Cuma 02.05.2015
Son Güncelleme: Cumartesi 02.05.2015

Yalnız kalmaktan korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmam

Usta oyuncu Perran Kutman'dan samimi itiraflar: Setlerde mutlaka birileri yanıma gelip bana derdini anlatır. 'Perihan Abla' benden çıktı; öyle şefkatli bir yanım var. Çocukken hiç arkadaşım yoktu. Yalnız kalmaktan korktuğum kadar başka hiçbir şeyden korkmam

Türk sineması ve televizyon dünyasının efsanevi isimlerinden Perran Kutman için, Türk insanına dizileri sevdiren kişi demek yanlış olmaz. Bir neslin 'Perihan Abla'sı Kutman, OT dergisine çocukluğunu ve yaşam serüvenini anlattı...
Çocukluğum çok güzel geçti. Anne-babam ayrıydı ama o kadar iyi ilişkileri vardı ki, beni hiç hırpalamadılar. Babaannemle de çok güzel şeyler yaşadım. Oynadığım karakterlerde yetiştiğim muhitin insanları vardı. Hep lakabı olan insanlardı. Kuzucu Mali, Topal Numan, Topal Murtaza...

MUSTAFA BANA KÜFÜR ÖĞRETTİ
Küçükken terbiyem bozulmasın diye beni çocuklarla görüştürmezlerdi. Babaannem çok düşkündü bana; kimse beni öyle sevemez.
Arkadaşlarımın olmaması beni farklı bir dünyaya itti, bir dünya yaratmama sebep oldu. 5-6 yaşlarındaydım... Büyük bir ceviz masa vardı; her bir bacağına ayrı bir karakter vermiştim. Biriyle aram iyi değil, sürekli çekişiyoruz. Diğeriyle çok iyiyiz, sırdaşız. Büyük ihtimalle anneme söyleyemediklerimi onunla paylaşıyordum.
Babaannemin büyük bir konağı vardı, bahçede de bir havuz... Bir tavuğum oldu ama benden nefret ediyordu. Havuzun kenarına oturup onu zorla kucağıma alıyordum. Ben bahçeye girince kaçacak yer arıyordu tavuk. Sonra çatlayarak öldü. Onu çöpte gördüm; o bir travmaydı. En yakın arkadaşım ölmüştü.
Konservatuvara gittiğimde Mustafa Alabora bana küfür çalıştırırdı. Zorla söyletirdi. Yıllarca terbiyeli olunca hoşuna gidiyor insanın. Sonra terbiyesiz oldum; öyle böyle değil. Oya Alasya'yla 'Devekuşu Kabare'de beraberdik. Oya, hep küfürlü konuşurdu. Bir kumbara koyduk, dedik ki, "Artık 'b..' bile desek kumbaraya para atacağız." Benim maaş gitti, Oya beş kuruş atmadı! Çocukluğundan beri küfretmiş; ben yeni başlamışım, öğrendiklerimi sıralayınca maaş gitti!
Konservatuvara başladığımda annem bana bir günlük verip "Lütfen günlük tut" dedi. Yapmadığıma pişmanım. Günlük, ruh açısından çok önemli bir şey. Altından kalkamayacağını zannettiğin, çok büyük olduğunu sandığın acıların, aslında hiçbir şey olmadığını anlıyorsun yıllar geçince. Üstelik o kadar büyük insanlarla çalışmışsın. Tutsana o günlüğü!
1984'ten sonra tiyatro yapmadım. Televizyonda 'Perihan Abla'yla o kadar geniş kitleyle buluştuk ki... Bir de özel tiyatronun şartları çok zordur. Hasta olsan dublörün yoktur. Hepimiz gibi, her şartta çıktım sahneye.
Kostüme saygıyla başlar her şey; ben kostümü giydiğim zaman o olurum. Özel tiyatroda bir tane kostümüm vardı. İşte kostüme saygıyı orada öğreniyorsun. 'Yalova Kaymakamı'ndaki turuncu elbisemi altı ay giydim. Temizlemeye verecek zamanın yok. Gözüm gibi baktım o elbiseye...
Ankara seyircisi çok önemliydi. İstanbul'da 100 oyun bile oynamış olsak, Ankara'ya gittiğimiz zaman tekrar bir hafta prova yapar, bütün fazlalıkları makaslar, temizler, net, temiz haliyle seyircinin karşısına çıkardık. 100 oyun da oynasam orada perde açılınca yüreğim çıkardı.
Seneler önce, çok parasızım... Marketten kemik alıyordum, et alacak para yok. Kemikleri kaynatarak yemekleri lezzetlendiriyordum. Orada çalışan bir adam vardı; hep "Sana kemik ayırdım" derdi. Seneler sonra bir markette o adamla karşılaştık. Dedi ki: "Belki ailenizden daha çok takip ediyorum sizi. O kadar gurur duyuyorum ki; o kemik alan Perran, şimdi Perran Kutman ve hiçbir şey değişmemiş. Hala kemik alan Perran'ı görüyorum. Ama çok güzel bir yere geldi o."

ADAM KOLUMA DOKUNUP GİTTİ
10 sene önce Anadolu Kavağı'ndaydık. Bir adam, eşim Koral'ın yanına gelip şöyle dedi: "Enişte, Adana'dan geldim, karını çok seviyorum, bir dokunayım mı?" "Tabii" dedi Koral. Adam geldi, koluma dokundu. Koral'a teşekkür etti, gitti.
Bir ortama girdiğimde mutlaka birileri gelir, derdini anlatır. Bütün setlerde hep öyle olur. 'Perihan Abla', benden çıktı; şefkatli bir yanım var.
Bundan sonra bir dizi daha yapmak istiyorum ama asla bu şartlarda, bu sürelerde değil. Bu işin aslı 45 dakikadır. Bir dizi 156 dakika olamaz. İki erkek oyuncu, birbirlerine bir şey söyledikten sonra 15-20 saniye öylece kalıyor. Anlam değişiyor, başka türlü şeyler oluyor. Cinayet bu; böyle bitiriyorlar dizileri.
Perran olarak pazardayım, alışveriş yaparım, yemeğimi pişiririm. Pazarcılarla arkadaş olurum. Şöhretin beni üzen bir yanını görmedim.
Mesleğime çok saygılıyım; yüreğim titrer. Erkenden gitmek, sete karşı çok ayıp bir şeydir. Ben yine de geç kalırım endişesiyle sete erken gider, oraya üç dakika mesafede bir yerde arabanın içinde beklerim.
'Hayat Bilgisi'nde oynayan çocuklarımın her biri bugün başrolde oynuyor. Onlar benimle beraber sete saygılı olmayı öğrendi. Ben büyüklerimden ne öğrendiysem, onlara öğrettim. Ama ders verir gibi değil.
Yılın bir bölümünü Amerika'da geçiriyorum. Orada insanı gözleme imkanım oluyor. Karşılaştığım kişilerle ilgili hikayeler yazıyorum.
Hiçbir şeyden korkmadığım kadar yalnız kalmaktan korkarım.
KOMEDİ OYNAYAN KADINA BAŞROL GELMEZ
Sinema filminde oynamayı çok isterim ama iyi senaryo gelmiyor ki. Genelde komedi oyuncusu kadına başrol gelmez zaten. Demet Akbağ mesela; her zaman başroldür onun oynadığı ama başrol diye geçmez. O oyunculuğuyla karakterini başrole çıkarıyor. Yoksa ülkemizde başroller, senaryolar hep erkekler için yazılır.
Türk sineması üst düzeye gelmedi ama gayret var. 10 film çekiliyorsa, mutlaka içinden dört tanesi çok iyi olacaktır. Fakat diziler gibi olmasından korkuyorum. Diziler de seçerek başlandı, gayet güzeldi ama sonradan her önüne gelenle dizi yapıldı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.