80 yaşında da erkeklere çekici geleceğim

Hırslı bir işkadını ve hiç yaşlanmayan bir güzellik figürü... Leyla Alaton, 52 yaşında hayatının en verimli dönemini yaşadığını söylüyor. Kendisiyle halen büyük bir yarış halinde olduğunu söyleyen Alaton, Klass Magazin'e konuştu...
Türkiye'nin ilk kadın girişimcilerinden birisiniz. Bu yönünüzü neye borçlusunuz?
Kadın girişimciliğimi anarşist ruhuma borçluyum. Üniversite zamanı herkes Türkiye'den bir şeyler satıyordu, ben de satarım diye bir maceraya çıktım. Bu hikaye, bir başarı hikayesine dönüştü. Sonra devamı geldi. Bir süre sonra Türkiye- Amerika arası deri ticaretini başlatmış oldum. Tamamen öğrenci halimle, hedef belirlemeden, tamamıyla turistik, öğrenci zihnimle başlattığım bir olay büyüdü de büyüdü...
Meydan okuyan, tutkulu, tuttuğunu koparan bir duruşunuz var. Hep böyle biri miydiniz?
Tutkuyu sevdim ben. Yaradılışım böyleydi ama başkalarını memnun etmek için bastırılıyordu. Artık öyle bir problemim kalmadığını söyleyebilirim; ikinci yarıda ona karar verdim.
SÜRÜDEN AYRILDIM
Neydi kırılma noktası?
Kırılma noktası, kendimi gayet hür ve bağımsız hissetmem. Gençlik etraftan onay beklenen bir süreçtir; hepimiz böyle geçirdik gençlik dönemlerimizi. Zamanla sürüden ayrılıyor insan.
Düze çıkıp son sürat yüzebilmesi için insanın illa dibe mi vurması gerekiyor?
Her insanın kendine göre dipleri var. Hayatımızın değişik dönemlerinde, değişik travmalar yaşıyor olabiliyoruz. Hiçbirinin acısı bir diğerininkinden daha az kötü değil. Allah beterinden sakınsın demek lazım. Ne hastalıklar, ne ölümler yaşıyor insanlar. Ben başıma gelen olumsuzlukları, büyütecek kadar önemli görmüyorum; hayatın olağan cilvelerinden biriydi.
Aynada gördüğünüz kadına aşık mısınız?
Yok, hiç değilim. Ben aynalara hiç bakmam ayrıca. Ancak bir sabah, bir de akşam makyajımı silerken... Aynalarla işim olmaz. Kendimi yeni yeni beğenip sevmeye başladım. Bazı insanlar yaşsız olur, ben de onlardan olacağım; 80 yaşında erkeklere yine çekici geleceğim.
TAKDİR EDİLMEYİ SEVİYORUM
Beğenilmeyi seviyorsunuz yani...
Beğenilmek değil, takdir edilmeyi seviyorum. O da bu yaşlarda oluyor ancak. Çünkü başka bir pozisyonda oluyorsun, lig dışı kalıyorsun. Ben hiçbir ligde yarışmıyorum mesela, lig dışındayım artık.
Neden yarışı bıraktınız?
Hiçbir zaman yarışta olmadım ki... Çünkü hep kendimle yarıştım, hiçbir zaman bir lige dahil olmadım. Boğa burcuyum, kendi çıtamı kendim belirlerim ve yarışım hep kendimle olmuştur. 'Leyla hangisini yapsa daha iyi olurdu?' sorusunun cevabında oldum hep. Hiçbir zaman kendimi başkalarına beğendirmek için yaşamadım. İnsanın kendi yapacağı şeyin en iyisini yapması zaten başlı başına bir tatmin konusu olmalı. Ben kendimi neden başkasıyla yarıştırayım ki! Hiçbir yarışmada değilim, insanın kendiyle yaptığı yarışın yeterli olacağını düşünüyorum.
52 YAŞINDAYIM, NE AŞKI!
Aşkı nasıl yaşarsınız? Romantik mi, tansiyonu yüksek mi?
Aşkı dobra, dengeli ve bilinçli yaşarım.
Aşkın kimyasında kuşlar, kelebekler, böcekler yok mudur?
Pardon ama 52 yaşındayım, yani ne aşkı! Aptal romantik hiç olmadım. Elbet hisli, hassas ve alıngan olduğumu düşünüyorum ama çok da realistimdir. Bilincinde olmak bir şeyin, ona daha çok değer katar; aşk da böyle.
Peki ya yaşlanmak?
Yaş almaktan korkmuyorum. Zaten insanın ruhu yaşlanmıyor. '80 yaşındayım ama kendimi 20 yaşında hissediyorum' diyenleri şimdi çok daha iyi anlıyorum. İnsanın ruhunun genç kalması, pes etmemesi, kendini hayattan koparmaması lazım.
EN VERİMLİ DÖNEMİM
Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
Hayatımın çok önemli dönemlerinden birindeyim. Çocuklarımın büyümüş olması, ergenlik döneminde olmaları beni rahatlattı. Sosyal aktivitelerimin yanı sıra, iş hayatında da kendimi en iyi hissettiğim ve en verimli olduğum dönemi yaşıyorum. Tüm bunlar, bir bütün olarak çok önemli. Hayatımın en üretken dönemindeyim. Bu da bana çiçek açtırıyor. Hayatımızın değişik dönemlerinde, değişik travmalar yaşıyoruz. Ama ben hiçbir zaman boşanmamı da travma haline getirmedim.