Cumartesi 02.06.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 01.06.2013

Whitney ile sahneye çıksam gözüm açık gitmezdim

Yıllardır hayatımızda. Hani 'gümbür gümbür' diye tabir edilen sesler vardır ya; Işın Karaca onun en iyi örneklerinden biri. Söyledi mi, insanın içini titretenlerden. Son albümü 'Her şey Aşktan'da aşkı hatırlamak isteyenlere sesleniyor. Ve o mesajın haricinde ne varsa, bu röportajda anlatıyor...

Işın Karaca... Bu ülkedeki en güçlü kadın seslerden biri. Soracak onlarca soru mevcut ama giderken Işın'ın bir gün öncesinde attığı "Yarın stüdyoya Mia ile geliyorum. Bir prensese aşık olmaya hazır ol" mesajı var aklımda. Mia, Işın'ın kızı. Hani bazı çocuklar vardır, ekstra hiçbir şey yapmadan size kendini sevdirir ya; işte Mia tam da öyle bir çocuk. Işın'ın çekim için hazırlanması yaklaşık iki saat sürüyor ama hiç şikayetçi değilim; eminim Mia da öyle. O anlatıyor, ben dinliyorum. Yaşı gereği çok anlamlı kelimeler dökülmese de ağzından, biz onla anlaşıyoruz. Sonuçta bir kız çocuğu; renkli renkli balonlar şişirerek kaleyi fethedebileceğimi çok iyi biliyorum. Stüdyoda hummalı bir çalışma varken, Mia sayesinde zamanın nasıl aktığını fark etmiyoruz bile...
'Beni asla etkilmez' dediğin romantik ritüeller var mı?
Aşkın ilk dönemlerinde vardır ya; çiçek, hediyeler, kalpli balonlar... Onlar bir süre sonra o kadar normalleşiyor ki... Hâlâ çiçeği çok severim ama bir amaç için veriliyor olmasından hiç hazzetmem. Hani erkeğin aklına eser de romantik hareketler yapar ya; o bana çok daha sempatik, çok daha romantik geliyor.
Hediye verilirkenki niyeti hisseder misin peki?
Kadın hisseder. Sadece ben değil, bütün kadınlar hisseder. Böyle bir yaradılışımız var çünkü. Buna ilişkin başımdan geçen en güzel olayı anlatayım. Bir gün Sedat'la evden çıktık. Farklı yerlere gideceğimiz için ben arabama, o motoruna bindi. Beraber giderken bir anda gözden kayboldu. İleride ben kırmızı ışıkta beklerken Sedat arabanın camına vurdu ve elindeki bir demet papatyayı bana uzattı. Böyle plansız ve içten gelerek yapılmış sürprizleri daha çok seviyorum.

HAYALLERİMİ YAŞADIM

'Bugüne kadar kısmet olmadı ama yaşasam nefis olurdu' dediğin bir hayalin var mı?
Hayal ettiğim her şeyi yaşadım ben. O konuda bir pişmanlığım yok. Ama kendime ilişkin korkularım var mesela; onları yenebilsem çok mutlu olurdum. Basit korkular bunlar. Misal depremden sonra uzunca bir zaman kapalı yerde kalamadım ben. Özellikle anne olduktan sonra insan sadece kendisi için değil, aynı zamanda çocuğu için de yaşamaya başlıyor. Önceden adrenalin delisiydim ama bu yönümü yavaş yavaş törpüledim. Çünkü artık sadece kendim için değil, ailem için de hayatta kalmam gerektiğini öğrendim. Sedat da çocuktan sonra çok değişti. Motor delisidir; sokakta ne hallerini gördüm ama kendi kendine sokakta kullanmayı bıraktı, pistte yarışmaya başladı. O bile heyecanlarını törpülemeyi öğrendi.
Bu dünyada her şey aşktan mı?
Keşke olsa ama değil. Olamıyor zaten. Aşkı yaratan insandır. İnsanda ego, bencillik ve şeytan da olduğuna göre; bunların hepsi aşkın ortaya çıkmasını, aşkın hakim olmasını engelliyor zamanla. Olsaydı nefis olurdu; düşünsene, ortada mutlu mutlu insanlar. İyiliğin referans olduğu bir dünya güzel olmaz mıydı? Ben içimdeki şeytanları tatile yolladım mesela. Konumum ve işim gereği öyle olaylarla yüz yüze geliyorum ki... Ama kötülüğü kendimden uzak tutmayı öğrendim ve bundan çok memnunum.

SABAHLARI ÇEKİLMEM

Geçmiş mi, gelecek mi?
Gelecek. Ben geleceği çok merak ediyorum. Orada hiç bilmediğim bir şeyi keşfetme şansım olacak ya; bu bana çok heyecanlı geliyor. İnternet hayatımızda 15 senedir var ve kat ettiğimiz mesafeye bak. Ben 100 sene sonra nereye ulaşacağımızı görmek istiyorum.
Mantık mı, duygu mu?
Duygu. Çünkü mantık hep doğruyu söyler ama insanın arada sırada öğrenmesi için yanlış yapmaya da ihtiyacı var. İşte o yanlışları yaptıran da duygu. Misal; bir çocuğa, sobayı ellememesi gerektiğini 10 defa söylersin, anlamaz ama elleyip elini yaktığında da bir daha ellemez. Duygular da böyle. Yanlış yapa yapa doğruyu öğreniyoruz yani.
Heyecan mı, mutluluk mu?
Heyecan her zaman iyidir çünkü adrenalin vardır içinde. Mutluluk daha durağan bir yapı.
Şarkı olsan, şehir olsan ve mevsim olsan... Hangileri olurdun?
Şarkı olsam kesinlikle Robert Cray'den 'Time Takes Two' olurdum. Şehir olsam; birkaçı birden olmak isterdim aslında... Her şehirden değişik değişik özelliklerim var. Ama illa birini seçeceksem; New York olurdum. Mevsimde ise cevabım çok net; ilk bahar. Yeniden doğuşları, uyanmaları çok severim. Ama sabah uyandığımda üç saat kendime gelemem, çekilmez olurum; orasını da söylemem lazım.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.