağhan'ın gay olmasını istemezdim. Çünkü... Bu ülkede gay olmak çok zor ama olsa kabul ederdim' demek istemiştim. Sanki Dağhan gay de ben istemiyormuşum gibi bir hava yaratıldı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.