Ya oyunu kuralına göre oynayamıyorsak?
Bu sabah uyandığından beri tavana bakıyorsun. Bütün gece yatakta döndün durdun, uykuya daldın sandın, kızgınlıkla bağırmalarına uyandın. Hatta ağlıyordun rüyanda.
Bu sabah uyandın... Uyanmak istemiyordun. Küskündün... Şimdi küsmenin sırası değildi.
Zaten bu sistemde küsmenin, kızmanın, isyan etmenin, çekip gitmek istemenin, yalnızlığın hiçbir zaman sırası değildir.
Onlar bunun adına 'politik olmak', 'zeka', 'aklını kullanmak' falan diyorlar.
Aslında onlarınki düpedüz korkaklık, kendinden kopmak, vicdandan uzaklaşmak, insanlıktan çıkmak...
Bilmiyorlar.
Hadi bakalım, bu sabah bilgisayar sana bakıyor, sen bilgisayara...
Word dosyası açık, sayfa bembeyaz...
Yaz yazabilirsen, için simsiyah.
Az önce telefon çaldı, editörüm aradı. Genelde köşede ne kadar yazacağım bellidir. Yani GÜNAYDIN'da 4000-4500 vuruş, SABAH'ta 3500 vuruş yazarım.
KÜÇÜK CÜMLE GÜNÜMDEYİM
Editörümün içine mi doğmuş, nedir sordu: "Ayşe kısa mı yazacaksın, uzun mu ona göre yazının altına büyük ya da küçük haber gireceğiz." "Kısa" dedim ilk defa.
Büyük fırtınalar, küçük cümleler günümdeyim.
En sevmediğim köşeci başlangıç cümlesidir: "Bugün hiçbir şey yazmak istemiyorum."
Ama ben bugün gerçekten yazmak istemiyorum.
Çok kötü bir haftanın, fazlaca hırpalanmış hissettiğim ayların ardından çöktüm sanki. İnsanların bu kadar kötü olabileceği aklıma gelmezdi. 'Dostum', 'arkadaşım' sıfatlarının bana böylesine acı çektirebileceği aklıma gelmezdi.
Çevremi küçülte küçülte, kırılmamak için insanları eleye eleye tek başıma kalmaktan korkuyorum.
Ben ne zaman sırlarımı paylaşamayacak hale geldim ki?
Ben ne zaman herkesten korkar, hale geldim ki?
Ben ne zaman 'başıma bir şey gelecek' korkusuyla yaşar oldum ki?
Kendimden beklemediğim, hiç ummadığım bir hayatın içindeyim. "İnsanlar bu kadar kötü olabilir mi?" diye soruyorum sürekli kendime.
Akıl vermeye çalışanlar "Oyunu kurallarına göre oynayacaksın kızım, seni üzmelerine izin vermeyeceksin" gibi şeyler söylüyorlar.
Ya oyunu kurallarına göre oynayamıyorsak ne olacak?
Ya koymadığımız kuralların yarattığı o garip insana dönmek istemiyorsak ne olacak?
Ha, denemedim mi oyunu kurallarına göre oynamayı... Denedim ama içim ezildi, öfkem yataklara düşürdü, kalbim çok kırıldı...
Onların nasıl kırılmıyor anlamıyorum.
BEN SİZİNLE OYNAMIYORUM!
Oyunu kurallarına göre oynamakmış...
Hangi oyun? Birinci olanın ödülü ne?
Sizden de, oyunlarınızdan da, koltuklarınızdan da, çokbilmişliğinizden de, vicdansızlığınızdan da bıktım be. Sürekli arkamı kollamaktan tükendim be.
Sade olmak bu kadar mı zor?
Gerçek olmak bu kadar mı yük?
Yazı yazmak istemiyorum, kimseyi görmek istemiyorum, tatile çıkmak istiyorum, insan tatiline...
Uzakta bir yere gitmek istiyorum, sanırım hiç dönmek istemiyorum.
Kırgınım, kızgınım, üzgünüm, anlamıyorum... Bu muydu koca adam olmak?
Bu muydu küçük bir çocukken kurduğum hayallerin karşılığı?
Hepinize eyvallah.
Kararlıyım, ben sizinle oynamıyorum.
EN SON HABERLER
- 1 Ünlü çiftten romantik kaçamak! Berk Oktay ve eşi Yıldız Çağrı Atiksoy'dan aşk dolu kare
- 2 Fatih Ürek'ten kötü haber geldi! Bitkisel hayata girdi!
- 3 Revna Sarıgül Ömer Sargül'e boşanma davası açıp 1.5 milyar lira tazminat istemişti...İhaneti bakın nasıl öğrenmiş!
- 4 Sözde kadın dernekleri ve feminist tayfa nedir bu sessizlik?
- 5 Yeşilçam’ın efsanesi Kartal Tibet’in oğlu da tanıdık çıktı! Baba–oğul aynı projede buluşmuş
- 6 A.B.İ.’den ilk teaser yayınlandı!
- 7 Sibel Can ve Hakan Ural’ın kızı Melisa Ural minik yeğeniyle Lina’yı gezmeye çıkarttı! İşte o poz!
- 8 Sosyetik güzel Süreyya Yalçın doğum gününde yere düşüyordu!
- 9 Özcan Deniz’in eşi Samar Dadgar evlilik teklifini anlattı: Konserde şarkımızı söyleyip…
- 10 Yeşilçam’ın çok yönlü sanatçısı Lale Belkıs'tan Günaydın'a özel açıklamalar! "Fettan kadın değildim"