Lezzet, kültür ve mutluluğu uzaklarda arama çünkü hepsi Gaziantep’te

Ömer KARAHAN:
CUMHURBAŞKANIMIZIN DÖRT ASLANI DA BURADA
Gaziantep seyahatimizin ilk gününde, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Gaziantep'in ilk vakıf üniversitesi olan Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde öğrencilerle bir araya geldik.
Sonrasında, UNESCO tarafından gastronomi şehri ilan edilen Gaziantep'te yemek kültürünü keşfetmeye koyulduk.
Bu şehre giderken diyet listenizi unutmanızı tavsiye ederim. Antep; sabah spor yaptıktan sonra katmer almak için sıraya girilen bir şehir çünkü!
Kentin dört bir yanını lezzet kokuları sarmışken, damağınızı ve midenizi ödüllendirmekten kaçamayacağınızı bilin. Antep'te en büyük sorununuz 'Ama çok tokum, daha fazla nasıl yiyeyim!' olacak. Her gidenin söylediği gibi, ben de Antep'te iki günde yaklaşık üç kilo aldım.

MUHTEŞEM ÜÇLÜ: CİĞER-BEYRAN-KATMER
Kahvaltıyı bitirip 'Öğlen ne yiyeceğiz?' telaşına düşeceğiniz Gaziantep'te, güne ciğer-beyran- katmer üçlüsüyle başlanıyor. Dışarıdan gelenlerin aynı gün üçünü peş peşe tüketmesi zor; bu, Antep'te yaşayanlara has bir özellik...
Antep'te öğünlerinizi mekanlara göre ayarlamanızda fayda var. Mesela; önce Ali Haydar Usta'da sabah 05.00-08.00 arasında çıkan ciğeri tadabilir, öğlen Kebapçı Halil Usta'da küşleme ve kebapla kendinize ziyafet çekebilir, akşam ise İmam Çağdaş'ta Ale Nazik ve lahmacun ile damağınızı şenlendirebilirsiniz. Peki öğün aralarında boş mu duracağız? Tabii ki hayır! Nohut dürüm, katmer, baklava ve adım başı karşınıza çıkan Antep fıstığı ile tüm günü geçirebilirsiniz.
Gelelim baklavaya... Gaziantep'te baklava, elbette basite alınacak bir konu değil. Şunu unutmayın; Antep'te baklava baklavacıdan alınır, asla evde yapılmaz.

Yemek ve tatlı sonrası, şehrin en meşhur noktalarından Tahmis Kahvesi'nde menengiç kahvesinin tadına bakabilir veya zahter çayı içebilirsiniz.
Gaziantep mutfağı, sadece kebaplardan ibaret değil tabii ki. Mutfak Sanatları Merkezi gibi mekanlarda yöresel yemekleri keşfedebilirsiniz.
Şehrin meşhur çarşılarında kaybolmak da ayrı bir keyif...

Bakırcılar Çarşısı ve Zincirli Bedesten'de; bakır işlemeciliği, sedef kakma, yemeni gibi el sanatlarının en güzel örneklerini görebilirsiniz. Çarşıların yanı sıra Almacı Pazarı, Hamam Müzesi, Gaziantep Hayvanat Bahçesi ve tabii ki Zeugma Müzesi, görmeden dönmemeniz gereken yerlerden.
Konaklamak içinse, eğer yer bulabilirseniz Hışvahan'ı es geçmemenizi öneririm.

Seyahatimizde bize eşlik eden rehberimiz Özgür Çinkay ile Zeugma Müzesi'ni keşfetmek çok keyifliydi. Bizi Zeugma'da binlerce yıllık bir yolculuğa çıkaran Çinkay, müzeyi öylesine yaşarak anlattı ki; Aphrodite, Eros, Psykhe, Europa, Nike, Zeus, Akhilleus ve Çingene Kızı aramızda dolaşıyormuş hissine kapıldım.
Seyahatinizde en çok zaman ayırmanız gereken yerlerden biri de Gaziantep Hayvanat Bahçesi...
İçinde hayvanların serbestçe dolaştığı bir Safari Park bölümü de bulunan merkez, tam anlamıyla büyüleyici. Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hediye ettiği dört aslan da burada yaşıyor. İkisi dişi, ikisi erkek olan dört aslanın isimleri; Nil, Sultan, Sudan ve Sevakin.

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin öncülüğünde, Down sendromlu çocukların sosyal hayata katılması amacıyla kurulan Mutlu Kafe, yüzlerde tebessüm bırakan bir yer. Yalnız Mutlu Kafe değil, Engelliler Daire Başkanlığı'nı da kuran Şahin ve ekibi, engelliler konusundaki duyarlılıklarını ortaya koyuyor.
2 milyonluk bir nüfusa sahip şehir, 500 bin mülteciye de evsahipliği yapıyor. Büyükşehir Belediyesi, mülteciler için okul ve hastaneler açmış. Mültecilerle özel olarak ilgilenen belediye, onların sağlık masraflarını da karşılıyor.